Hamas’ın ofisinin Katar’dan Türkiye’ye taşınabileceği iddialarına muhalefet tepkili: Dış politikada kopuş
İsrail-Hamas ateşkes görüşmelerinin uzun süredir tıkanmasının ardından Katar hükümeti arabuluculuğu askıya aldığını açıkladı. Bununla beraber ateşkes ile rehine takası müzakerelerinde ilerleme sağlanamaması nedeniyle ABD’nin baskısı sonucu Hamas’ın Doha’daki siyasi bürosunun kapatılacağı yönünde iddialar gündeme gelirken Filistinli örgütün ise merkezini, Türkiye veya İran’a taşıyabileceği öne sürüldü. Katar Dışişleri Bakanlığı ise arabuluculuğa ara verdiğini açıklayarak Hamas’ın ofisini kapatacağı iddialarını yalanladı.
2012’de Şam’dan Doha’ya götürülen Hamas merkezinin şimdi de “Türkiye’ye taşınabileceği” iddiası pek çok tartışmalı konu başlığını da beraberinde getiriyor.
‘BASKI ARACI OLABİLİR’
Konuya ilişkin Cumhuriyet’e konuşan CHP Dışişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, “Akıllara Türkiye geliyor çünkü başka hiçbir yerde Hamas’a bu şekilde ideolojik olarak angaje olan başka ülke yok” dedi. ABD’nin pragmatik (faydacı) nedenlerle Doha yönetimini Hamas konusunda bir kanal olarak kullandığını kaydeden Uzgel, Katar üzerinden Taliban’la temaslarda da faydalanıldığını anımsattı. Uzgel, “Katar, ideolojik olarak eklemlenmeden temas noktası olarak iş görüyordu. Erdoğan hükümeti, kendisini ideolojik olarak Müslüman Kardeşler’e ve Hamas’a angaje etti. İran ise güvenli bulunmuyor” değerlendirmesini yaptı. Erdoğan’ın olası bir arabuluculuk durumunda Batı’nın gözündeki yerini sağlamlaştırmaya çalışacağını ifade eden Uzgel, buna karşın cumhurbaşkanının Hamas ile ilişkilerinin Ankara’ya karşı bir baskı aracı olarak kullanılabileceğini de sözlerine ekledi. Uzgel, “Türkiye son 10 yıldır yönünü Ortadoğu’ya çevirmiş bir ülke. Türkiye’nin iç politikası da dış politikası da fazla Ortadoğululaştı. Hamas liderleri, Katar’dan çıkarsa akla ilk Türkiye geliyor. Neden? Ortadoğu siyasetinin entegre bir parçası haline geldik. Bu, bölge halklarına yarar sağlamadı ama Türkiye’ye çok zararı oldu” diye konuştu.
SURİYE’Yİ ANIMSATTI
İYİ Parti Milli Güvenlik ve Göç Politikaları Başkanı Dr. Cenk Özatıcı ise 2011’de Suriye iç savaşının patlak vermesiyle birlikte AKP’nin Atatürk’ten bu yana süren Türk dış politika geleneğini bozduğunu belirtti. Özatıcı, “2011 yazında Suriye Ulusal Konseyi yani Suriye muhalefetinin siyasi kanadı İstanbul’da, Özgür Suriye Ordusu da Hatay’da konuşlandırıldı. Bu tip kuvvetlerin veya siyasi organizasyonların Türkiye içinde konuşlandırılmasının Ankara’ya maliyetini bir düşünelim. Suriye iç savaşına doğrudan taraf olmamızla Türkiye, Rusya ve ABD ile komşu haline geldi. Dünyada en çok sığınmacı barındıran ülke olduk. Suriye’nin kuzeyinde bir terör örgütü PKK’nin otonom bölgesi oluşturuldu. Yanlış Suriye politikasının mezhepçi ve ideolojik saiklerle yürütülen dış politikanın Türkiye’ye ödettiği bedeller bunlardı” dedi. “Türkiye’nin elbette ki İsrail’in Gazze’deki katliamlarına karşı olması gerektiğini” kaydeden Özatıcı buna karşın herhangi bir savaşın doğrudan tarafı olmanın geleneksel Türk dış politikasından kopuş olduğuna işaret etti.
‘MEŞAL TEMASA GEÇTİ’
Arap basınına göre ABD Kongresi, Biden yönetimini, Doha’daki siyasi bürosunun kapatılmasını, varlıkları ile fonlarının durdurulmasını ve Hamas’ın bazı liderlerinin ABD’de yargılanmak üzere teslim edilmesini talep etmeye çağırdı. Ayrıca Hamas liderlerinden Mahmud Merdavi, Katar tarafından Doha’dan ayrılmaları yönünde resmi bir talep almadıklarını ancak ABD’nin bu yönde bir isteği bulunduğu konusunda bilgilendirildiklerini söyledi. Şarkul Avsat’ın haberine göre Hamas liderlerinden Musa Ebu Merzuk Moskova’yı, Usame Hamdan Moritanya’yı ziyaret etti. İran, Irak, Cezayir, Lübnan ve Ürdün ile de görüşüldüğü ileri sürüldü. Halid Meşal’in ise eşzamanlı olarak “Türkiye ile temasa geçtiği” iddia edildi.