İletişim Başkanı Fahrettin Altun’dan sanatçı ve terör sevicilere net mesaj: Siyasi hegemonyanız bitti kültürel hegemonyanız da bitecek
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, katıldığı yayında, göreve başlamadan önce yaşadığı bir anı ve onun üzerine yaptığı "Siyasi hegemonyanız bitti kültürel hegemonyanız da bitecek" paylaşımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özellikle mayıs ayındaki seçimler öncesinde ünlülerden gelen 'siyasi' söylemlere vurgu yapan Altun, "Mahalle baskısıyla kendinden olmayanı ötekileştiren, dışlayan, ona hakaret eden, ağır baskı uygulayan o linç kültürüne karşı, o linç kültürünün iktidarına karşı bizim kültürel çoğulculuğu savunmamız gerekir." ifadelerini kullandı. Terör örgütlerini öven sözde çalışmaların 'Türkiye gerçeği' olarak yansıtılmasının kültürel faşizm olduğunu vurgulayan Altun, "Buna karşı çıkmaya mecburuz" dedi.
Türkiye 14 ve 28 Mayıs'ta sandık başına giderek milletvekillerini ve cumhurbaşkanını seçti. Seçim sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a nefret kusan sözde sanatçılar, muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na açıkça destek verdi. AK Parti seçmenlerine hakaretler savuran sözde ünlüler, kendileri gibi düşünmeyen herkesi küçümsedi. Küfürlere kadar varan skandallara ilişkin katıldığı canlı yayında değerlendirmelerde bulunan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, göreve başlamadan önce yaşadığı bir anı ve onun üzerine yaptığı "Siyasi hegemonyanız bitti kültürel hegemonyanız da bitecek" paylaşımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Henüz bu göreve başlamamıştım. Bir gün İstiklal Caddesi’nde bir kitapçıya girmiştim. Kitapçıda hemen girişte tüm okurların, müşterilerin en iyi şekilde göreceği yerde, terör örgütü mensuplarının övüldüğü, halihazırda hapishanede terörle iltisakı dolayısıyla cezalı olan kişilerin, firari olarak yurt dışına kaçan isimlerin yazdığı kitapların olduğu bir rafla, bir tezgahla karşılaştım.
Bugün hâlâ o attığım sosyal medya mesajı üzerinden bana yönelik çeşitli eleştirilerde bulunuluyor. Oysa ben hâlâ aynı noktadayım. O kültürel hegemonya, Türkiye’nin gerçeğini yansıtmıyor.
Türkiye’nin gerçek renklerini, Türkiye’nin gerçek çoğulculuğunu yansıtan bir kültürel zemine, çoğulculuğa ihtiyacımız var.
Mahalle baskısıyla kendinden olmayanı ötekileştiren, dışlayan, ona hakaret eden, ağır baskı uygulayan o linç kültürüne karşı, o linç kültürünün iktidarına karşı bizim kültürel çoğulculuğu savunmamız gerekir.
Ve buna karşı çıkmaya biz mecburuz…"