Katilini ilan eden bir kadın…

Eşimin tekrar eve gelebileceği, bana yine tehdit ve hakaretlerde bulunabileceği ve zarar verebileceği hususunda endişe duyduğum için davacı olmaya geldim. Can güvenliğimden endişe ediyorum.

Tarih, 5 Ağustos 2024.

Fadim T.’nin şikayeti üzerine bir gün sonra eşi Savaş T.’ye üç ay evden uzaklaştırma cezası verildi.

Fadim T., korktuğu için evin kilidini bile değiştirdi.

Endişelenmekte çok haklıydı.

Şikayetinden 38 gün sonra, 12 Eylül 2024 sabahı saat 04.38’de eve zorla giren eşi tarafından, 12 yaşındaki kız çocukları İ.T. odasında uyurken, beş kurşunla vurularak öldürüldü.

Savaş T., eşini öldürmekle bırakmadı.

Avucunda bir sigara söndürdü!

SAAT 04.18’DE BARIŞMAK İÇİN GELMİŞ

Savaş T.’ye tasarlayarak öldürme ve ruhsatsız silah bulundurmaktan, katil kocayı araçla eve getiren Fikret İ.’ye cinayete yardımdan Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Savaş T., ifadesinde, eşini suçluyor.

Eşinin saldırıp hakaret ettiğini ve kalbine bıçak batırdığını ileri sürüyor. Eşi tarafından aldatıldığını iddia eden Savaş T., “Sürekli namaz kılıp tespih çektim” diyor.

Barışmak amacıyla saat 04.18’de eve gittiğini savunarak, “Bu saatte gitmemin nedeni, eşimle barışarak, sabah namazını yanında evde kılmak istememdi” diye konuşuyor.

Ancak eve girdiği andan itibaren eşinin hakaret ettiğini, “Senin erkeklik onurun yok mu? Daha kaç defa sen aldatacağım” diyerek, yüzüne tükürdüğünü iddia ediyor. Yatak odasındaki silahı alıp eşine ateş açtığını söylüyor.

KIZI YALANINI ORTAYA ÇIKARDI

Savaş T., ceza almaktan kurtulmak için açıkça yalan söylüyor.

Katil eşin yalanını üç kritik tanık çürütüyor.

İlki, cinayet anında evde bulunan 12 yaşındaki kızları İ.T.

İ.T., o sabah saat 04.38’de annesinin çığlığına uyanmış. Ancak kabus gördüğünü düşünerek tekrar uyumuş.

Sabah 08.40’ta gözlerini açınca annesini aramış.

Fadim T., telefonunu açmayınca yatak odasına yönelmiş.

Annesini yerde kanlar içerisinde cansız halde yatarken bulmuş.

İ.T., önceki yıl annesinin babasının cep telefonunda “Namazdayım canım, arayacağım” şeklinde bir mesaj görünce aldatıldığını anladığını söylüyor.

Annesinin şiddete uğradığını da anlatan İ.T., şöyle diyor:

Annem ayrılma kararı aldı. Babam ikna ederek vazgeçirdi ve annem eve geri döndü. Küfretmeye başlayınca annem yine boşanma kararı aldı. Babam sürekli ‘Önce seni öldüreceğim, sonra kendimi’ diye tehdit ediyordu. Bir seferinde şiddet uyguladı. Annem her seferinde ‘Başıma iş gelirse, öldürülürsem bil ki baban yapmıştır. Ondan şikayetçi olmazsan hakkımı helal etmem’ diyordu.”

ZORLA TERS İLİŞKİ

İkinci tanık ise Fadim T.’nin kız kardeşi Canan A.

Canan A.’ya göre eniştesi, ablasını aldatmış.

Hatta ablası, eşinin birliktelik yaşadığı kadınla kavga etmiş ve bu yüzden soruşturma açılmış.

Canan A., şunları söylüyor:

Ablam boşanma kararı aldı. Savaş tüm malvarlığını kendisine bırakması için ablama baskı yaptı. Duruşma günü Savaş özür dileyince ablam boşanmaktan vazgeçti ve barıştılar. İki üç hafta sonra Savaş, zorla ablamla ters ilişkiye girdi. Ablam da tekrar boşanma davası açtı.

38 GÜN ÖNCEKİ ŞİKAYET

Üçüncü tanık da bizzat Fadim T.

Fadim T., 5 Ağustos 2024’te Antalya Emniyet Müdürlüğü Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Bürosu’na geldi, 16 yıllık eşi Savaş T. tarafından psikolojik baskı ve fiziksel şiddet gördüğünü anlattı. Bugüne dek aile birliğinin bozulmaması için şikayetçi olmadığını belirtti.

Ancak 29 Temmuz 2024’te ipler kopmuştu.

İşte, Fadim T.’nin ölümünden 38 gün önceki ifadesi:

Sabah 6 sıralarında eşimle aramızda tartışma çıktı. Tartışma sebebimiz, eşim benimle ters ilişki yaşamak istedi. İstemediğimi söyleyince bana ‘O zaman üzerindeki dükkanı kızımızın üzerine yap. Benden de herhangi bir talepte bulunma, boşanalım’ dedi. Kabul etmeyince ‘O zaman kalk gidiyoruz, seni öldüreceğim o…, zaten beni üç kişiyle aldatıp onlarla yattın’ dedi. Açık gri renkli bir tabancayı evimizin üst katından alıp yanıma geldi. Silahı bana doğrulttu. ‘Hadi kalk, ıssız bir yere gideceğiz, seni öldüreceğim’ şeklinde tehditlerine devam etti. Ben de ‘Öldüreceksen, burada öldür, bir yere gitmiyorum’ şeklinde direndim. ‘Dükkanı kızımın üzerine vereceksin, benden birşey almayacaksın, öyle boşanacaksın, seni öldürürüm’ şeklinde tehditlerine devam etti. O gün tartışmamız bitti. Sakinleşip yanımdan ayrıldı. ‘Bu evden defolup gideceksiniz, ben bu evde kalacağım’ dedi.

Fadim T., bir gün sonra eşinin “Beraber bir yere gideceğiz dediğini” anlatarak, şunları söylüyor:

“Kendisiyle gitmek istemediğini, işe gideceğimi söyledim. ‘Bu evden defolup gidiyorum. Boşanma davası açacağım. Sen de açarsın’ diyerek, eşyalarını ve silahını alıp gitti.”

Fadim T., eşinin eve tekrar gelip tehdit ve hakaretlerde bulunabileceğinden, kendisine zarar verebileceğinden endişe duyduğunu kaydediyor. “Can güvenliğimden endişe ediyorum” diyor.

SUÇ ORTAĞI NEDEN SERBEST?

Savaş T.’nin “Eve barışmak için gittim, bana hakaretler edince ateş ettim” şeklindeki savunması inandırıcı bulunmadı.

Fadim T. ve kızı İ.T.’nin ifadeleri ile katilin silahla gelmesi, tasarlayarak kasten öldürmenin dayanağı sayılıyor.

Fikret İ.’nin ise cinayetin işleneceğini bilerek katili eve getirdiği, cinayetten sonra araçla Korkuteli’ne kaçırdığı ifade ediliyor.

Fikret İ., buna rağmen tutuksuz yargılanıyor.

Fadim T.’nin ailesinin avukatlığını üstlenen Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’ne bağlı hukukçular 11 Şubat’taki ilk duruşmada Fikret İ.’nin tutuklanmasını isteyecek.

Öcalan, ‘Silah bırak’ çağrısı yapacak mı?

DEM Partili Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk’ten oluşan İmralı heyeti, Öcalan’la ikinci kez görüşmek için bugün Adalet Bakanlığı’na başvuruyor.

Bahçeli, ikinci görüşmenin sonunda ‘terörün bittiği ve örgütün lağvedildiği’ açıklamasının yapılmasını istemişti.

Erdoğan da “Şayet gerekli çağrı yapılır, terör örgütü ve bağlantılı yapılar gereken adımları atarsa kazanan Türküyle Kürdüyle tüm Türkiye olacaktır” demişti.

Peki, Öcalan, ikinci görüşmede PKK’ya silah bırakma çağrısı yapar mı?

Bu soruyu DEM Partili kaynaklarıma sordum.

Anladığım kadarıyla Öcalan’dan böyle bir çağrı beklenmiyor.

DEM Partililer şöyle diyor:

“Çağrı olur olmaz, bilmiyoruz. Öcalan, heyetin dışarıda yaptığı görüşmelerin dönüşlerini aldıktan sonra kendi çözüm önerilerini, önceden yapılması gerekenleri değerlendirebilir diye yaygın bir görüş var. Belki de yapacağı çağrının zemininin ne olması gerektiğini konuşur.”

DEM Partililer iktidarın çağrı beklentisine ilişkin “Onların kendi gündemidir bu. Yoksa o aşama, gerekli adımlar atıldıktan sonra niye olmasın?”

“Adımlar atıldı mı?” diye sordum.

Şu karşılığı verdiler:

“Tek bir adım atılmadı. Muhalefet güçleri ve iktidar odakları görüş bildirdi. Heyet de raporlaştırıp sunacak, o kadar.”

Sordum.

“Anladığım kadarıyla size göre Öcalan’ın silah bırakma çağrısı yapacağı bir zemin oluşmuş değil.”

Şöyle dediler:

“Geçenlede KCK’den açıklama yapıldı. Oradan da anlaşılıyor ki, aslında bir temas yok, hala bir mekanizma oluşturulmuş değil. Bu insanlar nereye bırakacak silahı? Kimi muhatap alacak? Hangi yasal düzenlemeye muhatap olacak? Hiçbir şey olmadığı için bu konuda tartışmanın süreceğini düşünüyoruz. Bizimki öngörü tabi.”