Kavuncu: Kreş Tartışmaları Kadınları Endişelendiriyor

(TBMM) - İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, iktidar tarafından belediyelere kreşlerle ilgili gönderilen yazı sonrası başlayan tartışmalara ilişkin olarak, "Beyefendiler bağırıp çağırırken bu olan biteni asgari ücretle yaşamaya çalışan çocuğunu o kreşlere gönderip ihtiyacını gideren kadınlarımız endişe ve korkuyla takip ediyorlar. Sayın Murat Kurum, kreş konusunu Milli Eğitim Bakanlığı'na hatırlatacağına, Hatay'daki Maraş'taki depremden etkilenen vatandaşın konutlarını teslim etsin" ifadesini kullandı.

Kavuncu, TBMM'de düzenlediğı basın toplantısında, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninden sonra kılıç çatarak and içme seremonisi düzenleyen ve "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı atan teğmenlere ilişkin olarak, "Hepsi pırıl pırıl vatansever çocuklar belki de bu yemini yaparken, en büyük motivasyonlarından biri de tarikatların birçok kuruma sızdığı, FETÖ'nün ordunun içerisine sirayet ettiği durumda orduda böyle bir durumun olmadığını böyle bir yapılanmanın orduya giremeyeceğini, böyle bir sıfatlamaya maruz kalmamak için belki de bu dürtüyle 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diye haykırıyorlar. AK Parti döneminde atanan komutanların yetiştirdiği çocuklar bunlar. Provokasyonla bu gencecik çocukların hayatını karartacak bir adım umarım atılmaz. Bu karar Milli Savunma Bakanı'nın da itibarını zedeleyecek" dedi. Kadın teğmenlere sosyal medyadan yapılan hakaretleri eleştiren Kavuncu, "Bu teğmenlerle ilgili alçakça, şerefsizce ağza alınmayacak hakaretlerde bulunuldu. İktidardan herhangi birinin yakınlarına böyle hakaret edilse belki o gün sabah polisler kapıdan hakaret edilen kişiyi alırlardı ama bu hakareti yapan kişilere cezai müeyyide uygulanmadı. Ordunun hiçbir şekilde siyasete bulaşmamasını hep söyledik ama bu konu o değil. Bu gencecik teğmenlerin iyi niyetle yaptığı bir durum. Teğmenlerimizin yanındayız onların konuyla ilgili durumu takip etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

"Merkel'in hatıralarından anladığımız, Avrupa Birliği istediğini almış"

Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel'in hayatını kaleme aldığı "Özgürlük" isimli kitabında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeye ilişkin değerlendirmelerinin yer aldığını belirten Kavuncu, "Almanya'nın memnun olduğu, Avrupa Birliği'nin memnun olduğu, Türkiye'ye müteşekkir olduğu ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hiç memnun olmadığı göçmen meselesi. Merkel yazmış Cumhurbaşkanıyla görüştüm, görüşmeler sonrasında göçmen meselesinin Avrupa'nın başına bela olmasından bu durumu kurtardık' diyor. İki konu var. Bunlardan bir tanesi bir tek kişinin ikna edilmesiyle bu yabancı devletler, Türkiye ile ilgili meselelerini halledebildiklerini görmüşler. Bu onun ifadesi. Neticede öyle gözüküyor ki Merkel'in yazdığı hatıralardan biz şunu anlıyoruz, Avrupa Birliği istediğini almış. Biz ülkemizde milyonlarca plansız gelen göçmeni bulmuşuz. Biz bu konuyla ilgili tepkimizi her zaman koyduk. Devletin bu konuyla ilgili doktrini olması lazım. AK Parti hükümetlerine kadar bu yaklaşım vardı. Türk devleti hep koruyucu, himayeci yapı gösterdi. Gettolaşacak bir duruma mahal vermedi. AK Parti döneminde günlük, popülist politikalarla üç beş dolar da bir ödenek verileceği söylenmişti. Bir başka taahhüt de Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği'nde vizesiz dolaşabileceğine dair taahhüt vardı. Ne oldu bugün milyonlarca mülteci bizim ülkemizde, Biz Avrupa Birliği'nde vizesiz dolaşabiliyoruz, Konsolosluklara gidin, ne kadar insanımızın vize başvurusunun reddedildiğini görün" ifadesini kullandı.

Etki ajanlığı

Kavuncu, etki ajanlığı düzenlemesine ilişkin TBMM'de tüm partilerin grup başkanvekillerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıya ilişkin olarak, "Hem komisyonda hem Sayın Özlem Zengin'in bizleri davet ettiği toplantıda bize devlet yetkilileri neden böyle bir yasaya ihtiyaç duyulduğunu anlattılar. Böyle bir yasaya ihtiyaç duyulmasının temel sebebi, üçüncü ülke vatandaşlarının Türkiye'deki başka ülke vatandaşlarına uyguladıkları operasyonlar. Yurt dışındaki istihbarat örgütlerinin Türkiye'deki çete, mafyalara taşeron olarak kullanarak üçüncü dünya ülkelerin vatandaşlarına uyguladıkları bir takım operasyonlar. İnsan öldürmeye kadar giden suçlar var. Bu cezalar mevcut ceza kanunundaki 'casusluk' kapsamına alınamıyor. Yetersiz kalıyor. Biz muhalefet partileri olarak bunları dinledik. kendi önerilerimizi sözlü olarak dile getirdik. Bize dendi ki, 'biz görüşlerinizi duyduk, dinledik konuyla ilgili yakın zamanda geri dönüş yapacağız.' Sayın Özlem Zengin, olumlu bir adım atmıştır fakat sonradan AK Parti Grup Başkanı 'muhalefet somut öneride bulunmadı' gibi açıklama yaptı. Bu olumlu yaklaşımı sabote etmek veya muhalefete tuzak kurmaktır, biz öyle okuruz ya da kendi grup başkanvekilini sabote etmektir" diye konuştu.

"Çocuğunu o kreşlere gönderip ihtiyacını gideren kadınlarımız endişe ve korkuyla takip ediyorlar"

Kavuncu, iktidar tarafından belediyelere kreşlerle ilgili gönderilen yazı sonrası başlayan tartışmalara ilişkin olarak, "Hükümetin, 2007'de çıkmış bu kanunla ilgili uygulama 17 yıl sonra aklına geliyor. 17 yıl hiçbir şekilde hiçbir belediyeye, 'ne yapıyorsunuz böyle bir kanun var, anaokulu açamazsınız' demeyen iktidar, 31 Mart seçimlerinden sonra kanunu hatırlamaya başlıyor. İşine geldiği gibi kanunları çalıştıramazsın. Mevzuat kanun, AK Parti için de mevzuat kanundur ve herkes için geçerlidir. Bütün bu kavgadan benim güzel halkım etkileniyor. Çalışan analar çocuklarını bu kreşlere yolluyor, orada beyefendiler bağırıp çağırırken bu olan biteni asgari ücretle yaşamaya çalışan çocuğunu o kreşlere gönderip ihtiyacını gideren kadınlarımız endişe ve korkuyla takip ediyorlar. Sayın Murat Kurum, kreş konusunu Milli Eğitim Bakanlığı'na hatırlatacağına, Hatay'daki Maraş'taki depremden etkilenen vatandaşın konutlarını teslim etsin" değerlendirmesinde bulundu.

"AK Parti'nin de aynı düşüncede olduğunu gördük"

Kavuncu, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun grup toplantısında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'a umut hakkı konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "hemfikir misiniz, değil misiniz" diye sorduğunu anımsatarak, "Cumhurbaşkanı da Sayın Bahçeli'nin yaklaşımının doğru olduğunu, bunun arkasında olduklarını, bu konuda da hemfikir olduklarını söylemiş oldu. Biz sadece MHP'nin değil, AK Parti'nin de Abdullah Öcalan'ın Meclis'te konuşabilme ihtimali konusunda aynı düşüncede olduğunu gördük. Ana muhalefet bütün bunlar olurken normalleşme çabaları içinde ve bir süreç başlatılmış. Bu sürecin nasıl işlediğine dair bilgi sahibi değiliz. Bu süreçleri Türkiye daha önce yaşadı. Bizler bunların doğru olmadığını, devlet şuuru ile yaklaşılması gerektiğini söyledik. Biz bu oyunda yokuz" ifadesini kullandı.

Bizden olmayana nefes aldırmayız

Kavuncu, Anıtkabir'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan lehine slogan atılmasına ilişkin olarak da, "Bunu maalesef ikinci yıldır TBMM'de gündeme getiriyorum. Cumhurbaşkanının veya herhangi bir kişinin yakınının mezarı başında slogan attırılır mı, saygısızlık addedilmez mi? Cumhurbaşkanının tek bir cümlesine bakar. 'En ufak bir slogan bir tek cümle söylerseniz, bir daha sizi oraya sokmam orası Anıtkabir'dir. Cumhuriyetimizin kurucusunun mekanıdır' diyemez mi bu ülkenin Cumhurbaşkanı. Ağzını açtı mı, açmadı. Demek ki memnun. Tarikat şeyhinin evine üniformasıyla giden bir amirale bir soruşturma yürütülmeyen bir yerde Mustafa Kemal'in askerleriyiz diye törenden sonra kendi aralarında kutlayan gencecik çocuklara disiplin konusunu gündeme getiriyorsanız, bizden olana her tür yol mubah ama bizden olmayana nefes aldırmayız demektir" ifadesini kullandı.