İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda; “‘ben Yaptım Oldu’ Anlayışını Reddediyoruz”

(TBMM) - İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na bakanlığın çalışmalarıyla ilgili milletvekillerine bilgilendirme yaptı. Yerlikaya, "Göreve geldiğimiz ilk gün belirttiğimiz gibi temel referansımız hukuk ve insan haklarıdır ve bundan asla taviz vermeyeceğiz. Evet, 600 bin personelimizle ülkemizin huzur ve güvenliğini tesis etmek için çalışıyoruz. Adımlarımızı, hukuku ve insan haklarını önceleyerek atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz. 'Ben yaptım oldu' anlayışını reddederek tüm çalışmalarımızı şeffaflıkla, hukuka ve etik değerlere bağlı olarak hesap verebilirlik ilkesine dayanarak sürdürüyoruz" dedi.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, bugün AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık başkanlığında toplandı. Toplantıda, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş, milletvekillerine bakanlığın çalışmalarıyla ilgili bilgilendirmede bulundu.

Komisyonun çalışmalarına ilişkin bilgi veren Komisyon Başkanı Yanık, 28. yasama döneminde 24 Temmuz 2024 itibarıyla toplam 4 bin 206 başvuru yapıldığını aktardı. Yanık, "Bu başvurulardan 3 bin 953 adedine işlem yapıldı. Geriye kalanları 'kabul edilemez' başvurular oldu. İşleme alınan başvuruların konularına baktığımızda, ağırlıklı konu; cezaevi sorunları olduğu anlaşılıyor. 3 bin 443 başvuru bununla alakalı. Yargıya ilişkin sorunlar 865, yasal düzenleme talebi 245, yerinde inceleme talebi 236, kolluk uygulamaları 44, memur sorunları 28 diye devam ediyor" diye konuştu.

"600 bin personelle ülkenin huzur ve güvenliğini tesis etmek için çalışıyoruz"

Bakan Ali Yerlikaya ise komisyon üyelerine, kolluk uygulamaları ve insan haklarının korunmasına ilişkin yapılan çalışmalarla ilgili sunum yaptı. Yerlikaya, "Göreve geldiğimiz ilk gün belirttiğimiz gibi temel referansımız hukuk ve insan haklarıdır ve bundan asla taviz vermeyeceğiz. Evet, 600 bin personelimizle ülkemizin huzur ve güvenliğini tesis etmek için çalışıyoruz. Adımlarımızı, hukuku ve insan haklarını önceleyerek atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz. 'Ben yaptım oldu' anlayışını reddederek tüm çalışmalarımızı şeffaflıkla, hukuka ve etik değerlere bağlı olarak hesap verebilirlik ilkesine dayanarak sürdürüyoruz" dedi.

"Gözaltı birimleri en iyi şartlarda"

"Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde insan haklarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla kapsamlı reform süreçleri hayata geçirilmiştir" diyen Yerlikaya, şöyle konuştu:

"22 yıldır süregelen AK Parti hükumetlerimiz, kolluk faaliyetlerinin icrasında ortaya çıkabilecek işkence ve kötü muamele olaylarına karşı asla müsamaha gösterilmeyeceğini, işkenceye sıfır tolerans politikasıyla açıklamıştır. Bu doğrultuda, işkence ve kötü muamele suçlarının cezası artırılmış, soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin hızla sonuçlandırılması konusunda özel tedbirler öngörülmüştür. Ayrıca, verilen cezaların ertelenememesi ve para cezasına dönüştürülememesi benimsenmiştir. Gözaltı birimlerinin fiziki şartlarının iyileştirilme çalışmaları hızla tamamlanmış ve Avrupa ülkelerine kıyasla en iyi şartlara kavuşturulmuştur.

İlaveten, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu, Jandarma Genel Komutanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu bünyesinde kolluk hakkındaki insan hakları ihlal iddialarıyla ilgili özel birimler kurulmuş, bu iddiaların etkin bir şekilde soruşturulabilmesi için önemli adımlar atılmıştır. Yapılan yasal değişiklikler sonrası kolluk hakkındaki insan hakları ihlal iddialarıyla ilgili soruşturmaların doğrudan, bağımsız cumhuriyet savcıları tarafından yapılması sağlanmıştır. Amaç, kolluğun, hakları ihlal eden değil hakların koruyucusu olan bir hizmet birimi olmasıdır."

"Önemli olan sorumluların hak ettiği cezaları alması"

Yerlikaya, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de kolluk içinde yasaya aykırı bireysel eylemler olabildiğine işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:

"Burada önemli olan, konuların gizlenmemesi, iddiaların üzerine gidilmesi ve sorumluların hak ettiği cezaları almasıdır. Bunun yanı sıra bu iddialara ilişkin soruşturmaların uzmanlarca ve tarafsız yürütülmesi de büyük önem arz etmektedir. 6713 sayılı Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması Hakkındaki Kanun ile Bakanlığımızın insan hakları ihlal iddialarının en aza indirilmesine yönelik gösterdiği hassasiyetin bir sonucudur bu. Bu kanun, örnek bir uygulama olarak Avrupa Birliği ülkelerinde mevcut şikayet sistemleri detaylı olarak incelenerek katılımcı bir yöntemle hazırlanmıştır. Ülkemiz genelinde konuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, kolluk birimleriyle en fazla etkileşim halinde bulunan gruplarla istişareler yapılmış, anketler düzenlenmiştir. Bu çalışmalar neticesinde ortaya konulan görüş ve düşünceler 6713 sayılı yasaya yansıtılarak ülkemiz şartlarına en uygun kolluk şikayet sisteminin oluşturulması hedeflenmiştir."

"İnsan odaklı bir anlayışla özveriyle çalışıyoruz"

Gaye, çaba ve mücadelelerinin Türkiye'nin huzuru olduğunu kaydeden Yerlikaya, "Huzurun tesisi için de insan odaklı bir anlayışla özveriyle çalışıyoruz. Huzuru sağlarken hiçbir şartta taviz vermeyeceğimiz temel değerlerimizin başında, hukukun üstünlüğü gelmektedir. İnsan haklarını inkar etmek, insanlığa meydan okumaktır. 2 bin 200 yıllık büyük devlet geleneğimizin kodlarında 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışı kaindir. Anadolu irfanında, inancımızda, örf, adet ve geleneklerimizde hep insanı önceleyen, insan haklarını kutsal sayan bir anlayış vardır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadeleriyle; 'İnsan hakları uygar yaşamın temelidir, çağımızın en üstün değeridir, güvencesi demokrasidir.' Hukukumuzda 2002 yılından itibaren altına imza atılan tüm kanun, çalışma ve projelerimizde insanlık onurunu ayaklar altına almaya kalkışan her bakış açısı ifade ve uygulama reddedilmiştir. Hukukun esas alındığı bir yerde insan hakları, şeffaflık, hesap verilebilirlik, etik değerlere bağlılık olmazsa olmazımızdır. Bakanlık olarak, insan haklarının korunmasına yönelik çalışmalarımızı geliştirerek sürdüreceğiz" diye konuştu.

"1 yılda toplam 1 milyon 58 bin 593 yabancı sorgulandı"

Bakan Ali Yerlikaya'nın ardından İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş da bakanlığın faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Aktaş, "2005 yılından itibaren yapılan projelerde nezarethanelerin standartlara uygun hale getirilmesi sağlanmıştır. Eski binalarda da ciddi tadilatlar yapılarak dönüşümler sağlanmıştır. Kolluk birimleri bünyesinde toplam 6 bin 373 nezarethane bulunmaktadır. Bunların tamamı standartlara uygun hale getirilmiş ve tamamında kamera sistemi kurulmuştur" dedi.

Aktaş, eylem ve etkinliklere kolluk kuvvetlerinin müdahale oranının oldukça düşük olduğunu ileri sürdü. 1 Ocak 2024'ten 19 Temmuz 2024'e kadar toplam 57 bin 983 eylem ve etkinliğin gerçekleştiğini, bunlara yüzde 0,4 oranında müdahale edildiğini söyledi. Bakanlık olarak hizmetleri 619 bin 252 personelle yürüttükleri bilgisini veren Aktaş, "Ülkemiz genelinde, 33 bin 974 noktada toplam 104 bin 440 kamera mevcut. 4 bin 459 plaka tanıma sistemi noktasında ise 15 bin 149 kamerayla denetim-kontrol yapılmaktadır. 23 bin 435 yaka kamerasını da polisimiz ve jandarmamız kullanmaktadır. İnşallah 2025 yılı sonu itibarıyla doğrudan vatandaşlarımızla muhatap olan bütün kolluk birimlerimizde yaka kamerası bulunduracağız" diye konuştu.

Aktaş, Kadın Acil Destek uygulamasını (KADES) 6 milyon 660 bin 620 kişinin indirdiğini ve 1 milyon 246 bin 47 kişinin ihbarda bulunduğunu açıkladı.

Göç yönetimi

Mehmet Aktaş, 2020-2024 arasında asayiş hizmetlerinin yerinde ifası uygulamasından; müşteki, mağdur ve bilgi sahibi toplam 2 milyon 12 bin 371 kişinin faydalandığı bilgisini paylaştı. Aktaş, göç yönetimi kapsamında 12 geçici barınma merkezinde 100 bin kapasiteyle, 32 geri gönderme merkezinde ise 18 bin 780 kapasiteyle hizmet verildiğini aktardı. Mobil göç noktaları ile yabancıların herhangi bir kolluk birimine götürülmeden yerinde sorgulamalarının yapıldığını anlatan Aktaş, bu noktalarda 1 yılda toplam 1 milyon 58 bin 593 yabancının sorgulandığını, bunlardan 89 bin 899'unun geri gönderme merkezlerine sevk edildiğini belirtti.

Aktaş, 2020-2024 arasında kolluk eğitimleri kapsamında, 1 milyon 880 bin 504 polis ve jandarmaya eğitim verildiğini de vurguladı.