Japonya’da cinsel saldırı mağduru kadınlar anlatıyor: ‘Her gün bir mücadele oldu’

Rina Gonoi'nin iki hayali vardı: Asker olmak ve bir judocu olarak olimpiyatlarda yarışmak

Dört yaşındayken ağabeyi ona judo eğitimi vermeye başlamıştı ve askerleri savaşırken ilk kez gördüğünde 11 yaşındaydı.

Japonya'da Savunma Kuvvetleri (SDF) olarak bilinen silahlı kuvvetler, 2011'deki deprem ve tsunami felaketinden sonra, felaketten en çok etkilenen Miyagi Eyaletindeki Higashi-Matsushima'da bir tahliye merkezinde Gonoi ve ailesine yardım etmişti.

Kadın askerler yardım çalışmalarına katılmıştı; "Bize yiyecek verdiler ve bir aşevi işlettiler" diye anlatıyor 23 yaşındaki Gonoi:

"Banyo yapabilmemiz için bize sıcak su getirip götürüyorlardı. Onlara baktım ve 'Ne harika bir iş' diye düşündüm. Toplum için, insanlar için çalışmak isteği doğdu."

Uyarı: Bu haber cinsel saldırıya ilişkin betimlemeler içeriyor

Gonoi, Japon ordusunda Kara Savunma Kuvvetleri'ne (GSDF) katıldığında her iki hayaline de ulaşabilecek durumdaydı.

Ama eğitim sonrası birliğine katıldığında "her gün" maruz kaldığı cinsel tacizle bu hayalleri paramparça oldu.


Rina Gonoi, orduda cinsel şiddete maruz kaldığını anlatıyor

"Göğüslerim ellendi, yanağımdan öpüldüm, elle taciz edildim, koridorda meslektaşlarım ya da üstlerim herkesin gözü önünde bana sürtünüyorlardı. Benden oral seks bile istediler."

Kendisine vücuduyla ilgili yorumlar yapıldığını, göğüslerinin büyük ya da küçük olduğunu, vücudunun iri olduğunu söylüyorlardı.

Ağustos 2021 karanlık bir dönüm noktası oldu.

Dağdaki bir eğitim tatbikatı sırasında, Gonio'nun üç erkek meslektaşı onu içki içtikleri bir çadıra çağırmıştı.

"Birini boğar gibi yere yatırmayı içeren bir dövüş sanatı tekniğinden bahsediyorlardı. Benim de denememi istediler ve yatağa bağlayıp nefesimi kestiler."

Gonoi, üç kişinin bacaklarını zorla açıp sırayla ve defalarca vücutlarını kendisine bastırdıklarını, etrafta 10'dan fazla meslektaşının olduğunu ama kimsenin bu üç kişiyi durdurmadığını söyledi.

"Birçoğu gülüyordu. Umutsuzluğa kapılmıştım. Sanki bedenim ve ruhum kirlenmişti."

Gonoi olayı üstlerine bildirmiş ama şahit bulamadığı için şikayeti reddedilmiş.

Daha sonra, üç adam GSDF polis birimi tarafından uygunsuz saldırı şüphesiyle savcılığa sevk edilmiş ve dava delil yetersizliğinden düşmüştü.

Sonunda Gonoi işi bırakmaktan başka çaresi kalmadığını hissetti.

"Zihinsel ve fiziksel olarak tükenmiştim, kendimi eve kapattım."

Orduda başına gelenleri kamuoyuna anlatmaya karar verdiğinde ailesi ve çevresindekiler karşı çıkmış.


Cinsel saldırıların çoğu bildirilmiyor

Japonya'nın erkek egemen toplumunda cinsel şiddet mağdurlarının çoğu utanç içinde sessizliğe gömülüyor. Seslerini çıkaranlar ise şiddetli bir tepkiyle karşılaşıyor.

Yakın zamanda yapılan bir araştırma, Japonya'daki cinsel saldırıların yüzde 70'inden fazlasının bildirilmediğini gösterdi.

Gonoi konuşmaya karar verdiğinde bunun kolay olmayacağını biliyordu. Yerleşik bir askeri kurumu karşısına alıyordu.

Başına gelenleri YouTube'da paylaştığında hikayesi, ülkenin ve medyanın dikkatini çeken nadir vakalardan biri oldu.

Gonoi, hem orduda hem de başka yerlerde cinsel şiddete uğramış kadın ve erkeklerin de hikayelerini kendisiyle paylaştığını söylüyor. Ayrıca savunma bakanlığından soruşturma talep eden dilekçesine 100 binden fazla imza toplamıştı.

Ama tepki gösterenler de vardı; bazıları çirkin olduğunu söylüyor, bazıları onu erkeğe benzetiyordu.

Dilekçesi için imza toplarken ölüm tehdidi bile almıştı.

Japonya'da böylesine dikkat çeken son dava 2019'da gazeteci Shiori Ito'nun kendisine tecavüz ettiğini söylediği ünlü bir muhabire karşı açtığı ve kazandığı davaydı.

Bu aynı zamanda Çiçekli Gösteri Hareketi'nin başladığı yıldı. Nisan 2019'dan bu yana her ayın 11. gününde, cinsel şiddet mağdurları ve destekçilerinden oluşan gruplar, cinsel suçlardan haksız yere beraat edenleri protesto etmek ve ülkenin cinsel şiddet yasasında değişiklik yapılması çağrısında bulunmak üzere Japonya genelinde kamusal alanlarda bir araya geliyor.

Mevcut yasayla ilgili sorunlar, 2019'da dört davada verilen beraat kararlarıyla daha çok gündeme gelmişti. Davalardan birinde, 19 yaşındaki kızına tecavüz etmekle suçlanan bir baba, mahkemede kızıyla rızası dışında cinsel ilişkiye girdiğini kabul etmesine rağmen beraat etti.

Sessizliğe karşı meydan okuma

Tokyo'daki toplantılardan birinin ardından Minori Kitahara BBC'ye yaptığı açıklamada "Çiçekli gösteriyi başlattım çünkü öfkeliydim. Diğer pek çok kadının da öfkesini hissettim. Ama sesimizi duyurabileceğimiz bir yer yok" diyordu.

Tokyo'nun merkezindeki toplantı küçük ama önemli ve oldukça dokunaklıydı. Bazı insanlar pankartlar taşıyordu, bir tanesinde Japonca "cinsel istismar affedilemez" yazarken, bir diğerinde İngilizce "rıza her şeydir" yazıyordu.

Çiçekli gösteri sessizliğe karşı bir meydan okuma sembolü haline geldi.

Şubat ayında Japon hükümeti, ülkenin cinsel şiddet ceza kanununda yapılacak reformların bir parçası olarak cinsel ilişkide rıza yaşının 13'ten 16'ya yükseltilmesini öngören bir yasa tasarısını onayladı.

Mevcut yasaya göre, bir mağdur sadece rızasının olmadığını değil, aynı zamanda "saldırı veya korkutma" olduğunu ya da karşı koymasını imkansız kılan diğer faktörleri de kanıtlamakla yükümlü.

Kitahara "Yasanın çok ayrımcı olduğunu düşünüyorum... Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, kadın mağdurlar hala dezavantajlı durumda. Seslerini çıkaramayan onca mağduru düşündüğümde, yasanın kendisinin mağdurlara karşı işlenmiş bir suç olduğunu düşünmeden edemiyorum" diyor.

"Rıza yaşının 16 olarak değişmek üzere olduğunu biliyorum ama... bu kadar uzun süre 13 olarak kalması büyük bir sorun."

Kitahara, Japon hükümetinin çoğunlukla "yaşlı erkeklerden" oluşmasının, kadınların neler yaşadığını anlamalarını zorlaştırdığı kanısında.

Japonya Savunma Bakanlığı özür diledi

Rina Gonoi'nin davasının kamuoyunda yarattığı ilgi, orduyu bir iç soruşturmaya yöneltti. Geçtiğimiz Aralık ayında beş asker görevden alındı ve birlik komutanı altı aylığına görevden uzaklaştırıldı. Yetkililere göre, Japonya Savunma Bakanlığı genelinde nadiren yürütülen soruşturmada 100'den fazla taciz şikâyeti daha tespit edildi.

Bakanlık ayrıca Gonoi'den özür diledi.

Gonoi, bunun bir daha yaşanmasını önlemek istediğini ve hükümetin de "davayı ihmal ettiği için" sorumlu olduğunu söylüyor.

Bu yılın başlarında, Gonoi beş fail ve Japon hükümeti aleyhine bir hukuk davası açarak, psikolojik sıkıntıya neden oldukları için erkeklerden 5,5 milyon yen (40 bin dolar) ve istismarı önlemediği için devletten ek olarak 2 milyon yen tazminat talep etti.

Mart ayında Fukuşima savcıları, Japonya GSDF'nin üç eski üyesine Gonoi'nin davasıyla ilgili olarak uygunsuz saldırı şüphesiyle suçlamada bulundu.

İddianamenin ardından Gonoi sosyal medya hesabından, "çalışmalarının boşa gitmediğini" hissettiğini ve üçünün de "suçlarını tam olarak itiraf etmelerini ve telafi etmelerini" umduğunu söyledi.

"Uzun bir süre boyunca neden hiçbirinin yargılanmadığını kabul edemiyorum. Her gün bir mücadele oldu" diye yazdı.

Gonoi, seyahat etmek ve hayatına devam etmek istediğini söylüyor.

"Ben eğlenceyi seven bir insanım. İnsanları güldürmeyi ve gülümsemeyi seviyorum. İnsanlara hala olumlu yaşayabileceğimi ve hayatımdan zevk alabileceğimi göstermek istiyorum. Olduğum gibi yaşamak istiyorum, kendim olmak istiyorum."