“Hayvancılık, doğru yatırım ve politikalarla gelişmeli”

Mersin’de tarım ve hayvancılığın gelişimi için sektör adına çağrıda bulunan Mersinli sektör temsilcileri, hayvancılık sektöründe maliyetler ve genç nüfusun azalması konusuna vurgu yaptı. Yem fiyatlarındaki dalgalanmalara değinen sektör temsilcileri, bu durumun sürdürülebilirliği tehdit ettiğini belirtti.

Meryem KARADAĞ/Müjde DEMİR

Verimli toprakları ve ılı­man iklimiyle tarım ve hayvancılıkta önemli bir yere sahip olan Mersin’in, doğru politikalar ve yatırımlar ile gele­cekte daha verimli ve rekabetçi hale geleceğini söyleyen Mersin­li sektör temsilcileri hayvancılık sektöründe yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerileri konusunda DÜNYA’ya açıklamalarda bu­lundu.

Özellikli girdi maliyetle­ri ve sektöre verilecek teşviklere vurgu yapan Damızlık Sığır Ye­tiştiriciler Birliği Yönetim Kuru­lu Başkanı Nuri Demirbaş, Tar­sus Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Veyis Avcı, Anamur Zi­raat Odası Yönetim Kurulu Baş­kanı Ahmet Şeref Gümüş ve Mut Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz hay­vancılık sektöründeki sürdürü­lebilirliğin küçük aile işletmele­riyle mümkün olacağını belirti.

“Üreticilerin maliyetleri artıyor, destek şart”

Hayvancılık sek­töründeki girdi ma­liyetlerinin, üreti­cilerin karşılaştığı en büyük sorunla­rın başında geldiği­ni söyleyen, Mersin Damızlık Sığır Ye­tiştiricileri Birliği Yönetim Kuru­lu Başkanı Nuri Demirbaş, “Mer­sin’de hayvancılık yapan çiftçiler yüksek yem, ilaç, veterinerlik hiz­metleri ve diğer tarımsal girdiler­le karşı karşıya. Yem fiyatların­daki dalgalanmalara bağlı olarak üreticilerin maliyetleri artmak­ta ve bu da üretim sürdürülebi­lirliğini tehdit etmektedir” dedi.

Hayvancılık sektöründe yer alan üreticilerin yüksek enerji ve yakıt maliyetleriyle baş edemediğini ve bu durumun, sektördeki kârlılığı ve sürdürülebilirliği tehdit etti­ğini kaydeden Demirbaş, “Ancak, yenilenebilir enerji kaynakları­nın kullanımı, enerji verimliliğini artıran teknolojilerin benimsen­mesi ve çevre dostu çözümler, bu maliyetlerin düşürülmesine yar­dımcı olabilir. Hem devlet politi­kaları hem de özel sektörün katkı­larıyla, enerji maliyetleri üzerin­de etkili bir yönetim sağlanabilir, böylece sektördeki üreticilerin karşılaştığı ekonomik zorluklar hafifletilebilir” diye konuştu.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2024 yılı desteklemesinde pozi­tif ayrımcılık yaparak gençlere ve kadınlara ilave destek yaptığını dile getiren Demirbaş, “Gençlerin ve kadınların tarım ve orman sek­törlerinde daha fazla yer almasını teşvik etmek amacıyla çeşitli pro­jeler geliştirilmesi özellikle kır­sal kalkınma, sürdürülebilir tarım uygulamaları ve yenilikçi girişim­ler için önemli bir fırsat sunmak­tadır.

Bakanlığımız, gençlerin ve kadınların sektördeki potansiyeli­ni en üst düzeye çıkarabilmek için finansal destekler, eğitim prog­ramları, hibe ve kredi imkânla­rı gibi çeşitli araçlarla bu grupları teşvik etmelidir. Bu yaklaşım, sek­tördeki cinsiyet eşitsizliğini azal­tarak, gençlerin tarıma ilgisini ar­tıracak ve kırsal kalkınmayı hız­landıracaktır” ifadesini kullandı.

“Genç nüfus hayvancılığa özendirilmeli”

Hayvancılık sektöründe genç nüfusun yetersizliğinden bahse­den, Tarsus Ziraat Odası Yöne­tim Kurulu Başkanı Veyis Avcı, kırsal alanlarda gençlerin hay­vancılıkla uğ­raşmayı tercih etmemesinin, sektördeki ve­rimlilik ve sürdü­rülebilirlik açı­sından büyük bir tehdit oluştu­racağını söyledi.

Avcı, “Hayvancılık sektörü, genellikle uzun vadeli yatırım­lar gerektiren ve yüksek başlan­gıç maliyetlerine sahip bir sek­tördür. Gençler, hızlı gelir elde edebilecekleri diğer sektörleri tercih ediyorlar. Devletin verece­ği desteklerle, genç çiftçilere yö­nelik düşük faizli krediler, hibe destekleri veya tarımsal teşvik­ler sağlanarak, hayvancılık sektö­rüne girişin önü açılabilir. Genç çiftçiler için eğitim programları düzenlenebilir” diye konuştu.

"Küçük aile işletmeleri devam etmeli"

Anamur Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şeref Gü­müş, hayvancılık sektöründeki sürdürülebilirliğin küçük aile iş­letmeleriyle mümkün olacağını belirti. Gümüş, “Hayvancılık kır­salda yapılan bir olaydı.

Ancak Büyükşehir yasası ile bu durum köylerin mahalleye dönüştürül­mesiyle taşıma sisteminin gün­deme getirilmesiyle adeta bir el tarafından köylerimiz boşaltıldı. Bununla birlikte hayvancılıkta ister istemez sonlandırılmaya doğru gitmeye başla­dı. Hayvancılıkta küçük aile işletmeleri dediği­miz orta gelirli işletme­ler tarımı ve hayvancılığı ayakta tutuyor. Küçük ai­le işletmelerine destek­ler mümkün olduğunca az veriliyor.

Şu an bin başlı 2 bin başlı ahırlarımız olabilir ama bu sürdürülebilir olay değil. Biz ger­çekte hayvancılığı yapacaksak Büyükşehir’in yasasıyla mahal­leye dönüştürülen köylerimizi tekrar kendi hürriyetine kavuşturulmalı. En az 30- 35 yaşına kadar gerek hayvancılıkta gerek ta­rımda uğraşan gençleri­mizin sosyal güvencesi devlet tarafından karşı­lanmalı. Bu gençlerimize hibe kredileri verilmeli. Şu an da biz ette dışa bağımlı hale geldik. Bu dışa bağlılığımızın kaldırıl­masının tek sebebi gençlerimizi hayvancılığa teşvik etmemiz ge­rekir” dedi.

“Besicilik cazip hale gelmeli”

Hayvancılık sektörünün, ekonomik açıdan önemli bir sektör olduğunu ancak çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını bu sıkıntıların hem üreticileri hem de tüketicilere zorluklar yarattığını dile getiren Mut Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, “İnsanlar artık besicilik mesleğini yapmak istemiyor. Sebebi ise yüksek maliyetler, yem maliyetleri, hayvancılığın en büyük gider kalemlerinden biridir.

Özellikle ithal yem fiyatlarındaki artış, yerli üreticiyi olumsuz etkiliyor. Yerli yem üretimi, yüksek kaliteli yem üretiminin teşvik edilmesi, yem maliyetlerini düşürebilir. Diğer bir konu ise, veterinerlik ve sağlık hizmetleri, hayvan sağlığı için düzenli veterinerlik hizmetleri ve aşılar gibi sağlık önlemleri yüksek maliyetler yaratabilir. Özellikle küçük işletmelerin bu maliyetleri karşılaması zor olabilir” dedi.