Felç nasıl anlaşılır?
Felcin belirtileri pek bilinmiyor, dolayısıyla müdahalede geç kalınıyor. Oysa beyin hasarına karşı saniyelerin bile önemli olduğunu vurgulayan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Miktat Kaya hayat kurtaran önerilerde bulundu.
Ülkemizde her 40 saniyede bir kişi felç (inme) geçiriyor, üç dakikada bir kişi de inme nedeniyle yaşamını yitiriyor. Son yıllarda tıp alanındaki hızlı gelişmelerle felç tedavi edilebiliyor. Ancak tedavinin başarılı olması için en hızlı şekilde hastaneye başvurulması gerektiğini belirten Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Miktat Kaya bu konuda bilinmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:
Doç. Dr. Miktat Kaya
YARDIM ETMEK İSTERKEN ZARAR VERMEYİN...
Felç, zamana karşı yarıştığımız tıbbi durumlardan biridir. İlk 4 saat içinde müdahale çok önemlidir. Çünkü zaman geçtikçe geri dönüşü olmayan beyin hasarı riski artar. Felç geçiren kişiyi kendine getirmeye çalışmak, kendine gelmesini beklemek en büyük hatalardan biridir.
Su içirmeye çalışmak, kolonya ile ferahlatmaya uğraşmak sadece zaman kaybettirir.
Felç geçiren kişinin yutma
fonksiyonu da bozulmuş olabileceğinden bir şey yedirilmemeli ve su içirilmemeli. Aksi takdirde bunlar akciğerlere kaçabilir ve hastalığın hızla kötüleşmesine neden olabilir.
Hastaya tansiyon ilacı verilmesi de sakıncalıdır. Çünkü tansiyon düşer ve beyne giden kan azalır. İnmede sebep beyin kanaması ya da damar tıkanıklığı olabilir. Kanı inceltici bir ilaç verdiğimizde de kanamayı artırabiliriz. Bu nedenle kanı sulandırıcı da verilmemelidir.
KİMLER RİSK ALTINDA?
Sigara-alkol kullanımı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, diyabet, fazla kilo ve hareketsiz yaşam gibi bir veya birden fazla risk faktörü olan özellikle 60 yaş üzeri kişilerin felce karşı dikkatli olmaları gerekir.
Bu faktörlerin göz önünde bulundurulması önemlidir. Ayrıca kalpteki ritm bozukluğu veya önceden kalp krizi geçirmiş, kalp yetmezliği olan kişiler yüksek felç geçirme riski taşır. Özellikle ailede bu risk faktörlerinden herhangi birinin varlığı söz konusu ise kişinin daha dikkatli olması gerekir.
5 ÖNEMLİ BELİRTİSİ
Birkişide aşağıdaki belirtileri fark ederseniz (bu belirtiler aniden ortaya çıkarsa) zaman kaybetmeden ambulans çağırın…
1 - Denge kaybı: Ani bir denge kaybı ya da yürüme güçlüğü gibi sorunlar felç belirtisi olabilir. Kişi düz bir zeminde ayakta duramayabilir veya denge kaybına bağlı olarak yürüyemeyebilir.
2 - Gülmede zorluk: Yüzün bir tarafı kayıyor veya uyuşmuş gibiyse kişiden gülümsemesini isteyin eğer yapamıyorsa bu bir felç belirtisidir.
3 - Kollarda güçsüzlük: Kişiden iki kolunu da kaldırmasını isteyin. Kolları aşağı doğru kayıyorsa, kollarında kuvvetsizlik ve his kaybı varsa bu felç işaretidir.
4 - Konuşma bozukluğu: Kişiden basit bir cümle kurmasını isteyin. Konuşması anlamsızsa veya konuşurken zorlanıyorsa (yutma güçlüğü varsa) bu sorun felçten kaynaklanabilir.
5 - Görme sorunu: Kişiden her iki gözüyle bir nesneyi takip etmesini isteyin. Tek bir gözde veya her iki gözde ani başlayan bir görme sorunu varsa, bu durum inme habercisi olabilir.
DİKKAT!
Bugibi durumlarda hemen 112 aranarak acil yardım istenmeli.
Ambulans gelinceye kadar kişi sağ yana yatırılmalı, başının altına yastık konulmalı, nefes almasına engel olmayacak şekilde ağzı ve burnu açık tutulmalı, ilk yardım çantanızda airway (solunum yolunun tıkanmasını engelleyen tıbbi bir cihaz) varsa ağıza konulmalıdır.
TEDAVİSİ MÜMKÜN
Genelliklefelcin tedavi edilebildiği bilinmediği için hastaların hastaneye ulaştırılmasında çok geç kalınmaktadır. Toplumumuzda ne yazık ki ‘felç tedavi edilemez‘ gibi bir ön yargı var.
Ancak günümüzde felç geçiren bir hasta eğer ilk saatlerde hastaneye ulaştırılırsa ve o hastaya ne kadar çabuk müdahale edilirse tedavi şansı o kadar artar. İlk 4 saatte başvuran hastalarda damar açıcı tedaviler ilk 8 saatte anjiyografi yöntemiyle tıkanıklığa neden olan pıhtının temizlenmesiyle hastanın hayatı kurtulmaktadır.
Bu tedavinin deneyimli inme merkezinde yapılması çok önemli.
Dolayısıyla 112 acil ambulansların erken dönemde hastaları bu merkezlere ulaştırması gerekir. Felç geçiren kişilere bu tedavi seçeneğini sunabilmek ise toplumun inme konusunda bilinçlenmesi, bu hastalığı acil ve tedavi edilmesi mümkün bir durum olarak algılayabilmesiyle mümkün olacaktır.