Elazığ’da üzüm krizi: Çiftçiler perişan!
Elazığ'da şaraplık üzümlerin hasadı başladı. Ancak firmaların kota dolumunu gerekçe göstererek merkeze bağlı Kuzova bölgesindeki yüzlerce çiftçinin üzümlerini almaktan vazgeçti. Üzümlerini kesip kasalara dolduran yüzlerce üreticinin üzümü yerde kaldı.
Türkiye'de her yıl üretilen yaklaşık 3 milyon 600 bin ton üzümün, yaklaşık 80 bin tonunu üreten Elazığlı üreticiler, bu yıl bağ bozumuna krizle başladı.
Geçen yıl 25 olan taban fiyatın bu yıl 35’e yükselmesine rağmen girdi maliyetlerinin artması ile birlikte masrafını karşılayamayacak olan üzüm üreticisinin ürünü ortada kaldı.
15 gündür devam eden üzüm alımları firmaların kotalarını durdurmasıyla birçok üreticinin üzümü yerde kaldı.
Üreticileri üzümün yerde kalmaması için 35 olan taban fiyatını 25’e kadar düşürmeyi kabul etti. Ancak firmalar halen üreticilerin üzümlerini almadı.
Sürecin uzaması durumunda tonlarca üzümün çürüme tehlikesiyle karşı karşıya...
Üzüm üreticilerinin sorunlarını çözmek için umut bağladığı Elazığ valisinin ve AKP’li vekillerin ise soruna sessiz kalması dikkat çekti.
“FABRİKA KOTA DOLDUĞU GEREKÇESİYLE ÜZÜM ALMAKTAN VAZGEÇTİ”
Fabrikaların üzüm almaktan vazgeçmesi sonrasında Elazığ’da tonlarca üzümün yerde kaldığını Elazığ Üzüm Üreticileri Birliği Başkanı Cengiz Öz, şöyle konuştu:
-Kuzova diye tabir ettiğimiz Karaçavuş, Kepektaş, Sün köyü diye adlandırdığımız yerdeyiz. Şuanda bulunduğumuz konum 1400 rakımlı Kepektaş köyü.
-Gerçek Öküzgözü bu bölgede yetişmekte. Ancak bu bölgenin yüksekliğinden dolayı biraz geç yetişmekte ama bu da Öküzgözünün olgunlaşmasıyla alakalı bir durum.
-Bu bölgedeki üretici yıllarıdır buradaki fabrikanın arkasında dimdik durmuş, ürününü hep bu firmaya vermiş diğer firmalarda zaman zaman bu bölgedeki üzümleri tercih etmişlerdir. Burada üretici bahardan beri birçok masraf ederek üzüm üretmeye çalışıyor.
-Çoğu zaman üreticilerimiz gençleri zorla çalıştırıyor, 70-80 yaşında olan üreticilerimiz burada bütün emeklerini 5,7,10 dönüm bağlarını çocuklarına paylaştırmışlar.
-Ancak yine bu insanlarımız burada emek veriyor çocuklarını zorla teşvik ederek üretime devam etmek istiyorlar. Bütün sanayiciler diyor ki ‘sürdürülebilir olsun’ ama nasıl sürdüreceğiz?
-Bize fabrika 2 kamyon üzüm alabileceklerini söylediler ‘tamam’ dedik, kasa gönderdik fakat 1 buçuk kamyon buradan üzüm gitti sonrasında ise kota dolduğu gerekçesiyle üzüm üreticilerinin üzümlerine almaktan vazgeçtiler. Üreticiye ‘üzümü bağdan kesmeyin’ diyorsun ama üretici umut bağlamış ‘kasa gelmiş ben üzümü keseyim’ diyor.
-Üretici üzümü kesti kasaya koydu ama alan yok ve şuanda tonlarca üzüm bağda duruyor. Fabrikalar ‘son kamyon’ diyerek bütün alımları durdurdu, bütün ısrarlarımıza rağmen ürün gitmiyor.
-Firmalar, üreticiye, ‘şeker seviyesi tutmayan üzümleri 35 TL’den değil 25 TL’den alacağız’ dediler.
-Bizde üreticiye durumu anlattık üretici bu duruma bozulmasına rağmen üzümün yerde kalmaması için 25 TL’yi kabul etti. Şimdi ‘25 TL’ye de alamıyoruz tonajımız doldu’ deyip üzümleri yerde bıraktılar.
“TÜRKİYE’DE BİR KRİZ VAR BU KRİZİN BEDELİNİ ÇİFTÇİ ÖDÜYOR”
Böyle bir sorunla karşılaşacaklarını ilkbahar ayında öngördüklerini belirten Öz şu ifadeleri kullandı:
-Şuanda Elazığ genelinde bin ton üzüm yerde, bin ton coğrafi işaretli üzümün padişahı öküzgözü üzüm yerde.
-Üretici biraz daha bekleyecek bu ürün burada çürüyecek daha sonrada bir yıllık emeğini toprağa gömecek. Burada başka ekip biçecek bir şey yok. Burada yaşamanın tek bir amacı var oda üzüm ancak üzümü de yere dökeceğiz. Baharda muhtemelen bağlara bakmayacak çünkü bütün gücünü kullanarak bağını bakım yapıyor, ilaçlıyor.
-Buradaki üzümler sofralık olarak kullanılacak tertemiz üzümler ama sofralıkta da alıcı yok. Türkiye’de bir kriz var ama bu krizin bedelini nedense hep biz yani çiftçi ödüyor. Bu kadar ağır bedeli biz neden ödeyelim?
-Bu yıl tamamen zarar ediyoruz hiçbir şeyimiz kalmıyor. Biz bu üzümü ne yapacağız, nereye atacağız?
-Şuanda Elazığ içler acısı bir durumda coğrafi işaretli öküzgözü can çekişiyor. 148 tondan 70 bin tona bu yıl ise 60 bin tona düştü.
-Gelecek yıl içinde bütün sanayi kuruluşlarına şunu söyleyeyim; fabrikalarına alacak ürün bulamayacaklar bu gelecek yıl gerçekleşmeyebilir ama önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Elazığ’da üzüm üretimi tıpkı Kilis’te olduğu gibi ve Türkiye’nin diğer bölgelerinde olduğu gibi üzüm üretimi bitecek.
-Elazığ’da mevcut fabrikamız kapanıyor. ‘Bu fabrika cumhuriyetin kuruluşudur kapanmasın’ dedik ama bu fabrikanın kapanma sürecinin daha birinci yılında üreticinin ürünü yerde kalmaya başladı bunun ileri ki yıllarda neler olacağını tahmin bile edemiyoruz.
-2 bin çiftçinin ekmek yediği, çocuklarını geçindirdiği üzüm üretimi Elazığ’da ne yazık ki yok olacak.
“800 KASA ÜZÜM KASALARDA, 200 KASA KESİLMEYEN ÜZÜM VAR”
50 senedir Kepektaş köyünde üzüm üreticiliği yaptığını söyleyen 80 yaşındaki Muharrem Şahin, “50 senedir şarap fabrikasına verdiğimiz üzümler bu sene hep yerde kaldı. Kasaları doldurduk ama bağda bekliyor bunun çaresine bakılmasını bir daha böyle bir şey olmaması lazım. Yazık günah bize bizim kazancımız tek bu bunu da bize bağışlayın. Dışarıdan mal getirip Türkiye’ye sokama iş değil bu üreticiyi durdurur, batırır. SÖZCÜ TV’ye de teşekkür ediyorum sesimizi duyurduğu için. Üzümlerin geciktirilmesi denildi böyle de bir durum yoktu ama ne olduysa fabrikaların hatası oldu. Şuan 700-800 kasa üzümüm kasalara toplanmış bağın içerisinde 20 ton üzüm bekliyor. Ben buraya 50-60 bin TL harcadım dün 15 bin TL sadece işçiye verdim. Birlik başkanımız ortayı bulmayı çalışıyor müşteri arıyor umudumu kesmedim. Şuan hazırda daha 200 kasa kesilmeyen üzüm var” diye kaydetti.
“ÜRETİCİLER BAĞLARINI SÖKMEYE BAŞLADILAR”
Üreticinin şimdiden borçlarını nasıl ödeyeceği konusunda kara kara düşünmeye başladığını belirten üretici Hüseyin Deniz ise, “15-20 yıllık üzüm üreticisiyim, ama ne faydaki geçen yıl 35 liradan alımı yapılan şaraplık üzüm bu sene 25 liralara kadar düştü. Bundan sonraki süreçlerde de daha da düşük fiyatlara ineceği söyleniyor. Bu ürünün maliyetini bile karşılayacak bir miktar değil buna göre fiyat belirlenmesi, üreticilerin desteklenmesi gerekir. Bu yıl üzüm alım tonajlarının düşürülmesi, kota şeklinde uygulamalar yapılması, bölgedeki ürünün geç olgunlaşması sebeplerinden dolayı alımlarda bir sürü aksaklık oluyor. Üretici para kazanamıyor ve borçlarını nasıl ödeyeceği noktasında kara kara düşünüyor. Bu fiyatlarla maliyetlerimizi karşılamak mümkün değil, bugün Türkiye’de her şeyin fiyatı yüzde yüz artmışken geçen yıl 27.5 buçuk olan üzümün alımı bu sene 25’e düştü normalde bu üzüm bu sene 45-50 TL civarında olması gerekiyordu. Bizim bu yılki üretimimiz 4-5 ton civarında çıktı verimi biraz düşük olmasından dolayı az çıktı. Normalde 10-15 ton üretim yapmamız mümkün. Bu fiyatlarla üretici emeğin karşılığını alması mümkün değil. Gübrenin, ilaçların, bağ sürmenin fiyatı belli. Bunları üst üste koyduğunuz zaman bu fiyatla bu üretimi sürdürmek mümkün değil. Zaten bazı üreticiler bu işten vazgeçemeye başlamışlar artık bağlarını söküyorlar” ifadelerini kullandı.