34,6806
36,7281
2.960,54
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Bahadır Demir, 1 Eylül itibarıyla kira uyuşmazlıklarında ara buluculuk döneminin başlayacağını, her türlü anlaşmazlığın en geç 3 hafta içinde sonuçlandırılacağını belirtti. Taraflar arasında anlaşma sağlanamaması halinde mahkeme yolunun açılacağını belirten Demir, “Artık, ‘Almanya’dan oğlum, kızım gelecek, evimden çık’ diyen ev sahibinin bu talebi karşılık görmezse öncelikle ara buluculuğa başvurması zorunlu hale geldi” dedi. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı da “Etkili iletişim teknikleri ile ev sahibi-kiracı çatışmaları daha kolay çözüme ulaştırılacak” diye konuştu.
1 Eylül’den itibaren ev sahibi-kiracı anlaşmazlıklarında ara buluculuk sistemi uygulaması resmen başlayacak. Bu alanda ara buluculara eğitim veren Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Tüketici, Aile, Eşya, Miras, Kira uyuşmazlıkları Uzmanı Demir ile SCÜ İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü Bölüm Başkanı Doç. Dr. Darıcı uygulama hakkında bilgiler verdi.
Dr. Öğretim Üyesi Demir, TBMM’de kabul edilerek yasalaşan icra ve iflas kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunla, kira uyuşmazlıklarında 1 Eylül’den itibaren tarafların dava açmadan önce ara bulucuya başvurmasının zorunlu hale getirildiğini belirterek, “Kira artış oranı bir yıllığına yüzde 25 ile sınırlandırılsa da uygulamada bazı ev sahiplerinin bunun üzerinde artış yapmak istediğine şahit oluyoruz. Konut kiralarındaki bu talepler kiracılar ile mülk sahipleri arasında anlaşmazlığa neden olmaktadır. Kira uyuşmazlıklarında zorunlu ara buluculuk yöntemiyle bu yöndeki davaların sayılarının azalması hedeflenmektedir. Kira uyuşmazlıklarında ara buluculuk görüşmeleri üç haftada tamamlanacaktır. Ancak zorunlu durumlarda ara bulucu tarafından bu süre en fazla bir hafta daha uzatılabilecektir. Görüşmeler sonrasında anlaşma sağlanamaması halinde taraflar yine mahkeme yoluna gidebilecekler” dedi.
“Önce arabulucu, sonra mahkeme”
Ara buluculuk sürecini taraflardan her ikisinin de başlatabileceğini belirten Demir, “Örneğin, ‘Almanya’dan oğlum, kızım gelecek, evimden çık’ diyen ev sahibinin bu talebi karşılık görmezse öncelikle ara buluculuğa başvurması zorunlu hale gelmiş oldu. Ara buluculuk görüşmeleri neticesinde şayet, arzu edilen sonuca varılamazsa taraflar mahkeme yoluyla ihtiyaç nedeniyle tahliye davasını yine açabilecekler. Tarafların ara buluculuk görüşmelerine katılımı zorunludur. Ancak bu katılım vekaletle de sağlanabilir. Taraflardan herhangi birinin bir mazeret ve gerekçe bildirmeden ara buluculuk toplantısına katılmaması durumunda ise ara bulucu anlaşamama yönünde bir tutanak düzenleyecek ve daha sonra yine dava yolunda taraflar gidebileceklerdir. Müracaatlar adliyelerdeki ara buluculuk bürolarından ücretsiz olarak yapılabilecek olup başvurularda yargı gideri, harç, tanık bilirkişi ücreti gibi herhangi bir ödeme yapma zorunluluğu da bulunmayacaktır” diye konuştu.
“Etkili iletişim ile çözüm aranacak”
SCÜ İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı ise Türkiye’de ara buluculuk sisteminin son yıllarda kendisine has yapısıyla oldukça mesafe katettiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Eylül ayından itibaren özellikle kira gibi uyuşmazlıklarda zorunlu ara buluculuk sisteminin gelmesi özellikle mahkemelere olan adliyelere olan iş yükünü de azaltacak gibi görünüyor. Özellikle ara buluculuk sistemi içerisinde kiracı ve ev sahibi arasındaki uyuşmazlıkların karşılıklı olarak görüşülerek, anlaşılarak mahkemeye intikal etmeden çözümleniyor olması bu açıdan önemli bir gelişme. Türkiye’de kendisine has sistemiyle ara buluculuk birçok noktada sorunların çözümüne vesile olacak. Ara bulucunun bu noktada en önemli dikkat etmesi gereken konular arasında gerek ev sahibi, gerekse kiracıyla olan bu görüşmeler sırasında karşılıklı olarak bu iletişimi sağlayabilmesi karşılıklı olarak bir çözüme kavuşturabilmesidir. Ancak ara buluculuk sistemiyle henüz daha mahkemeye intikal etmeden karşılıklı olarak tarafların bir araya gelerek ortak bir çözüme ulaşmaları mümkün.” (DHA)