Hayat kısa kış uzun Ayten

Zaman zamana erişmez sen ânı hoşgör diyor şair. Anı yaşamak olarak bilinen Carpe Diem, “günü yakala” olarak Türkçeye çevrilmiş. Milattan 23 yıl öncesine dayanan bu felsefi akım, Romalı şair Horatius'un yazdığı bir eserin dizelerinde geçiyor. Anı yaşamak derken günü gün etmek, arzu ve isteklerine uygun doyasıya yaşamak, geçmişi ve geleceği hatta hiç kimseyi düşünmemek ve hayatın tadını çıkarmak anlamı kastediliyor. ** İsraile Gazze’de “Çocukları öldür destek bizden” diyen küresel şirketler de bugün

Zaman zamana erişmez sen ânı hoşgör diyor şair.

Anı yaşamak olarak bilinen Carpe Diem, “günü yakala” olarak Türkçeye çevrilmiş.

Milattan 23 yıl öncesine dayanan bu felsefi akım, Romalı şair Horatius'un yazdığı bir eserin dizelerinde geçiyor.

Anı yaşamak derken günü gün etmek, arzu ve isteklerine uygun doyasıya yaşamak, geçmişi ve geleceği hatta hiç kimseyi düşünmemek ve hayatın tadını çıkarmak anlamı kastediliyor.

**

İsraile Gazze’de “Çocukları öldür destek bizden” diyen küresel şirketler de bugün insanları sadece an içindeki ihtiyaçlarına, zevk ve arzularına odaklanan insan tipine dönüştürmeye çalışıyorlar;

Diyorlar ki; Gazze’yi düşünme kahveni iç, asitli içeceklerin ve hamburgerlerinin keyfini çıkar.

Ölen sen değilsin senin çocukların eşin annen baban kardeşin abin amcan dayın teyzen akraban komşun değil.

Gazze senin ülken de değil.

O çocuklar büyüyünce terörist olmasın diye öldürüyoruz.

Sen keyfini bozma, anı yaşa.

Toplumun ahlak kuralları senin mutluluğunu engellemesin.

Canın ne istiyorsa onu yap.

Kimi arzuluyorsan onunla yat, evlenmek sorumluluk ve yüktür hiç bulaşma.

Sen önemlisin.

Önce kendini düşün, kendi mutluluğuna odaklan, başkalarını düşünerek hayatını zehir etme, senin mutluluğunun önündeki bütün engelleri yık.

“Sen önemlisin” bugün toplumun önüne konulan en tehlikeli putlardan birisi.

**

Halbuki anı yaşamanın insani bir usulü de mevcut; Birlikte yaşamaktan hoşlanmak, geçmişten ders alarak geleceğe hazırlanmak ve an içindeki fırsatları değerlendirmek.

Bugün ölecekmişsin gibi düşünerek yaşarken hiç ölmeyecekmişsin gibi çalışmak anı yaşamanın en doğru ve insani şeklidir.

Horatius'un sözünün doğru anlamının “Günü yakala, yarına çok az güven” şeklinde olduğunu söyleyenler de var.

Bunu söyleyenlere göre anı yaşamak felsefesi; "Yarını boş ver, yarın için plan yapma, zevk aldığın şeylere yönel ya da günü gününde yaşa” gibi bir anlam ifade etmiyor. Tam aksine, gününü gün etmeyi değil, günü yakalamayı ve anı yaşamayı vurguluyor.

Sözün özü; Dün vardı bitti, yarın gelebilir ama uzakta, bugün ise andadır, anı uyuyarak, tembellik ederek, boş ve lüzumsuz işlerle meşgul olarak kaçırma, dolu ve doğru yaşa.

An çabucak geçer ve tekrarı yok.

**

Zaman dediğimiz şey, geçmişin hayal kırıklıkları, pişmanlıkları, kırgınlıkları, geleceğin endişeleri ve yaşadığımız ânın gerçekleri arasında geçiyor.

Ânı yaşarken kimisi geçmişten çıkamıyor, kimisi gelecek endişelerinden.

Ama ânı onlarsız yaşamak zor.

Hayvanlar ve bitkiler böyle yaşıyor.

Onların geçmiş kırgınları ve gelecek endişesi yok.

An itibarıyla ne varsa onu yaşıyorlar.

Aç ise yemek arıyor, susuz ise içecek bir şeyler.

An içinde yaşadıklarını fiziksel ihtiyaçları belirliyor.

Şimdi böyle bir insan tipini moda yapmaya çalışıyorlar.

Sadece fiziksel ihtiyaçlarını düşünen ve ona göre hareket eden insan modeli küresel şirketlerin hayalindeki insan tipi.

Onlar üretecek bunlar tüketecek.

**

İki çift laf, iki dedikodu yapmak için komşusuna gelen kadın, onu bahçede turşu yaparken görünce hayal kırıklığı yaşıyor muhtemelen ve “Hayat kısa ne uğraşıyorsun bu işlerle bak keyfine diyor.

Yerde oturan kadın ise bir eliyle turşuluk malzemeleri sıralarken cevap veriyor; “Hayat kısa ama kış uzun Ayten, sen turşunu yap”.

Cevap muhteşem.

Batının bütün felsefecileri bir araya gelse bu cümleyi kuramaz.

Var böyle kadınlar ve erkekler Anadolu’da.

Altın değerinde öyle sözleri arada muhabbet esnasında sessizce söylerler.

Alan alır dersini, alamayan eksik hayatına devam eder.

**

Küresel şirketler turşuyu ve salçayı satın alan Ayten’i severler ama evde turşu yapan, salça yapan, tarhana yapan kadını sevmezler.

Küresel şirketlerin para kasaları bankalar kredi kartında limiti aşanları sever aşmayanları sevmezler.

Borcunun tamamını ödeyemeyenleri severler, borç yapmadan ayağını yorgana göre uzatanları sevmezler.

Sürekli asgari ödemesini yapmak zorunda kalanları severler ama kredi kartını gelirine göre kullananları sevmezler.

**

“Ne uğraşıyorsun, bunca emek bunca sıkıntı bunca zaman kaybı, hayat kısa anı yaşa diyen” Ayten’in yerine kendiniz başta olmak üzere herkesi koyabilirsiniz, devletleri de şirketleri de kurumları da.

Ancak “Hayat kısa ama kış uzun Ayten, sen turşunu yap” diyen kadının yerine koyacağınız insan, devlet, şirket ve kurum konusunda zorlanırsınız.