Esengül’ün hayatı film oluyor

Assolist Esengül 1979 yılında 24 yaşındayken esrarengiz bir trafik kazasında yaşamını yitirmişti. Şarkıcının sırlarla dolu yaşam öyküsü 'Uçurumda Açan Çiçek: Esengül' adıyla film oluyor. Pınar Deniz'in oynayacağı konuşuluyor.

45 yıl önce hayata veda eden Esengül'ün hayatı film oluyor. Şarkıcının sırlarla dolu yaşam hikâyesi, 'Uçurumda Açan Çiçek: Esengül' filmiyle beyazperdeye taşınacak. Pınar Deniz'in oynayacağı konuşuluyor.

Bu yaz çekilecek film seneye şubat ayında vizyona girecek.

ESENGÜL'ÜN HAYATI...

Konservatuar mezunu annesi Piraye Ağan'ın kucağında dinlediği şarkılarla büyüyen Esen Ağan 15 yaşında katıldığı bir ses yarışmasında birinci oldu.  Esen Ağan'ın eğitimini üstlenen besteci Abdullah Bayşu ona ses eğitiminin yanında bir de ismine 'Gül'ü ekleyerek sahne ismini verdi. Esengül, 16 yaşında Lunapark Gazinosu'nda, sahneye Emel Sayın'ın alt kadrosunda çıktı.

Sesi öylesine beğenilmişti ki Lunapark’taki ikinci gecesinin ardından Bebek’teki Belediye Gazinosu’ndan assolistlik teklifi geldi. Teklifi kabul eden Esengül en genç assolist olarak birden şöhrete kavuştu. Hemen arkasından Ankara’daki Dikmen, Köşk, İzmir’de Akasyalar, İstanbul’da Semiramis ve Maksim gazinolarında sahneye çıktı. Orhan Karadeniz gibi efsane bir besteci ile çalıştığı için söylediği şarkılar hemen tutuluyordu.

1971’de Zalim ile önemli bir çıkış yapan Esengül 1973’te halkın sevgilisi olmasına neden olan ‘Taht Kurmuşsun Kalbime’ şarkısını söyledi. “Bırakamam seni ben / Yanımdan gidemezsin / Seviyorsan benimle / Oturup içeceksin” diyen Esengül’ün şarkıları meyhanelerde milli marş gibi söyleniyordu artık. Esengül en acıklı şarkıları bile gülümseyen bir yüzle söylüyor, onun çıktığı gazinolar dolup taşıyordu.

Sahnede çok başarılı olan Esengül, albümlerindeki şarkıları da kusursuz bir şekilde prova yapmadan bir kerede icra edip kayıt yapıyordu. Esengül 18'ini geçtikten sonra Orhan Akçınar ile evlendi. Sahne hayatı ile özel yaşantısı arasında bir denge kuramayınca fazla evli kalamadı. Bu nedenle kısa süre sonra ‘şiddetli geçimsizlik’ nedeniyle boşandı. O sıralarda Adnan Şenses ile tanıştı. Birlikte yaşamaya başladılar.

1977’de yönetmenliğini Oksal Pekmezoğlu’nun yaptığı ‘Yansın Bu Dünya’ filminde Aysel Gürel, Saadet Sun, Adnan Şenses ve Yaşar Yağmur’la başrolleri paylaştı. Tam huzuru buldular derken Esengül, Adnan Şenses’i terk etti ve Beşiktaşlı ünlü futbolcu Tayfun Kalkavan’la sevgili oldu. Bu olay magazin gündemini uzun süre meşgul etti. Fakat bu ilişki de uzun sürmedi.

BİR ŞARKI İKİ ÖLÜM

Çakırkeyif olduğu bir gece gazinoda ünlü kabadayılardan birinin silahını alıp havaya ateş açtı. Bu olay hem sorgulanmasına hem de şöhretinin artmasına neden oldu. Şişli’de 31 Mart 1979 gecesi Semiramis Pekkan’ın adını taşıyan Semiramis Gazinosu’nda ‘Oflu İsmail’ lakaplı İsmail Hacısüleymanoğlu da Esengül’ü dinleyenler arasındaydı.

O geceden 27 yıl sonra Esengül’ün kardeşi Sezen Beşikçi gazeteci Tülay Şubatlı’ya olayı şöyle anlattı:

“Oflu İsmail sahnenin en önündeki büyükçe bir masada oturuyordu. Masası çok kalabalıktı. Tabakların içinde kokain vardı, sürekli çekiyorlardı. Ablam sahne aldığında Oflu İsmail “Aldırma Gönül’ adlı şarkıyı söylemesini istedi. Ablam da söyledi. Sonra bir daha söylemesini istedi. Ablam şarkıyı tekrar okudu. Sonra bir anda silahlar patladı. Ne olduğunu anlayamadım, bağrış çağrış herkes kaçıştı. Gazinonun patronu Akbulut Karaoğlu vuruldu.

Garson Hasan Yolaldı da beni korumak isterken vuruldu; bana aşıktı, apar topar kulise götürmek isterken bir mermi ona isabet etti. Ablam ‘Sen bu olaya hiç karışmıyorsun’ dedi ve biz hemen toz olduk. Zaten gazinoyu da hemen boşalttırdılar.

Ablam depresyona girdi; cinayeti gördüğünü söylese Oflular peşini bırakmayacak, söylemese ölenin Malatyalı yakınları. Ablam deli gibiydi. Hiçbir şey anlatmadı beni olaylardan uzak tutmak için. Sonradan duyduğuma göre Oflu İsmail ile gazinonun patronu Akbulut Karaoğlu arasında uyuşturucu işinden kaynaklanan bir husumet varmış. Ancak bu ne derece doğru bilemiyorum.”

ESRARENGİZ KAZA

Semiramis Gazinosu’ndaki cinayetlerin üzerinden 19 gün geçmişti. Esengül yeni bir sinema filminin başrolü için teklif alınca bunu kutlamak istedi. 18 Nisan 1979’da Esengül, Emirgan’da kardeşi Sezen Ağan, arkadaşları Turhan Yazıcı ve işadamı Mehmet Faruk Özfıratlı ile geç saatlere kadar eğlendiler. Sabah 04.00 sularında Anadol marka bir otomobille yola çıktılar.

taköy Motel’in önündeki caddenin ortasına konmuş kalasları son anda fark eden Mehmet Faruk Özfıratlı fren yaptı. Ancak aracın frenleri tutmadı. Otomobil bir köprünün bariyerlerine çarparak durabildi. Bariyerin demir çubuğu önde bulunan Mehmet Faruk Özfıratlı’ya sonra hemen arkasında oturan Esengül’e saplandı.

Mehmet Faruk Özfıratlı olay yerinde, Esengül ise hastanede ameliyat sırasında beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybetti. Turhan Yazıcı ve Sezen Ağan yaralıydı. Esengül yine gazetelerin birinci sayfasındaydı fakat bu kez yaşamıyordu. Kaza kimilerine göre çok şüpheliydi. Söylentilere göre otomobilin fren telleri o gece onlar eğlenirken birileri tarafından gevşetilmişti. “Yeraltı dünyası intikam aldı” diyenler vardı. Ama polis, kazanın ‘aşırı alkol ve hız nedeniyle’ gerçekleştiğini kayıtlara geçti.

Esengül’ün cenazesi Fatih Camii’nde kılındı. Cenaze törenine sadece ailesi ve yakınlarından oluşan 20 kişi katıldı. Müzik dünyasından katılan kimse yoktu. Kazadan şans eseri yaralı olarak kurtulan kardeşi Sezen Ağan törene iki kişinin yardımıyla gelebildi.