‘Gelecek Hatıraları’ için son günler…
'Gelecek Hatıraları' sergisi, 28 Nisan 2024'e kadar Pera Müzesi’nin 4. ve 5. kat sergi salonlarında ziyarete açık.
T24 Kültür Sanat
Müzede sergilenen Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’nu oluşturan Suna Kıraç’ın anısına hazırlanan sergide, dünyadan ve Türkiye’den güncel sanatçıların koleksiyondan ilhamla oluşturdukları eserler, koleksiyondan bir seçki eşliğinde sanatseverlerle buluşuyor.
, 'Nesnelerin Hafızası', 'Bölgenin Hafızası' ve 'Geleceği Hatırlamak' başlıklı dört bölümden oluşan sergide; hatıra olarak alınan, belli bir yer ve zamanı hatırlatan veya koleksiyonu yapılan nesnelerin kültürel ve sembolik değeri, kişisel yolculuklarla bölgenin hafızasını birbirine örüyor.
Güncel yapıtlara ilham veren Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan bir seçki de her bölümle ilişkili olarak sergileniyor.
Sergiye ve eserlere yakından bakış
Seramik bezemelerindeki motiflerden yola çıkan yapıtları bir araya getiren Motiflerin Hatırlattıkları bölümünde; motiflerin geleneksel çağrışımlarının ötesinde bugün nasıl yapılandırıldığının izi sürülüyor. Bir kilise, bir cami ve bir sarayın duvarlarında yer alan seramik karolardan esinlenen farklı formlarda çalışmaların yer aldığı bu bölümde, geleneksel bitkisel bezemelerin kaynağı olan doğa, güncel açılımlarıyla ele alınıyor. Brezilyalı sanatçı Adriana Varejão, farklı biçim ve boyutlarda 45 adet tuvalin yere ve duvara yığılmasıyla oluşan Tuvaller Üzerine Karo Seramik Döşeme (1999) başlıklı yerleştirmesiyle sergide yer alıyor. Topkapı Sarayı’nda bulunan bir çini paneli merkeze alan Burçak Bingöl’ün Saz Yolu Rotası (2023) yerleştirmesi, tarih öncesine referans veren motif ve formlara güncel bir bakış açısıyla yaklaşan Elif Uras’ın Çifte Niş (2023) başlıklı mekâna özgü yerleştirmesi ve Ay Parçası (2023) heykeli, hatıra olarak doğa fikrinden yola çıkarak doğa imgelerini müzenin Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’nda bulunan objelerin üzerindeki motiflerle harmanlayan Francesco Simeti’nin Yabanı Sevmek (2023) başlıklı yerleştirmesi, Mimar Sinan’ın 16 yüzyıl yapılarından Rüstem Paşa Camisi’nin avlusunda yer alan harap bir duvarı detaylı biçimde resmeden sanatçı Taner Ceylan’ın Duvar (2018) tablosu ile sanatçının sergi için ürettiği Arkeoloji (2023) başlıklı tablo bu bölümde izleyiciyle buluşan eserler arasında yer alıyor. |
Nesnelerin Hafızası Hikâyelerin seramik nesneler aracılığıyla anlatıldığı Nesnelerin Hafızası bölümü, nesnel kültürün güncel yansımalarına odaklanıyor. Sanatçı ikilisi Skuja Braden, Zamanın Akışı (2023) yerleştirmesinde Kütahya Çini ve Seramikleri koleksiyon sergisi de dahil olmak üzere müzede sergilenen eserlerin telefonlarıyla fotoğraflarını çekip bu görüntüleri seramiğe aktararak zamansızlaştırıyor. Metehan Törer’in Yeryüzüne Doğanlar (2023) başlıklı çalışmasında nesilden nesle aktarılan bilgi ve hafızanın izi seramikler aracılığıyla sürülüyor. Liva Marin nostaljik bir anma niteliğindeki Geriye Kalanlar (2018) serisinde nesnelerin yoğun bir dolaşımda olduğu günümüzde gündelik nesnelerle ilişkilenme biçimlerimize bakıyor. Sanatçı kolektifi oddviz, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan ilhamla ürettiği Voronoi (2020) videosunda, koleksiyondan seçilen yaklaşık 150 eserin fotogrametri tekniği kullanılarak üç boyutlu modellenmesi ve dijitale çevrilmesiyle 18 yüzyıldan 20 yüzyıla uzanan bir zaman diliminde üretilmiş eserleri güncel ve dijital bir dil aracılığıyla bugüne aktarıyor. Yasemin Özcan ise pişmiş toprak tabletlerle otobiyografik özellikler taşıyan kurmaca öyküleri buluşturduğu Tablet (2023) başlıklı yerleştirmesinde üç farklı kuşaktan kadının toprakla ilişkisini merkeze alıyor. |
Bölgenin Hafızası Hafıza nesneleri ile ilişkilendikleri coğrafya arasındaki bağları araştıran Bölgenin Hafızası bölümü, coğrafi olarak Kütahya’ya bakan mekânsal müdahaleler sunuyor. |
Geleceği Hatırlamak Spekülatif nesneler, video ve fotoğraflar aracılığıyla geleceğin hafıza nesnelerini bir araya getiren Geleceği Hatırlamak, serginin son bölümünü oluşturuyor. Bu bölümde yer alan sanatçılardan Deniz Eroglu, hatıra fikrini Gül Yolu I-II (2023) adını verdiği kartpostallara yansıtarak Türkiye’nin içinden geçtiği değişimlerin gelecek sonuçları üzerine düşünüyor ve gelecekten kent imgeleri sunuyor. |