Gürdeniz, Ankara-Şam deniz yetki anlaşmasının Türkiye’nin tezleri için önemli olduğunu söyledi
Suriye’de yaşanan gelişmelerin ardından Ankara’nın Şam’daki yeni yönetimle deniz yetki alanı anlaşması imzalanabileceğini açıklaması başta Yunanistan olmak üzere Doğu Akdeniz ülkelerini alarma geçirdi. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis dün üçlü zirve için Kahire’ye giderek Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis ile bir araya geldi. Ankara ve Şam’ın yaşama geçirmeyi öngördüğü anlaşma ile Suriye, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) teklif ettiği Sevilla haritasında belirtilen alandan yaklaşık yüzde 20 daha fazla deniz alanı kazanmış olacak. Türkiye’nin ise yaklaşık 7 bin 660 kilometrekarelik deniz alanı kazanması öngörülüyor. GKRY, Ankara ile Şam arasında olası herhangi bir deniz anlaşmasının uluslararası hukuka, özellikle Birleşmiş Milletler (BM) Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (UNCLOS) uyması ve “Kıbrıs’ın egemenliğine” saygı göstermesi gerektiğini, aksi takdirde karşılık vereceklerini söylüyor. Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un da bugün GKRY’ye ziyaret gerçekleştirmesi bekleniyor.
‘ÖNEMLİ BİR HAMLE’
Kamuoyunda, “Mavi Vatan” stratejisinin ideoloğu olarak tanınan Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Ankara ile Şam arasındaki olası deniz yetki anlaşmasına ve Doğu Akdeniz gündemine ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmede bulundu. Söz konusu deniz yetki sınırlandırma anlaşmasının Doğu Akdeniz’de Türkiye tezleri açısından son derece önemli bir gelişme olduğunu kaydeden Gürdeniz, anlaşmanın gerçekleşmesi halinde GKRY’nin 2003’ten sonra Mısır, Lübnan ve İsrail ile KKTC ve Türkiye çıkarları aleyhine ilan etmiş olduğu Sevilla haritası temelli Münhasır Ekonomik Bölgeye karşı ciddi bir hamle olarak görüleceğini aktardı. Gürdeniz, Mavi Vatan tatbikatının da başladığını belirterek “Bu da önemli bir hamle. Türkiye’nin ciddi ekonomik kriz ve darboğaz içerisindeyken dahi böylesine büyük çaplı bir tatbikatı birkaç yıl aradan sonra Mavi Vatan ismi altında yapması ciddi bir gövde gösterisidir. Ancak bu hamle sonunda deniz gücü üzerinden caydırmanın somut sonuçlarını da görmemiz, bunun için de öncelikle Kasım 2020 sonrası sismik ve sondaj faaliyetlerini terk ettiğimiz Akdeniz’e geri dönmemiz gerekir” dedi.
‘CAYDIRMA SAĞLAMIYOR’
Gürdeniz, “Türkiye’nin Suriye ile deniz yetki alanı anlaşmasını gündemde tutarken bir yandan da Mavi Vatan tatbikatını devam ettirmesi GKRY tarafında duraksama veya irade değişikliği yaratması gerekirdi. Ancak bunu görmüyoruz. Demek ki karşı tarafta bir caydırma sağlamıyor. Türkiye’nin anlaşma gündemdeyken Doğu Akdeniz’de sismik ve sondaj faaliyetlerine geri dönmesinin, tatbikatların yarattığı caydırıcılığa çok daha büyük kuvvet çarpan etkisi yaratacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM ÇAĞRISI
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Birleşmiş Milletler’in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) liderlerini bir araya getireceği gayri resmi görüşme öncesi temaslarda bulunmak üzere dün iki günlüğüne Lefkoşa’ya gitti. Fidan, KKTC’li mevkidaşı Tahsin Ertuğruloğlu ile görüştükten sonra Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından kabul edildi. Fidan, ikili görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Yunanistan ile Türkiye arasında cereyan eden olumlu siyasi havanın Ada’da yankı bulmasını istediklerini belirterek “Yunanistan’ın, Türkiye’nin, KKTC’nin ve GKRY’nin hep beraber bir araya gelerek daha iyi bir geleceği bölgemizde inşa etmesi mümkün” dedi.
Fidan, bu formülü hayata geçirmek için çağrı yaparak “Dört kesim bir araya gelelim. Bölgemizde, hem Ege’de hem Akdeniz’de beraber barış dolu, huzur dolu bir geleceği inşa edelim. Bu sadece kendi halklarımıza değil, bölgeye de muazzam bir refah ve barış getirecek” diye konuştu.
Ada’nın iki devletli çözümle yoluna devam etmesi gerektiğini vurgulayan Fidan, “Bunun bölgeye, kendi halklarına, küresel barışa yapacağı katkı inanılmaz derecede büyük olacak. Dolayısıyla biz uluslararası toplumu bu konuda pozisyon almaya, bu hususa destek vermeye davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.