KAAN’a yerli yangın sistemi
Yeni nesil milli muharip uçak KAAN’ın yangından koruma sistemi de yerli olacak. Yüksek teknoloji özellikleriyle dikkat çeken sistem, herhangi bir olumsuz durumda 5 saniyede yangın uyarısı yapıyor. Yerli üretim, Hürjet için de yapılacak.
İlk uçuş sınavını başarıyla atlatan KAAN’da ‘yüksek yerlilik’ hedefi çerçevesinde alt yükleniciler de var gücüyle çalışıyor. KAAN’ın yangından koruma sistemi de Master Defence firması tarafından üstleniliyor. Yerli sistem motor ve yedek güç üniteleri ile muhtelif ikincil yangın bölgelerinde oluşabilecek yangınlarına karşı uyarı ve koruma sağlıyor. İlgili firma Hürjet için de yangından koruma sistemi yapacak.
Termal tellerden oluşan koruma sistemi KAAN’ı, yangın olasılığı bulunan motor bölmesinden silah yuvalarına, iniş takımlarından hava akış kanallarına kadar sararak koruma altına alıyor. Farklı bölmeler için farklı sıcaklık değerlerine göre akıllandırılan ve kalibre edilen termal teller uçağın kritik öneme sahip her bir bölgesinde adeta bir sinir ağı kuruyor. Bu tellerinden alınan verileri kontrol kutusu olarak adlandırılan bir beyinde işlenerek sonuç elde ediliyor. Çıkan sonuçları ise doğrudan pilotlara iletiyor. Sistemde hafifliğin sağlanması ve dayanıklılığın korunması amacıyla titanyum sistemler kullanılıyor. Yangın ihtimalinde kullanılacak özel tüpün üretimi de yine yerli olarak Master Defence tarafından yapılıyor.
Koruma sistemi, herhangi bir olumsuz durumda 5 saniyede yangın uyarısı yapıyor. Ardışık yangın tespit kabiliyetine sahip olan sistem, 400-350-300°C gibi muhtelif yangın alarm noktalarına da sahip. Sistemin geneli ise kontrol üniteleri, termal tel dedektörler, mekanik bağlantılar, yangın bastırma tüplerinden oluşuyor. Normal süreçte kara araçlarına hizmet veren bir firma olduklarını belirten Master Defence Genel Müdürü Kader Sancak, “KAAN’ın tasarım aşamasında duyduk ki bir yangın söndürme sistemine ihtiyaç duyuluyor. Dedik ki, biz neden yapmayalım? Zaten burada mevcut bir kabiliyet var. Üzerine çok koymamız gerekiyor ama yapamayacağız bir şey yok. Biz bunu yapabiliriz dedik ve ihaleye katıldık ve sonrasında ihaleyi alarak KAAN için hizmet vermeye başladık” dedi.
Alt yükleniciler ve TUSAŞ arasında çok dinamik bir çalışma ortamı kurulduğuna dikkat çeken Sancak, “Ya onlar bizdeydi (TUSAŞ) ya biz onlardaydık. Gece gündüz ya onların personelleri bizim ofisteydi, ya bizim arkadaşlar oradaydı. Ya da hep beraber testi yapan merkezdeydik aslında. Sadece TUSAŞ'ta değil, Savunma Sanayi Başkanlığı'ndan temsilciler de vardı. Yani bunu biz tamamen kolektif bir çalışma içinde yaptık. TUSAŞ'ın, Savunma Sanayi Başkanlığı'nın işi yapacak alt yüklenicilerin birlikte ortak akıl koymasıyla biz bu işi gerçekleştirebildik. Ürünü teslim ettik Aylarca onlarla beraber iç testlere devam ettik” bilgisini verdi.
KAAN’la birlikte sistemin zorlu testlerden geçtiğini belirten belirten Sancak, “Biz ürünü teslim ettikten 3 ay sonra ilk uçuş gerçekleşti. Yani o 3 ay süresi boyunca bizim arkadaşlar her gün oraya gitti. Ve 3 ay boyunca uçağın hem kendi uçma testlerinde hem yerdeki tüm zorlu testlerinde çok zorlu testlerden geçti sistemimiz. Tüm testlerde yer aldı ve hepsinden başarıyla çıktı” dedi.