‘İklim kriziyle mücadele için’ güç birliği
Türkiye’nin iklim alanında çalışan uzman 15 sivil toplum kuruluşu, ‘İklim Ağı’ çatısı altında bir araya geldi. İklim Ağı, iklim kriziyle mücadelede bilime dayalı gerçekçi hedeflerin yanı sıra ulusal politikaların geliştirilmesine katkı sağlayacak.
Başak Nur GÖKÇAM
Gezegen giderek ısınıyor. İklim değişikliğinin etkileri doğa, canlılar ve toplumlar üzerinde her geçen gün artmaya devam ederken, harekete geçmek için ise zaman giderek daralıyor. İklim krizinin yıkıcı etkilerinden kaçınmak ve ada ülkelerinin sular altında kalmaması için bilim insanları ve sivil toplum kuruluşlarının tek bir gayesi var.
O da küresel ortalama sıcaklık artışını sanayileşme öncesi döneme göre 1.5oC’de sınırlandırmayı başarmak. Bunun sağlanabilmesi için de gerekli olan şey küresel ölçekte sera gazı salımının 2050 yılına kadar net sıfır seviyesine indirilmesi.
Mevcut politikalar güvenli patikaya götürmüyor
Bu bağlamda, Türkiye’nin iklim kriziyle mücadelesini güçlendirecek politikaların geliştirilmesi amacıyla 15 sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek İklim Ağı’nı kurarak, enerji dönüşümü ve ekosistem bütünlüğünün sağlanması gibi kritik alanlarda somut adımlar talep ettiklerini duyurdu.
İklim Ağı’nın tanıtım toplantısında konuşan, WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Behiç Sabuncu, “Mevcut politikalar kritik eşik olan 1.5oC ile uyumlu bir azaltım sağlamıyor.
Bu bağlamda, Türkiye’nin 2053 net sıfır vizyonunun hayata geçirilebilmesi için iddialı ara hedeflere ihtiyacı var. Paris Anlaşması kapsamında verilen 2030 yılına yönelik taahhüdün mutlak emisyon azaltımı ön görecek şekilde gözden geçirilmesi gerek. 2035 yılına yönelik bir sonraki hedef ise net sıfır emisyon hedefini destekleyecek bir emisyon azaltımı öngörüsünün yanında adil enerji geçişine yönelik somut adımlarla desteklenmesi” dedi.
2025 yılında yürürlüğe girmesi planlanan İklim Kanunu taslağının, iklim değişikliğiyle etkin bir mücadele için gerekli azaltım ve uyum hedeflerini içermediğine dikkat çeken TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkan Yardımcısı Berna Balcıoğlu da, “İklim krizi çok katmanlı bir sorun olması nedeniyle iklim politikalarının oluşturulma süreçlerinde kapsayıcı yaklaşımların ele alınması hayati önem taşıyor.
Bu nedenle sivil toplumun sürece dahil edilmesi gerekiyor. Bu çerçevede, uzman sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte oluşturulan İklim Ağı’nın Türkiye›nin iklim politikalarının geliştirilmesinde etkili bir taraf olacağına inanıyoruz. Unutmamalıyız ki, iklim adaletinin sağlanabilmesi için iklim krizinden etkilenen tüm kesimlerin politika oluşturma süreçlerine aktif olarak dâhil edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
İklim politikalarından ne bekleniyor?
Türkiye’de İklim Politikalarına Bakış: 2024 yılı Değerlendirmesi ve 2025 yılından Beklentiler” başlıklı panelde Yeşil Düşünce Derneği Proje Koordinatörü Özge Doruk ve Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları (SEFİA) Derneği Analisti Taylan Kurt, 2025 yılında açıklanması beklenen ikinci Ulusal İklim Hedefi (Nationally Determined Contribution - NDC) için sivil toplumun taleplerini dile getirdiler.
Sivil toplum kuruluşları, özellikle Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 29’uncu Taraflar Konferansı’nda (COP29) açıklanan Enerji Dönüşümü Yenilenebilir Enerji 2035 yol haritasındaki güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitesinin 10 yılda dört katına çıkarılması hedefini olumlu karşılarken, Ulusal Enerji Planı ve 2053 Uzun Vadeli İklim Değişikliği Stratejisi’nde kömür dahil fosil yakıtlardan çıkışın yer almamasını ve bunun dışında nükleer enerjinin 2050 yılına kadar üç katına çıkarılması taahhüdünü, ulusal politikalara ilişkin endişe verici gelişmeler olarak değerlendirdi. Panelin ana mesajlarından biri olarak, net sıfıra giden yolda kömürden çıkışın şart olduğu vurgulandı.
İklim Ağı'na üye olan STK'lar
-Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe)
-Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
-ClientEarth
-Doğa Derneği
-Greenpeace Türkiye
-Hukuk Doğa ve Toplum Vakfı (HUDOTO)
-İklim Değişikliği Politika ve Araştırmalar Derneği
(İDPAD
-İklim için 350 Derneği
(350 Türkiye)
-Mekanda Adalet
Derneği (MAD)
-Sürdürülebilir Ekonomi
ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA)
-Temiz Hava Hakkı
Derneği (THHD)
-Türetim Ekonomisi Derneği
-TEMA, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı
-WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
-Yeşil Düşünce Derneği
Sektörel hedefler belirlenmeli
Türkiye’nin iklim politikalarının hukuki zeminini oluşturacak İklim Kanunu’nun 2030 yılına kadar yüzde 35 mutlak emisyon azaltım hedefini içermesi gerektiğini açık bir talep olarak ifade eden İklim Ağı topluluğu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 2026 yılına kadar açıklanması beklenen ulusal adil geçiş stratejisinin önemine vurgu yaptı. Bu bağlamda topluluk, strateji ve eylem planlarında sektörel hedeflerin belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti.