“Hizbullahçıları affedelim” diyen Metiner’e Gaffar Okan davasının hakiminden olay yanıt

AKP eski milletvekili Mehmet Metiner’in katıldığı bir televizyon programında, PKK’ya tanınan şansın Hizbullah terör örgütüne de tanınması gerektiği sözleri yeni bir tartışma yaratırken, Hizbullah’tan şu anda cezaevinde tutuklu kalan hükümlü sayısının bir elin parmağını geçmediği Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü kayıtlarıyla ortaya çıktı.

273 Hizbullah hükümlüsü CMK’daki değişiklik ve yargılamanın yenilenmesiyle serbest kalırken, Hizbullah askeri kanat ana davası ile Gaffar Okkan suikastı kararını veren mahkeme başkanı Mehmet Taştan SÖZCÜ’ye konuştu.

Taştan, “Şimdi 25 yılını dolduran hükümlülere umut hakkı getirilsin deniliyor. İyi de, Hizbullah’tan zaten tutuklu kalmadı. Neredeyse tamamı yargılamanın yenilenmesiyle serbest kaldı. Mehmet Metiner’in kastı af ise bu da zaten Meclisin yetki ve takdirindedir. Bu işler öyle infaz düzenlemesi, kanun ve yasa maddeleriyle olacak işler değil” diye konuştu.

AKP eski Milletvekili Mehmet Metiner’in katıldığı bir TV programında, Hizbullah terör örgütüne de örtülü af imasında bulunması yoğun tepkileri de beraberinde getirdi.

Gaffar Okkan suikastının failleri Bedran Salamboğa, Abdulkadir Aktaş, İbrahim Gürceğiz ve Mustafa Bozkurt ile 73 kişinin öldürüldüğü, 85 kişinin yaralandığı Hizbullah askeri kanat çatı davasıyla ilgili kararı veren Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Taştan SÖZCÜ’ye konuştu.

Mehmet Metiner’in, Abdullah Öcalan’a tanınacak olan umut hakkının Hizbullahçılara da tanınmasıyla ilgili sözlerine dikkat çeken yargıç Taştan, “Eğer bir genel af tartışılacaksa bununla ilgili yetki zaten TBMM’nin taktirindedir. Bu işler infaz düzenlemesi, kanun ve yasa değişiklikleriyle olacak işler değil. Şimdi cezaevinde 25 yılını tamamlayan hükümlülere umut hakkı deniliyor. O halde ayrım yapılmaksızın bir genel af çıkarma düşüncesi varsa buna bir şey diyemem. Ancak belli başlı kişileri kapsayacak şekilde yapılan infaz düzenlemeleri, kanun maddelerindeki değişikliklerle bu işler olmaz. Kaldı ki, Hizbullah’tan şu anda cezaevinde kalan hükümlü sayısı bir elin parmağını geçmez” dedi.

GAFFAR OKKAN SUİKASTI KARARINI BİZİM HEYET VERDİ

Yargılamanın yenilenmesiyle neredeyse tüm Hizbullah hükümlülerinin serbest kaldıklarına dikkat çeken Mahkeme Başkanı Mehmet Taştan, “Bunların bir kısmı da CMK’da yapılan değişiklikle uzun yargılama nedeniyle tahliye olup sırra kadem bastılar. Üstelik bunların tamamı örgütün yönetim kademesinde yer alan kişilerdi. Ne oldu? Bunlar hakkındaki yakalama kararları infaz edilebildi mi? Hayır. Çünkü hepsi kaçtı. Bir de yeniden yargılama adı altında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları Yargıtay’ca onanıp kesin hükme bağlanmış çok sayıda Hizbullah hükümlüsünü tahliye ettiler. Üstelik bunlar arasında Gaffar Okkan suikastının failleri ile Diyarbakır-Batman askeri kanat yapılanmasında yer alan 34 tetikçi de yer alıyor. Peki, bunlar nerede bunların birçoğu şu anda haklarında yakalama kararı bile yok. Çünkü yargılamanın yenilenmesiyle tahliye edildiler ve dosyaları 6-7 yıl geçmesine rağmen halen karara bağlanamadığı için serbestçe dolaşıyorlar. Gerek Gaffar Okkan suikastının 4 failine verdiğimiz ağırlaştırılmış müebbet, gerekse 73 kişiyi öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdığımız 34 askeri kanat yapılanmasında yer alan Hizbullahçılara verdiğimiz kararlar usul ve yasaya uygun görülerek Yargıtay tarafından onanıp kesin hükme bağlandı. Cinayet delillerini bizler sabahlara kadar tartıştık, binlerce sayfa gerekçeli karar yazarak her cinayetin ayrı ayrı değerlendirmesini yaptık. ‘Anayasal düzeni silah zoruyla yıkarak yerine şeriat esaslarına dayalı İran modeli bir Kürt İslam devleti kurmak amacıyla vahim nitelikte eylemlerde bulunmak” suçundan verdiğimiz mahkûmiyet kararları usul ve yasaya uygun görülerek onandı. Ancak ne oldu? Bu kişiler cezalarını infaz ederken yeniden yargılama ile tümü tahliye edildi. Oysa CMK’da yeniden yargılamanın bile şartları bellidir” dedi.

SONUÇ CEZA DEĞİŞMEYECEKSE İNFAZ DURDURULAMAZ

Yargıç Mehmet Taştan, yargılamanın yenilenmesinin CMK 311. Maddesinde hangi koşullarda gerçekleşeceğinin açıkça yer aldığına dikkat çekerek şöyle dedi: 311’inci maddenin 1. maddesinin F bendinde insan hakları mahkemesinin verdiği kararlar nedeniyle yargılamanın yenilenmesiyle ilgili hüküm düzenlenmiştir. Burada ihlal kararının içeriği önemli. Makul sürenin aşılmasıyla ilgili ihlalden söz ediliyor. Bu da 311. Maddenin F bendiyle uyuşmuyor. Yani yeniden yargılama şartları oluşmuyor. Tahliye kararları hukuki değil. Sonuç ceza değişmeyecekse yeniden yargılama kararı alınsa bile infaz durdurulup tahliye kararı verilemez. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış kişi hakkında eğer çok güçlü somut, davanın esasını etkileyecek düzeyde yeni deliller ortaya çıkmışsa ve sanığın beraat etme ihtimali kaçınılmaz olursa o zaman infaz durdurma verilebilir. Burada onlarca cinayetten hüküm almış kişilerden söz ediyoruz. Hadi bir cinayetten delil yetersizliği nedeniyle aklansa bile geride onlarca cinayetten kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü var. Yani mahkeme beraat etme olasılığı olmayan ve sonuç ceza ilk kararla aynı olacak bir dosyada yeniden yargılama yapabilir, ancak infazı durduramaz, durdursa bile hukuki olmaz.”

METİNER NE DEMİŞTİ?

AKP’li Mehmet Metiner’in tepki çeken sözleri ise şöyle: “Hizbullah’ı en iyi ben tanırım. Öldürülen lideri dostumdu, arkadaşımdı. Bütün lider kadrosuna dayanıncaya kadar hepsini tanırım. Yaptığı eylemi ve mantığını hiçbir şekilde savunmam. Peki, Hizbullah nedir? PKK'nın bölgede hâkimiyet kurmaya çalıştığı dönemde 'Ya bize itaat edersiniz ya bölgeyi terk eder gidersiniz' dedikleri dönemde Hizbullah da 'Ben buradayım gitmiyorum bedeli ne olursa olsun' dedi. Bunu yaparken yanlış yapmıştır. Başka Müslüman cemaatlere de bir şeyler yapmıştır. Devletle asla savaş halinde olmamıştır. PKK'ya sağladığımız bu şansı Hizbullah'tan neden esirgeyelim. Tut ki Gaffar Okkan'ı öldürten bir güruh olsun. Tut ki öldürtmüş olsun. Hizbullah hiçbir zaman Gaffar Okkan olayı dışında devletle savaş halinde olmamıştır. Geçmişte oldu diyelim. PKK'ya bugün ne diyoruz. Bahçeli ne dedi? Peki PKK'ya sağladığımız bu şansı neden Hizbullah'tan esirgeyelim? Bugün Hizbullah devletle savaş halinde değil ama PKK savaş halinde. Dolayısıyla HÜDA-PAR Hizbullah'ın partisi değil. Velev ki partisi olsa devletle savaş halinde olan bir örgüt değil. Böyle bir örgüt yok. Siz devletle savaş halinde olan bir partinin örgütüyle iş birliği yapıyorsunuz. Ama HÜDA PAR’a gelince onun mecliste olmaması gerektiğini savunuyorsunuz.”