Galatasaray’ın 7 gollü Elfsborg maçı sonrası dikkat çeken sözler!


ASLAN KORKUTSA DA EVİNDE İSTEDİĞİNİ ALDI: 4-3

Galatasaray ilk yarıyı Icardi, Abdülkerim ve Barış Alper’in golleriyle 3-0 önde kapattı. Açılan farka rağmen oyunu bırakmayan İsveç ekibi Elfsborg, Hedlund ve Baidoo’nun golleriyle durumu bir anda 3-2’ye getirdi. Yunus Akgün’ün golüyle tekrar farklı 2’ye çıkaran Galatasaray, Larsson’un 90+2’teki golüne rağmen sahadan 4-3’lük galibiyetle ayrılan taraf oldu.


GALATASARAY, AVRUPA’DA NAMAĞLUP

Sarı-kırmızılı ekip, Avrupa Ligi’nde oynadığı 3’üncü maçında da sahadan mağlup ayrılmadı. İlk maçında PAOK’u 3-1 mağlup eden Galatasaray, Riga ile deplasmanda 2-2 berabere kalmıştı. Sarı-kırmızılı ekip, iç sahada oynadığı ikinci Avrupa maçından da galibiyetle ayrıldı.


Spor yazarları da Galatasaray’ın evinde 3-0 öne geçmesine rağmen zora sokup 4-3 kazandığı mücadeleyi bu kaleme aldıkları köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar…


ÇOK ATAR, ÇOK YER - SERKAN AKCAN

Okan Buruk, Osimhen takıma katıldığından beri Icardi ile ikisini birlikte oynatacağı formülü arıyordu doğrusu. Elfsborg karşısında 3-5-Icardi-Osimhen ile oynamak aşırı riskler barındırıyordu. Hücumu beklerle değil forvetlerle genişletmek Osimhen, Icardi, Mertens ve Sara varken sorun olmadı. Ne var ki, sorun top kayıplarının ardından başladı ve geri koşularda bek kademelerinin boş kalması Galatasaray kalesinde 3 gole mâl oldu. Bu formasyonun ana plan olabilmesi için kadronun çok fazla pratiğe ihtiyacı olacak. Ama o güne kadar Galatasaray böyle oynarken çok atar ama çok da gol yer.


PAHA BİÇİLMEZ ROL

Elfsborg karşısında Ali Sami Yen’in itici gücü de bu formasyona destek oldu denebilir. Fazla ofansif detaylar barındıran bu sistemde Icardi ile Sara’nın rolü belirleyiciydi. Icardi, Galatasaray’a geldiğinden beri en yüksek metrajlı maçlarından birini oynadı muhtemelen. Osimhen’in santrforluğunu desteklemek için bir bağlantı oyuncusuna ihtiyaç vardı ve bunu da Icardi yaptı. Arjantinli forvet, sıklıkla orta sahanın derinlerine kadar inerek topun yörüngesinde kalmayı başardı, top kazandı, atağı yeniden başlattı. Icardi büyük bir yıldız, fenomen bir golcü ama Elfsborg karşısındaki bağlantı rolü Okan Buruk için paha biçilemez olmuştur. Galatasaray’ın Elfsborg’a karşı 3-5-2 ile oynayıp 4 atması sahanın diğer yarısına bakanlar için çok tatmin edici olabilir. Ama kendi yarı sahasında Galatasaray’ın bıraktığı boşluklar fazla göze battı ve beksiz oyunda saha parselasyonu çok sorunluydu.


KORKULAN OLMADI - TUNÇ KAYACI

Galatasaray Avrupa Ligi’nde bir galibiyete daha imza attı. Okan Buruk’un 3’lü defans çift santrafor ile çıktığı Elfsborg maçında ilk yarıda her şey istediği gibi gitti. Erken gelen goller ve derbi öncesi tam istediği skor ve oyun vardı.


Sanırım bir şeyi unuttu Okan Buruk rakibin Antalyaspor değil Elfsborg olduğunu. Sonuçta bu ekip Alkmaar deplasmanında 3-2 kaybetmiş içerde de Roma gibi bir İtalyan ekibini devirmişti. Sanırım bu sezon Galatasaray’ın en büyük sorunu pozisyon verme ve gol yemesi olacak. Geçen sezon pozisyon veren ve gol yemeyen Sarı-Kırmızılı ekip dün gece de bu kabusu yaşadı.


ATLETİK EKSİKLİK

İlk yarıda tribünler mutlu ekran başındakiler mutluydu ama ikinci yarıda rakibin golleri geldi ve herkesin gözü kronometredeydi. Gerçekten Yunus’un kendi ekmeğini kendisinin çıkarttığı 4. gol olmasa Galatasaray‘ın sahadan beraberlikle ayrılması sürpriz olmazdı. Bu takım Süper Ligimiz için yeterli hatta zaman zaman fazla bile ama iş Avrupa arenasına çıkınca defolar da ortaya çıkıyor. Bunu sadece bu maçla ilgili söylemiyorum yakın geçmişe baktığımızda net bir atletik ve fiziksel bir eksiklik var. Sıradan İsviçre, Letonya ve İsveç takımları karşısında düşülen durum bunun kanıtıdır. Neyse ki korkulan olmadı rahat başlayan akşam zorlansak da yine galibiyetle bitti ve tesellimiz oldu. Ama böyle maçlar bu oyunun sürdürülebilir bir durum olmadığının da habercisidir, bizden söylemesi...


KİM SÖYLEMİYOR? - OĞUZ DİZER

Muhterem dinleyenlerim; merak, elbette gerginlik içindeyim. Galatasaray futbol takımına, “müsabakaların ciddiyetle oynanması gerek, ikinci 45 dakikalık bölümünün de olduğunu” kim söylemiyor? Olacak iş değil! İlk yarı 3-0 öndesin, ikinci yarı da Kasımpaşa 3-0 önde! Netice 3-3 hüsran. RFS ile Letonya’da ilk yarı 2-0 ama sonunda yine hüsran 2-2 ve düş kırıklığı.


Galatasaray taraftarı ve camiasının günahı nedir arkadaş? Arifeyi görüp bayramı görememe kaderi mi? Dün gece de muhteşem ilk yarı, birbirinden güzel 3 gol ama ikinci devre başlar başlamaz peş peşe yenilen 2 gol ve iliklerimize kadar işleyen ayaz ve içleri titreten kaos havası. Bu arada sağ kanatta şahit olunan iki fahiş hatanın sorumlusu kim? Söylemem! Okan Buruk not etmiştir zaten, bir kenara!


EN ÖNEMLİSİ BU

Gerginliği müsabakanın tamamında cengaverce, özveriyle mücadele eden Yunus 83’te attığı muazzam golle izole etse de, düellodan vazgeçmeyen Elfsborg gerginliğimizi 90’da yeniden körükledi. Galatasaray 4-3 Elfsborg. Eveet uzatmalar korku şelalesi gümbürtüsü içinde, ‘acaba ne yaparız da, konuktan bir gol daha yemez de, sudan çıkmış balıktan beter olmayız’ korkusuyla geçti ve adeta kabus ortamında bitti... Gelelim sadede ‘maçın zorlu olacak 45 dakikası daha olduğunu, nasihat etmeyi acaba kim ihmal etti?‘ Esas çözülmesi gerek arızalardan biri değil, en önemlisidir bu!


BU TAKIMIN TEK BİR SORUNU VAR - BURAK ÖZDEMİR

Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi'ndeki üçüncü maçında İsveç ekibi Elfsborg'u sahaya alışılmışın dışında bir dizilim ve sistemle çıkarak 4-3 mağlup etti. Sarı-kırmızılılar ilk yarıda rakibini ezdi geçti, ancak ikinci yarı 'Yine mi?' dedirtti. Galatasaray, Beşiktaş maçında bu sistemle çıkacağına ihtimal vermiyor. Aksi intihar olur. Okan Buruk asıl, sistem üzerine değil, bu kadar kolay gol yeme hastalığı üzerine kafa yormalı. Çünkü bu takımın tek sorunu kolay gol yeme hastalığı!


BU SİSTEMLE BİRAZ ZOR

Okan Buruk hem Antalya'da iki gol atan Icardi'yi hem de aynı maçta muhteşem bir gol atan ve sakatlığını atlatan Osimhen'i birlikte oynatmak ve dahi orta alanda eksik kalmamak için üçlü savunma oynatmak zorunda kaldı. Hücumda gayet aktif, rakibine nefes aldırmayan gerçekten göze hoş gelen oyun bir sergileyen bir takım izlesek de savunma için aynısını söylemek zor. Özellikle top rakibe geçtiğinde bir sol bek gibi oynamak zorunda kalan Yunus Akgün savunma konusunda zor anlar yaşadı. Sol taraf bu sistemde ciddi şekilde alarm verdi. Igor Tudor zamanında Galatasaray dörtlü savunma ile çok iyi bir performans sergilerken, Hırvat teknik adamın bir anda yaptığı üçlü savunmaya dönüş takımı haftalarca bocalamak zorunda bırakmıştı. Okan Buruk'un üçlü savunmayı denemek için bu maçı seçtiğini ve takımı bu sistemde görmek için Elfsborg karşısına böyle çıktığını düşünüyorum.


ICARDI'NIN YENİ ROLÜ

Galatasaray ileride iki forvetle değil, yine tek forvetle oynadı. Icardi adeta serbest bir oyun kurucu gibi sahanın her yerinde gezerek takımın hücumlarına şekil verdi. Beklediğimden daha iyi bir performans gösterdi.


SARADONA!

Gabriel Sara için iyi oyunu artık standartlaştırdı demiştik. Elfsborg maçında da buna devam etti. Hem hücumda hem savunmada takıma çok büyük katkı veriyor. Barış Alper'in golünde attığı pas adeta Maradona'ya selam gönderir gibiydi. Ama sahada Maradona yok, Saradona var!


İSTEDİĞİMİZİ ALDIK - METİN KARABAŞ

Avrupa Ligi’ndeki 3. maçına çıkan Galatasaray, Elfsborg’u konuk etti. Zorlu maça üçlü savunma ile çıkan Okan Buruk, ileri uçta Icardi-Osimhen ikilisine forma verdi.


NEFES ALDIRMADIK

Mücadeleye baskılı başlayan Sarı-Kırmızılılar ilk on beş dakikada Barış Alper ve Osimhen ile net fırsatlar yakaladı. 28. dakikada Yunus Akgün’ün direkten dönen topunu tamamlayan Icardi, temsilcimizi öne geçirdi: 1-0. Bu golden sonra İsveç ekibi daha kalabalık hücum etse de savunmamız son derece dikkatliydi. 39. dakikada Sara’nın ortasına Abdülkerim kafayı vurdu, direkten dönen top kaleci Pettersson’a çarparak ağlara gitti: 2-0. Temsilcimiz ilk yarının son bölümünde de gol aramaya devam etti. 44’te Sara’nın pasında Barış Alper vurdu ve fark üçe çıktı: 3-0. Bu gol ilk yarının da skoru oldu.


STRESLİ İKİNCİ YARI

Galatasaray ikinci yarıda tempoyu düşürse de topun kontrolünü bırakmadı. Elfsborg ise hücum etme konusunda daha cesurdu. İsveç ekibi ilk ciddi atağında 52. dakikada golü buldu: 3-1. 63. dakikada VAR incelemesi sonrası Elfsborg penaltı kazandı. 65’te atışı kullanan Baidoo farkı 1’e indirdi: 3-2. Okan Buruk bu golden sonra değişikliklere giderek, orta alanı kalabalık tutmayı istedi. 83. dakika Yunus harika bir golle skoru 4-2’ye getirdi. Elfsborg uzatmalarda 4-3’ü bulsa da sahadan galibiyetle ayrılmayı başardık.


ÜÇLÜ RÜYASI - BURCU KAPU (MİLLİYET)

Akşam güneşinin kapalıya vurduğu dakikalarda Galatasaray riskli bir dizilişle sahadaydı. Çift forvet nasıl olur sorusunun cevabını Okan Hoca bulmuştu, şimdi sıra taraftara anlatmaktaydı. Stoperleri ve orta sahası teknik oyunculardan oluşan sarı kırmızılılar oyun kurulumunda hiç sıkıntı yaşamadı. Kaan’ın zaman zaman orta sahalaşması, Davinson’un süpürücülüğünün de yetenek kartından çıkması, Abdülkerim’in konsantrasyonu ve Günay’ın doğru müdahaleleriyle “üçlü rüyası” ilk yarıda mutlu bitti. Aynı Günay maçtan birkaç saat önce Beşiktaş U19 takımıyla oynanan maçı izliyordu, gençlere destek olmak için. Galatasaray taraftarının değerini bilmesi gereken bir oyuncu. Aynı şekilde diğer bir isim de Sara. Bu sezon Galatasaray’ın başına gelen en güzel şey. İlk golde uzun pası, ikinci de ortası, üçüncü de çapraz pasıyla skora katkısı bir yana, orta sahayı forvet hattına bağlaması diğer yana…


Üçlü oyunun hücum hattı ise bol pozisyon vaadediyordu. Icardi netliği, Osimhen savunma arkası koşuları, arkalarında üçüncü forvet gibi oynayan Mertens, hem forvetleşebilen hem de biri çizgiye basarken diğeri içeri girip orta sahalaşan Barış ve Yunus ile Galatasaray çok rahat pozisyonlar buldu.


Ama… İkinci yarı rakibin fizik gücünü dayatması, Galatasaray’ın top çevirememesi ve iki gol yenince, akıllara Kasımpaşa ve Rigas maçları geldi. İlk yarıdaki mutlu üçlü rüyasının tehditlerini ikinci yarıda gören Okan Hocanın bu oyun modelini geliştirmesi gerekiyor. Skoru alınca yine 4lüye dönerek mi, tek forvete dönüp orta sahayı kalabalıklaştırarak mı ya da bambaşka bir şey mi ona karar vermeli.


Bu sistem hem tatlı bir rüya hem kabus. Ve dahası futbol rakibin varlığında anlamlanan bir oyun. Dünkü oyun her takım karşısında çalışır mı izleyip görmek lazım. Şimdi milyonlarca yürek tek bir soru, bu takım Beşiktaş maçında da üçlü mü oynayacak?


ÖNEMLİ OLAN KAZANMAK - OSMAN ŞENHER (MİLLİYET)

Avrupa kupalarında rakibi küçük-büyük ayırmıyorum. Bu kulvarda maç kazanmak temsilcilerimiz için kolay bir iş değil. Dün gece ilk yarı sahada şov yapan, rakibini sindiren, üç gol bulan bir Galatasaray vardı. Osimhen defansla boğuşuyor, yeri geliyor kaleye şut çekiyor, kendi müsait olmadığı pozisyonlarda da arkadaşlarına gol pası veriyor.


Aynı şekilde Icardi... Osimhen'in arkasında orta saha futbolcusu gibi oynadı. Sahada basmadık yer bırakmadı, golünü attı, çok net pozisyonlarda kaçırdığı goller de oldu. Yunus bu sezonun parlayan en büyük yıldızı. Hem defansta, hem kanatta hem de forvette ısrarcı ve attığı dördüncü gol, bu hırsının başarısıdır. Kolay bir gol değildi. Üç kişiyle boğuştu. Osimhen de arkadaşının önünü açarak boş alan yarattı. Ne olursa olsun o kadar çok mücadele edip, takımı rahatlatan golü atmakla en büyük alkışı hak eden futbolcu Yunus'tu.


Yenen ilk iki golde en büyük suç Barış Alper'deydi. İlk golde beş metre daha depar atsa rakibini yakalayacak, o vuruşu yaptırmayacaktı. İkincide ise, ceza sahası içinde topa elle müdahale edip rakibinin önünden almasının penaltı olacağını hesaplaması gerekirdi. Tamam sahada çok koşuyor, mücadele ediyor ama aynı oranda hatalar da yapıyor. Bu yüzden dün gece iki gol yenilmesine yol açtı.


Yunus böyle hatalar yapmıyor. Barış Alper'in de kendisini toparlaması lazım. Okan hoca mutlaka bu sistemle oynayacak. Macar futbolcu Sallai de ligde oynamak isteyecek. Barış böyle hatalar yaparsa benim tanıdığım Okan Buruk kendisini yedek kulübesinde oturtur. Sonuçta net bir skorla maç kazanılmış olsaydı, taraftar daha çok mutlu olurdu. Ama dün gece evet herkes stres yaşadı ama sonunda Galatasaray sahasındaki maçta galip gelerek üç puan aldı.