Gazze’ye gitmeyi bekleyen doktorlar: ‘Görev duygusu, korkunun önüne geçiyor’
Gazze'ye gitmeyi bekleyen doktorlar: 'Görev duygusu, korkunun önüne geçiyor'
Tom Dodd
Tüm dünyadan çok sayıda doktor, Gazze'deki hastaneleri dolduran binlerce yaralı ve hasta insanın tedavisi için gönüllü olarak bölgeye gitmeyi bekliyor. İngiltere'den Profesör Nick Maynard da onlardan biri.
Oxford'da cerrah olarak görev yapan Prof. Nick Maynard, 2010'dan bu yana Gazze Şeridi ve Batı Şeria'ya neredeyse her yıl gitmiş. Bu bölgelerde öğrencilere ve pratisyen hekimlere eğitim veren bir grup doktora liderlik ediyor.
Mayıs ayında, aralarında İslami Cihad'ın üç komutanının da olduğu 15 Filistinlinin İsrail hava saldırısında öldüğü çatışmalı günlere de tanıklık etmiş.
Gazze'de o dönem dört günlük aralıksız bombardıman sonrası Nick, Birleşmiş Milletler (BM) misyonu tarafından bölgeden tahliye edilmiş.
Havada uçuşan roketlere tanıklık etse de, Mayıs ayında güvenli sayılan bir otelde kaldıkları için kendilerini güvende saydıklarını anlatıyor.
Bugünlerde "Filistinliler için Tıbbi Yardım" (Medical Aid for Palestinians) adlı bir vakıfla birlikte bölgeye gidip çalışmak için bekliyor.
Nick, "büyük bir görev duygusunun" onu motive ettiğini ve elinden geleni yapmak istediğini söylüyor ve "yalnız olmadığını" da ekliyor:
"Bence gidince neyle karşılaşılacağının bilinmemesiyle ilgili bir korku ve kaygı var. Ancak gitmeye dönük motivasyon başka her şeyin önüne geçecek kadar güçlü."
"Birçoğumuzun anlayabileceğinden daha fazla yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım edebilecek bir konuma sahip olmak bence bir ayrıcalık."
"Orada çok yakın arkadaşlarım var. Ayrıca burada bizimle olan Gazzeli arkadaşlarım da var."
Karısıyla evlat edinmeye karar verdikleri, aynı zamanda kendisinin eğitim verdiği genç bir Gazzeli doktor olan Enas'tan bahsediyor.
Enas sekiz yıl önce İngiltere'de okumak için burs kazandı ve Gazze'den ayrıldı, ancak bir daha oraya dönemedi.
Şimdi Gazze'deki ailesiyle iletişim kuramıyor ve onların hayatta olup olmadığını bilmiyor.
Nick, "Öleceklerini düşünüyorlardı. Kalıcı bir mürekkeple isimlerini kollarına ve bacaklarına yazdılar, böylece öldürülürlerse kimlikleri teşhis edilebilecekti" diye anlatıyor.
Cebeliye mülteci kampında İsrail bombardımanı sonrası arama çalışmaları.
Filistin Yönetimi'ne bağlı Yüksek Öğrenim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığı'na göre, Nick'in ders verdiği İslam Üniversitesi ve El Ezher Üniversitesi, Ekim ayındaki bombardımanda ağır hasar aldı.
İsrail ordusu, Gazze'deki İslam Üniversitesi'nin "Hamas mühendislerinin eğitim merkezi olarak işlev gördüğünü" iddia etti ve burada silah yapımı eğitiminin verildiğini ileri sürdü. Nick ise bu iddiaya şüpheyle yaklaşıyor:
"Bu binaları birçok kez ziyaret ettim ve daha önemlisi yıllardır tanıdığım ve güvendiğim insanlar burada on yıllarını geçirdiler ancak böyle bir şeye inanmıyorlar. Burada gece gündüz çalışan insanların haberi olmadan bu binaların Hamas karargahı olarak kullanılabileceğine inanmıyorum."
Türkiye, Ürdün, Mısır dahil olmak üzere birçok ülke bölgede bir ateşkes çağrısı yapıyor. Birleşmiş Milletler ve yardım kuruluşlarının çoğunluğu da bu doğrultuda çağrılar yaptı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise İsrailli rehineler serbest bırakılmadan ateşkes olmayacağını, ancak çatışmalara "insani ara" verilebileceğini söyledi.
Nick, Gazzeli hastalara yardım edilebilmesi için, "insani ara" yerine topyekun ateşkes ilan edilmesi gerektiğini savunuyor.
Gazze'den hastaların tahliye edilmesi için de çok sayıda insani koridor açılması gerektiğini vurguluyor:
"Herkesin Refah kapısı üzerinden çıkması imkansız. Gazze'yi kuzeye ve güneye bağlayan ana yollar hasarlı. Hastaları güneydeki Refah üzerinden taşımak mümkün görünmüyor."
Nick, Han Yunus'taki Avrupa Gazze Hastanesi'nde bir ameliyatta.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, 7 Ekim'den bu yana 11 binden fazla kişinin İsrail saldırılarında öldüğünü bildirdi. Bunların 4 bin 500'den fazlası çocuk.
Nick'e göre bu sayılar, buzdağının görünen kısmı:
"Bombardımanın sonucu olarak, tedavi göremeyen kanser hastaları ve diyabet hastaları gibi çok sayıda başka ölüm nedeni yaşanacak. İnsülin keşfedilene kadar diyabet herkesi öldürüyordu. Şimdi Gazze'dekilerin insülini yok, diyabet de insanları öldürmeye başlayacak."
"Elektrik olmadığı için diyaliz verilemiyor. Karaciğer yetmezliği olan hastalar ölecek. Yani ek ölümler önümüzdeki aylarda ciddi bir tırmanış gösterecek."
Geçen hafta Dünya Sağlık Örgütü, Gazze'nin "kamu sağlığı felaketinin" eşiğinde olduğunu açıkladı. Toplu yer değiştirme, temiz suya erişememek, elektrik kesintisi ve hijyenin sağlanamaması, felaketi daha da büyütüyor.
Nick'e göre bu koşullar kolera gibi enfeksiyonların yayılması için son derece müsait:
"Steril olmayan kirli su içiyorlar. Gazze'de hastalıkların kontrolden çıkması büyük tehlike. Bu binlerce ölümün daha yaşanmasını getirebilir."