İki yılda 850 milyon doları yatırıma ayırdı

Cengiz Holding bünyesine geçtiği 2004 yılından bu yana 3 milyar dolarlık yatırım harcaması yapan Eti Bakır’ın Genel Müdürü Akbaş, Türkiye’nin metalik madenlerde dış açık verdiğine dikkat çekti. “Bu faiz oranında hiçbir şekilde yatırım elverişli değil” diyen Akbaş, buna rağmen 2024’te 450, 2025’te 400 milyon dolarlık yatırım açıkladı.

Recep ERÇİN

Eti Bakır Genel Müdürü Asım Akbaş, şirket ka­mu bünyesinden çıkıp Cengiz Holding’e katıldığın­dan bu yana özelleştirilme da­hil yapılan yatırım harcama­sının 3 milyar doları geçtiğini istihdam sayılarının da 6 bin 500 olduğunu söyledi.

“Bu fa­iz oranında hiçbir şekilde ya­tırım elverişli değil” dese de, yatırımlara devam ettiklerini belirten Akbaş, 2024 yılını ila­ve 450 milyon dolar yatırım­la tamamladıklarını, bu yıl da 400 milyon dolarlık bir yatı­rım öngördüklerini açıkladı.

Geçen günlere birkaç meslek­taşım ile özel bir sohbet top­lantısında buluştuğumuz Ak­baş, “Biz genelde yatırımları­mızı mümkün olduğu kadar öz kaynaklardan karşılamaya ça­lışıyoruz. Elazığ’da maden ya­tırımı, Samsun’da gübre yatı­rımı yaptık. Sinop’ta yeni bir saha aldık. İki güneş enerjisi santrali yatırımı yaptık, mart­ta devreye girecekler” bilgi­lerini verdi. Akbaş, bütün bu yatırımlar neticesinde Türki­ye’nin metal kobalt, bakır, ka­tot bakır ve gübre üretim ka­pasitesini artırırlarken daha önce TÜBİTAK’ın İtalya’dan ithal ettiği priti de yerli kay­naklardan sağlamaya başla­dıklarını anlattı.

Bakır tüketimi katlanacak

Türkiye’nin tüm metallerde dış ticaret açığı verdiğini be­lirten Asım Akbaş, “Türkiye yılda 500 bin ton bakır tüketi­yor. Üretim 100 bin ton. 50 bin tona yakın da hurda geri dö­nüşümlerinden geliyor. Kalan kısmı ithal ediliyor. Kobaltta da alüminyumda da durum bu şekilde. Bakırda 2024 yılı or­talama fiyatı 9 bin 100 dolar oldu.

Dünyada yılda yaklaşık 27 milyonluk ton tüketim var. Büyük ihtimalle de gelecek 10 yıllık süreçte 35, 45, 55 milyon ton şeklinde artarak gidecek. Bununla beraber tabii ki arz artışı da gerçekleşecek. Şu an­ki şartlarda üretimi ekonomik olmayan madenler talep fiyat nedeniyle faaliyete geçecek. Şu anki metal fiyatları kurtar­madığı için bu alanlar üretime alınmıyor” bilgilerini paylaştı.

Kobalt tesisi 2026’da bitecek

Eti Bakır’da işlenen maden­lerden sonra ortaya çıkan pi­ritin atık ürünü yaptıkları Ar- Ge yatırımları ile artık ürün haline getirdiklerini anlatan Akbaş, şunları söyledi: “Piri­tin içinde küçük miktarlarda da olsa bulunan değerli me­talleri geri kazanabiliyoruz. Bunun için hemen yatırım­larımızı yaptık. Kobaltı ge­ri kazanabilen tek tesis olan Mazıdağı Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisimiz 5 ana fabrika ve 12 yardımcı üretim tesisinden oluşuyor.

1,2 milyar dolarlık yatırım be­deliyle bölgenin en büyük özel sektör yatırımı olan tesisi­mizde yıllık 2 bin 500 ton ko­balt üretiyoruz. Yatırım son­rası Mazıdağı bölgesinde ter­sine göç başladı. Yeni konut inşaatları yapılıyor. Biz ko­balt üretimine başladığımız­da dünyada 100 bin ton kobalt üretiliyordu. Biz 2 bin tonluk üretimle yüzde 2’sini karşılı­yorduk. Özellikle bataryalar­da kobalt kullanımı nedeniy­le fiyatlar inanılmaz derecede yükselmesiyle pek çok ma­dencilik şirketi kobalt ruh­satlarını üretime aldı. Toplam üretim 300 bin ton seviyeleri­ne ulaştı.

Arz fazlalığı oluşun­ca fiyatlar bizim yatırım kara­rı aldığımız günden bile daha düşük seviyeye geldi. Kobal­tı karbonat şeklinde dönüştü­rüp gerek yurt dışına gerek de İngiltere’deki tesisimize gön­deriyorduk. Şimdi artık ko­baltı da metale çevirme yatı­rımına başlayacağız. Direkt kobalt metal üretip satacağız. Fizibiliteler de bitmek üzere. 2026 sonu itibarıyla biz büyük ihtimalle metal kobalt üreti­mini de bitirmiş olacağız.”

Samsun’daki gübre yatırımı şubatta devreye giriyor

Dışa bağımlı olunan gübre sektöründe yerliliği artırmak için yaptıkları yatırımlardan söz eden Akbaş, “Türkiye’de 6 milyon ton gübre tüketili­yor. Bunun 3 milyon tonu fos­fatlı gübreler 3 milyon tonu da azotlu gübreler dediğimiz gübre grubu. Türkiye’de güb­re üreten diğer şirketlerin de ham maddeyi genellikle yurt dışından alıyor.

Biz bu ba­kır üretirken sülfürik asit el­de ediyoruz. Sülfürik asidi de katı hale getirmenin en iyi yo­lu gübreye çevirmek. Aslında devlet zamanında çok güzel yapmış. Mesela Samsun’daki fabrikanın yanında gübre fab­rikası kurmuş. Ama daha son­rasında farklı şirketler hali­ne geldi. Biz de ülkeye faydası olması için 1,2 milyar dolara Mazıdağı’nda müthiş bir tesis kurduk. Samsun’a yaptığımız gübre yatırımı 300 milyon do­lar.

O da Şubat 2025’te devre­ye girecek. Sülfürik asit dedi­ğimiz ürün bir gün 120 dolar ediyor, bir gün 0 lira ediyor, bir gün eksi 10 dolar ediyor. Böyle bir piyasası var. Üretip de ek­si 10 dolara yeter ki al benden diyemezsiniz. Stoklama şan­sınız çok sınırlı. Sıvı bir ürün. Tanklarda belli bir yere kadar tutabiliyorsunuz. O yüzden en iyisi bunu gübreye çevirmekti. Şimdi bizim ürettiğimiz gübre gerçekten Türkiye’de çok tu­tulan bir ürün oldu” dedi.

“MTA kadar sondaj yapıyoruz”

Eti Bakır özelleştirilip Cen­giz Holding bünyesine geçti­ğinde Samsun’da 30 bin ton kapasite bulunduğunu ve ka­tot bakır üretilemediğini kay­deden Akbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilister bakır üre­tiyordu. O bakırı alan firma bir daha gidiyordu onu tekrar ergiterek katot bakıra çeviri­yordu. Siz çok düşüğe satıyor­dunuz, çok yüksek maliyetle­re katlanıyordunuz. 2008 yı­lında Samsun’a çok ciddi bir yatırım yaptık. O zaman 200 milyon dolar bir yatırımla ka­tot bakıra döndük.

Elektro­liz tesisleri kuruldu ve 70 bin ton kapasiteye çıktık. Şim­di 2026 sonu itibarıyla da ka­pasitemiz 120 bin tona çıka­cak. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ile neredeyse başa başız. Bugü­ne kadar yaptığımız sondaj 2 milyon metreyi geçti ve son­daj çok ciddi bir gider kalemi, çok ciddi bir yatırım. Kırgızis­tan’da bir tane altın madeni­miz var. Tek altın madenimiz burada. Bu altın madeni için kurduğumuz şirketin yüzde 25 hissesi Kırgızistan Devle­ti’ne ait. Orası da 2023 Ocak ayı itibariyle tamamlanıp üre­time başladık.”

“Bu kadar üniversite mezununa ihtiyaç yok”

Nitelikli personel konusuna, “Avrupa’ya kıyasla genel nüfus içinde üniversite mezunu sayısında hala geride olabiliriz ama Türkiye’de bu kadar fazla üniversite mezununa ihtiyaç yok” diyen Asım Akbaş, “Maden mühendisliğine yoğun talep var. Özellikle iyi üniversiteden mezun olanlar biraz daha işin masa başı tarafına yönelmek istiyorlar. Bu işin pazarlamasına yöneliyorlar. Ben mühendislik mezunlarının pazarlama bölümünde çalışmalarından vicdanen rahatsız oluyorum” ifadelerini kullandı.

“Maden atığı pirit, roket bataryasında kullanılıyor”

“Bir gün TÜBİTAK’tan aradılar” diyerek anlatmaya başlayan Asım Akbaş, şunları aktardı: “Sizde pirit diye bir şey varmış, biz bundan istiyoruz dediler. TÜBİTAK kaça satarsınız diye sordu. Ne kadar istiyorsunuz diye sorduk, 500 kilo dedi. Bu bizim için o kadar küçük bir tonaj ki para istemiyoruz gelin, alın dedik. Biz yılda 500 bin ton pirit üretiyoruz.

Kamyonet gönderdiler, 500 kiloyu aldılar gittiler. Roketlerin içindeki bataryalarda kullanıyormuş TÜBİTAK. Daha önce de ithal ediliyormuş. Ciddi para ödüyorlarmış. Avrupalı bunu savunma sanayinde kullanıyorsunuz, vermeyiz deyince internetten pirit diye arama yapmışlar ve bizi bulmuşlar. TÜBİTAK’taki yetkililer bizi ziyarete geldiler. İstedikleri zaman pirit vermeye devam ediyoruz, tabii çok cüzi tutarlarda.”

Üç köy bir araya gelip şirket kurdu

Adıyaman’da Koçali, Bağlıca, Gökçay adlarındaki 3 köyün tam ortasında kalan bir alanda madencilik yaptıklarını ve bu üç köyün taleplerini karşılarken taşımacılık konusunda çıkan anlaşmazlığı köylülere ortak şirket kurdurarak çözdüklerini anlatan Eti Bakır Genel Müdürü Akbaş, “Üçköy Taşımacılık diye bir şirket kurdurduk.

Dedik ki sermayelerinizi koyacaksınız, kamyonlarınızı alacaksınız, işleri ortaklaşa yapacaksınız. Şimdi kavga yok. Profesyonel şekilde işlerini yapıyorlar. Bütün sorun çözüldü. Gayet başarılı bir model oldu. Yılda yaklaşık 180 bin ton konsantre taşıyorlar. Sadece nakliyeden yaklaşık yılda 3 milyon dolarlık ciroları oluyor” dedi.