Hilal Sultan Kırgöz davasında gerginlik
Manisa'da kaçırmaya çalıştığı üniversite öğrencisi Hilal Sultan Kırgöz'ü sırtından tabancayla ateş edip öldüren direksiyon eğitmeni Önder Lafçı'nın yargılandığı davada, Kırgöz'ün ailesi Lafçı'ya fiziki müdahalede bulundu. Lafçı'nın ailesinin söylemleri üzerine mahkeme salonundaki gerginlik dışarıya da taştı.
Manisa'daki bir sürücü kursunda eğitmenlik yapan Önder Lafçı, 6 Eylül 2022'de daha önce direksiyon eğitimi verdiği Hilal Sultan Kırgöz'ün, Şehzadeler ilçesindeki evinin önüne geldi.
Lafçı, iddiaya göre, bu sırada evden çıkan Hilal Sultan Kırgöz'ü, zorla hafif ticari aracına bindirmek istedi. Kırgöz direnince Lafçı, Hilal Sultan'ın başına tabanca dayadı. Çevredekilerin müdahalesiyle arbede çıktı.
Lafçı, arbededen faydalanıp kaçarken, Kırgöz'ü de tabancayla sırtından vurdu. Kırgöz, yere yığılırken, Lafçı ise yoldan geçen kamyonetin kasasına binip kaçtı.
Merkezefendi Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Hilal Sultan Kırgöz, buradaki ilk müdahalenin ardından Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. Kırgöz, burada 1 hafta yoğun bakımda tedavi gördükten sonra taburcu edildi.
Kırgöz'ün sırtındaki kurşun ise Şehzadeler ilçesindeki bir özel hastanede yapılan ameliyatla çıkartıldı. İkinci kez taburcu edildikten sonra evde fenalaşan Hilal Sultan Kırgöz'ün tedavisine Merkezefendi Devlet Hastanesi'nde devam edildi.
Kırgöz, olaydan 48 gün sonra, 23 Ekim'de yaşamını yitirdi. Olayın ardından aynı gün İzmir'in Buca ilçesinde saklandığı bağ evinde yakalanan Önder Lafçı ile kendisine yardım eden arkadaşı Muhammed Çatak ve Cumali C., gözaltına alındı.
Lafçı ve Çatak tutuklandı, Cumali C. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Soruşturmanın ardından Önder Lafçı, kendisine yardım eden arkadaşları Muhammed Çatak ve Cumali C. hakkında iddianame hazırlandı.
İddianamede Lafçı'nın 'Kadına karşı kasten öldürme', 'Cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve 'Ruhsatsız ateşli silahlarla, mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma' suçlarından müebbet hapis ve 17 yıla kadar hapsi istendi.
Diğer sanıklardan Muhammed Çatak'ın 'Kadına karşı kasten öldürmeye yardım' suçundan 15 yıla kadar, Cumali C.'nin ise 'Suçluyu kayırma' suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. İddianame, Manisa 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Önder Lafçı'nın yargılanmasına, bugün Manisa 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 5'inci duruşmayla devam edildi.
Duruşmaya sanık Önder Lafçı, Hilal Sultan Kırgöz'ün ailesi ve avukatı Yalçın Arcak katıldı.
Daha önceki duruşmalarda, Önder Lafçı'nın avukatının Adli Tıp Kurumu 1'inci Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun, 'Kişinin ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı skapula ve omur kırığı ile birlikte omurilik yaralanması, bu nedenle yatalak kalma ve gelişen komplikasyonları sonucu meydana gelmiş olduğu, kişinin maruz kaldığı ateşli silah mermi çekirdeği yaralanması ile ölümü arasında illiyet bağı bulunmuştur" kararına itiraz etmiş ve Hilal'in ölümünde hastaneden kaynaklı enfeksiyon kapması sonucu öldüğünü iddia etti. Mahkeme heyeti ise raporun bir üst kurula gönderilmesine karar verdi. Bugünkü duruşma, ATK üst kurulunun hazırlayacağı raporun gelmemiş olması ve olayın yaşandığı gün Önder Lafçı'nın, Hilal'i kendisinden kurtarmaya çalışan mahalleli Beyti Çöte'ye doğrulttuğu silah nedeniyle hakkında 'Öldürmeye teşebbüs' suçundan açılan davanın, bu davayla birleşmesine karar verildiği için ertelendi.
Hilal Sultan Kırgöz'ün babası Veysel Kırgöz ve erkek kardeşi Enes Kırgöz, jandarma eşliğinde mahkeme salonundan çıkarılan Önder Lafçı'ya fiziki müdahalede bulundu. Araya giren polislere tepki gösteren aile ve mahkeme salonundakiler, hakimin talimatıyla salondan çıkarıldı. Önder Lafçı'nın ailesinin söylemleri üzerine mahkeme salonundaki gerginlik koridorda ve bahçede de sürdü. Olaya Kırgöz ailesinin avukatı Yalçın Arcak da dahil oldu. Polisin araya girmesiyle gerginlik son buldu.
'ADALET YERİNİ BULSUN'
Mahkeme çıkışı gözyaşlarına boğulan Zeynep Kırgöz, "Artık adalet istiyorum. Varsa o adaletten bir parça bana da verin artık. Yoruldum, tükendim, bittim artık. Çocuğumu kaybetmiştim, hayatının baharında çocuğumu toprağın içine koymuştum. Bayram geliyor, herkes sevdiklerine gidecek, ben nereye gideceğim? Mezara gideceğim. Bahar geldi, herkes kızlarıyla dışarıda dolaşıyor ama benim ne baharım var ne de bayramım var. Hayallerimin hepsi elimden alındı, kızımı bir bez parçasının içine koydum, toprağın içine koydum. O cani şimdi açık görüş alarak, yakınlarıyla buluşacak, kucaklaşacak ama ben ne yapacağım? Adalet yerini bulsun istiyorum, cehennemi yaşasın istiyorum" diye konuştu.