‘Fırsat taarruzu’
Saldırıları “fırsat taaruzu” olarak niteleyen Gürson, kimyasal silah tesislerine yönelik saldırılar yapıldığının altını çizerek İsrail’in kendi güvenliği açısından Suriye’nin tehdit olma kapasitesini sıfırlamaya çalıştığını söyledi.
Merkezi bir Suriye devletinin yeniden kurulmasının Ortadoğu’da güvenli bir ortamın başlangıcı olabileceğini belirten Gürson, “Ancak eğer Suriye var olan mezhepsel ve etnik bölünmeler üzerinden giderse bu, Türkiye ve Ortadoğu için, olası barış ortamı için tehdit olacaktır. İsrail, güvenliğini komşularının istikrarsızlığı üzerine kurgulayan bir devlet” dedi.
Türkiye ve İsrail’in stratejik hedeflerinin Suriye’de çakıştığını kaydeden Gürson, İsrail’in bölgedeki gayri resmi Kürt yapılanmasının terör devletine, uluslararası yapı içinde tanınırlığa giden bir sürece girmesini desteklediğini söyledi. Gürson, “Bunu engellemek için işbirliği yapamazsınız, mücadele edeceksiniz. Ortak çıkar temelinde buluşulmaması için Türkiye’nin İsrail’e taviz vermesi gerekir” diye konuştu.
‘İSRAİL, YAĞLI MÜŞTERİ’
İsrail ve Türkiye’nin anlaşmaması gerektiğini vurgulayan Gürson, “Türkiye’deki siyasi iktidar bu konunun uzun vadeli risklerini göz ardı ederek İsrail ile bir işbirliğine girebilir mi? Girebilir. Çünkü İsrail ile çatışma ortamının ekonomik zararını gördüler. İsrail, Türkiye için yağlı bir müşteri. Türkiye, İsrail’e en yakın kaynak sağlayıcı. Ekonomik ortaklık ve çıkarlar konusunda işbirliği uzak değil ama her zaman ‘düşman’ olmasa da rakip ülkeler” ifadelerini kullandı.