Karar yazarı Çakır: 78 yaşındaki Melek İpek’in hapis cezası alan Melek İpek’in hukuken izahı mümkün mü?
Karar yazarı Çakır: 78 yaşındaki Melek İpek'in hapis cezası alan Melek İpek'in hukuken izahı mümkün mü?
T24 Haber Merkezi
Karar yazarı Elif Çakır, 78 yaşında "silahlı terör örgütü üyesi olma" suçundan 7 yıl 6 ay "Sermaye Piyasası Kanunu’na Muhalefet Suçundan" da 4 yıl 2 ay hapis cezası Alan Melek İpek'i köşesine taşıdı. Dosyayı inceleyen DEVA'lı vekil Mustafa Yeneroğlu'nun "cezaların hukuki olmadığı" açıklamasını örnek gösteren Çakır, "Maalesef özellikle FETÖ davalarında sıkça görülen bir durum bu. Hukuken izahı mümkün değil ama zaten hukuka bakan kim ki?" dedi.
Yeneroğlu'nun ""Hukuktan uzak bir anlayış ile on binlerce kişide olduğu gibi Melek İpek hakkında da silahlı terör örgüt üyeliğinden ceza verilmiş. ‘Sermaye Piyasası Kanunu’na Muhalefet Suçu' kapsamındaki eylemlerde 2003 yılı ila 2013 yılları arasındaki sermaye hareketleri ile ilgili olup bu suç açısından da MASAK’ın suç tespiti söz konusu değildir. Tüm işlem ve eylemleri yasaya, mevzuata uygun gerçekleşmiş şirket hareketlerinden, ibra oluş yönetim işlerinden suç üretmek hukuken izah edilebilir mi?" açıklamasını örnek gösteren Çakır'ın köşe yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Hukuka göre suç olmayan eylemler iddianameye yazılır mı? Maalesef özellikle FETÖ davalarında sıkça görülen bir durum bu. Hukuken izahı mümkün değil ama zaten hukuka bakan kim ki?
On binlerce insanın hayatı aynen bu şekilde 'hukuken izah' edilemeyen sebeplerle karartıldı. Evrensel hukuk ilkeleri alaşağı edildi, somut deliller yerine bazı tanıkların elverişli, işe yarar 'gördüm Fetöcülerle çok samimiydi', 'Fetöcü olduğunu biliyorum' gibi beyanları esas alındı, delil sayıldı, savcılar somut delil, suç unsuru bulamadıklarında ‘adeta’ diyerek ‘irtibat, iltisak’ diyerek klasörler dolusu iddianemeler yazdılar. İlk derece mahkemeler klasörler dolusu iddinameleri okuma gereği bile duymadan 'adeta' diyerek 'iltisak ve irbat' diyerek hükümlerini verdiler.
Hukuken izahı mümkün mü?
***
Mustafa Yeneroğlu açıklamasında şu soruları soruyor:
'Melek İpek hakkında mahkemece kabul edilen eylemlerin hiçbirisi yasa dışı eylem ve işlemler değildir, tamamı yasal faaliyetlerdir. Bu eylemler yapılırken devletin başbakanları, bakanları, milletvekilleri ve üst düzey bürokratları Melek İpek ve çocuklarının etrafında pervane oluyorlardı. Eğer silahlı terör örgütüne üyelik suçu oluşmuş ise işe Melek İpek’i, İpek Ailesini ve daha nicelerini bu işlere teşvik edenlerden ve her işlerinde de tebrik edenlerden başlamak gerekmez mi?'
Mahkemelerin FETÖ ve terör örgütü üyeliği davalarında 'suçun manevi unsuru kriterinin' askıya alındığını söyleyen Yeneroğlu’nun sözleri şöyle:
'Örgüt üyeliği suçu kapsamında; örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir. Söz konusu olayda bu durumların hiçbirisi gerçekleşmemiştir. Özetle müsnet suçun maddi ve manevi unsurları gerçekleşmemiş durumdadır.'
Hukuken suçun maddi ve manevi unsurları zerre kadar gerçeklememiş ama Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi Melek İpek hakkında 'silahlı terör örgütü üyesi olma' suçundan 7 yıl, 6 ay, 'Sermaye Piyasası Kanunu’na Muhalefet Suçundan' ise 4 yıl 2 ay hapis cezasını vermiş.
İstinaf noter gibi bekletmeden kararı onamış, Yargıtay 3. Ceza Dairesi de onamış cezayı kesinleştirmiş.
Hukuken izahı mümkün değil ama içinde bulunduğumuz konjonktür durumu gayet güzel izah ediyor!
Evet, hakimler için iktidarın 'coğrafi teminatı' bir türlü getirmesinin sebebi belki bu yüzden. Çünkü 'coğrafi teminat' olsaydı HSK, iktidarın hoşuna gitmeyen karaları veren hakimleri başka illere süremezdi."