Eski Başbakan Yardımcısı Akdoğan: Bahçeli’nin çağrısını duyunca elimdeki çatalı düşürdüm
2013 yılında başlayıp 2015 yılında sona eren "çözüm süreci" döneminde HDP heyetiyle görüşmeler de gerçekleştiren eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin teröristbaşı Abdullah Öcalan çıkışı, 'kayyum' ve İmralı sürecine ilişkin dikkat çeken açıklamalarda da bulunan Akdoğan dikkat çeken ifadeler kullandı.
"DEVLET BEY'DEN BUNLARI DUYUNCA ŞOK OLDUM"
Uzun zamandır siyasi gelişmeleri takip etmediğini kaydeden Akdoğan, Bahçeli'nin 'Öcalan' çıkışı yaptığı grup toplantısındaki ifadeleri ilk duyduğu anı şöyle anlattı; "Kahvaltı yapıyoruz, bir an çatal elimden düştü. Devlet Bey konuşuyordu, söylediği şeyler çok ileriydi. Devlet Bey'den bunları duyunca şok oldum, zihnim 20 kat hızlı çalışmaya başladı.
"SURİYE'DE YENİ BİR DENKLEM KURULUYOR"
Cümleleri anlamaya çalışıyorum; 'umut hakkı'ndan bahsetti. Çalışılmış bir şeydi bu, çok önemli hamleydi. Önce meslektaşlarımıza baktım, yorumlara baktım. Herkes şok halindeydi. Eveleyip, geveliyorlardı, nasıl pozisyon alacaklarını bilmedikleri için. Herkes top çeviren konuşmalar yaptı. Konuşmanın arka planında neler yapıldığını bilmediğini de söyleyen Akdoğan, "O günlerde şöyle yorum yaptım; ya çok büyük dalga geliyor; bir risk, tehlike var. Onun için içeride bütünlüğü muhafaza etmemiz lazım. Veya Suriye'de yeni bir denklem kuruluyor. Buna ön hazırlık olarak böyle bir şey yapılabilir. Veya Öcalan yaşlandı devlete hizmet etsin diye düşünüldü diye kafamdan geçiriyorum" diye konuştu.
"GÜNLÜK SİYASETİN ÖTESİNDE YÜKSEK SİYASET YAPMAK DEMEKTİR BU"
Eski bakan sözlerini şöyle sürdürdü; "Bunun devamı geldi sonra. Bu önemli bir inisiyatif. Bu konularla ilgilenen bir kişi olarak bundan büyük memnuniyet duydum. Türkiye açısından bu noktaya gelinmesi önemlidir. Devlet Bey'in burada yaptığı yüksek siyasettir. Paradigma seviyesinde yüksek seviyesindedir. Günlük siyasetin ötesinde yüksek siyaset yapmak demektir bu. Kimileri kartları yeniden karar, kimileri kart sallar. Günlük siyaset yaparsanız kart sallarsınız. Yüksek siyaset yaparsanız kart kararsınız."
"KAYYUM MESELESİNE TEORİK OLARAK BAKALIM"
Belediyelere kayyum atamalarına ilişkin değerlendirmede de bulunan Akdoğan şunları söyledi; "Devlet o kadar büyük mekanizma ki. Bir anda makas değiştiremez. Kuvvetler ayrılığı var. Zamanın ruhu diye bir şey var. Kayyum meselesine teorik olarak bakalım. İsviçre'de bir belediyeye kayyum atanmasından bahsetmiyoruz. Evveliyatı olan, yaşanılan sorunları üzerinde oluşan su damlasından bahsediyoruz.
"SEN GENERALSİN, DIŞARIDA İMAM OLMUŞ..."
Demokratik siyaset var terör var. Parti var örgüt var. Biri varsa öteki olmaması lazım. Gri alanlar olmuş, iç içe geçmiş. Bu bir anomalidir. Kayyum meselesi de bu anomalinin parçasıdır. Milli irade ve demokrasi açısından bakalım. Millet seni seçmiş. Hakkari'ye belediye başkanı seçilmişsin. Yarın sabah birisi geliyor, 'Ben örgüt komiseriyim burada dediklerim olacak. Kaynaklar şuraya aktarılacak. Şu aileye şu desteği vereceksin.' FETÖ'de de vardı aynı şey. Sen generalsin, dışarıda imam olmuş, onu o yönetiyor. Milletin seçtiği belediye başkanına başka irade vesayet oluşturmuş. Onu yönetmeye çalışıyor, bir sürü hukuksuzluk üretiyor. Buna devlet müdahale etmeyecek mi?
DEM Parti yarın yine alışkanlık üzerine karmaşık ilişkiler içine girdi. Kayyum atanmayacak mı? Hukuktan azade mi olacaklar? Süreç bitti diyelim, silahlar gömüldü. Bunlar hukuktan azade mi olacak? Devlet bugün de yapıyor o gün de yapar. Ben kendimi demokrat insan olarak görüyorum. Milletin seçilmiş iradesine kimse vesayet kurmamalı. Örgüt komiseri, mahrem imam müdahale etmeyecek kardeşim. Hukuk milli iradenin de üstündedir, bağlayıcıdır. Bizim yaşadığımız kangren olmuş sorun var."