Ekim Enflasyonu Beklentileri Aştı

Eylül'de olduğu gibi, Ekim enflasyonu da beklentileri aşarak moralleri bozdu. Enflasyonla mücadelede hükümetin topluma gerekli güveni veremediğini belirten uzmanlara göre TCMB enflasyonu düşürmekte yalnız kalmış durumda.Dünyanın en yüksek enflasyona sahip ülkelerinden biri olan Türkiye'de, AKP hükümetinin Haziran 2023'ten beri ortaya koyduğu "enflasyonla mücadele programı" beklentileri karşılamaktan giderek uzaklaşıyor.

Eylül ayından sonra, Ekim ayı enflasyon verileri de yüksek çıkarken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğindeki ekonomi yönetiminin 2024 sonu ve 2025 için öngördüğü enflasyon hedeflerinin tutturulması neredeyse imkansız hale geldi.

DW Türkçe'ye konuşan ekonomi uzmanlarına göre, toplumda enflasyonun düşeceğine dair bir güven oluşturamayan hükümetin kamu harcamaları konusunda gerekli adımları atmaması nedeniyle, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) enflasyonla mücadelede yalnız kalmış durumda.

Aylık artış beklentileri aştı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ekim 2024 dönemine ilişkin enflasyon verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,88 artarken, yıllık enflasyon yüzde 48,58 oldu. Son 12 aylık enflasyon ise yüzde 62,02 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise aylık bazda yüzde 1,29; yıllık bazda ise yüzde 32,24 arttı. Eylül ayında tüketici enflasyonunun yüzde 2,97 artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşmiş, yıllık enflasyon ise yüzde 49,38 ile Temmuz 2023'ten bu yana ilk kez politika faizi olan yüzde 50'nin altına gerilemişti.

Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) ise ekim ayında enflasyonun aylık bazda yüzde 5,57 artarken, yıllık enflasyonun yüzde 89,77 olarak gerçekleştiğini açıkladı.

En yüksek artış giyim ve gıdada

TÜİK verilerine göre, Ekim ayında aylık bazda en yüksek artış yüzde 14,32 ile giyim ve ayakkabı grubunda oldu. Giyim ve ayakkabı grubunu yüzde 4,33 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 3,52 ile haberleşme izledi. Yıllık olarak bakıldığında ise Ekim ayında en yüksek artış yüzde 93,6 ile eğitim grubunda kaydedildi. Eğitim grubunun ardından yüzde 89,39 ile konut; yüzde 62,09 ile lokanta ve oteller oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan Ekim ayı itibarıyla, 26 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 7 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 110 temel başlığın endeksinde ise artış görüldü.

Yılmaz ve Şimşek'ten "olumlu" açıklaması

Enflasyon verilerine dair bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Toplumsal refahı artırmak amacıyla uyguladığımız ekonomi programı ile dezenflasyon sürecinin önümüzdeki dönemde daha da güçlenmesini ve tek haneli enflasyon hedefimize ulaşmayı hedefliyoruz" diye konuştu.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise, Ekim ayı enflasyon verilerini değerlendirirken; kira ve eğitim grubunda yıllık artışların enflasyondaki düşüşü sınırlandırdığını belirtti ve "Katılıkların giderilmesi zaman alıyor ancak bu konudaki gelişmeler olumlu" dedi.

Enflasyon hedefleri hayal mi oldu?

TCMB, 2024 sonu için enflasyon beklentisini yüzde 38, 2025 sonu beklentisini yüzde 14 olarak açıklamıştı. Hükümetin önümüzdeki 3 yılı kapsayan Orta Vadeli Program'ında (OVP) ise enflasyonda 2024 sonu için yüzde 33 olan hedef yüzde 41,5'e yükseltilmiş, 2025 sonu için de yüzde 17,5 olarak açıklanmıştı.

Peki son açıklanan veriler ışığında, hükümetin ve TCMB'nin enflasyon hedeflerine ulaşılması mümkün mü?

Eski Merkez Bankası Başekonomisti Prof. Dr. Ali Hakan Kara, sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, ekonomi yönetiminin enflasyon hedeflerinin tutturulamayacağını ifade etti. Prof. Kara, "Bugünkü enflasyon verisinden sonra bu yılı yüzde 44 civarında kapatacağımız belli oldu. OVP'de bu yılın hedefi yüzde 33'tü. Böylece hedefin 1/3 oranında üzerinde kalmış olacağız. Üstelik bu sapmayı döviz kurunun ve petrol fiyatlarının tahminlerden daha düşük olduğu bir yılda yaşadık" değerlendirmesinde bulundu.

"Hükümetin programı güven vermiyor"

DW Türkçe'ye konuşan Prof. Dr. Öner Günçavdı'ya göre de, hükümetin enflasyonla mücadele konusunda atması gereken adımları atmaması nedeniyle yıl sonu enflasyon hedefinin tutması mümkün görünmüyor.

"Enflasyonla mücadele programı" adı verilen programın "prematüre" doğduğunu ve barındırdığı eksikler nedeni ile toplumda inandırıcılık sağlayamadığını ifade eden Prof. Günçavdı, "Enflasyonla mücadele edecekseniz, öncelikle ciddi bir destekleyici mali politika gerekli. Hükümet başta kamu harcamaları olmak üzere, bu mali politikayı uygulamaktan kaçıyor. Çünkü bir taraftan büyümeyi de sürdürmeye gayret ediyorlar. Siyasi olarak hedefleri var. Bu tabloya bakıldığında enflasyonla mücadele için elimizde Merkez Bankası'nın para politikasında başka bir şey kalmıyor" diye konuşuyor.

"Beklenen iyileşme sağlanamıyor"

Enflasyonu kalıcı olarak düşürmek konusunda Fatih Karahan başkanlığındaki Merkez Bankası yönetiminin yalnız kaldığını vurgulayan Prof. Günçavdı, şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Hükümet acilen faizleri daha makul seviyeye çekmek istiyor. Ancak enflasyonla mücadelede eksik kalan adımlar yüzünden enflasyonda beklenen iyileşme sağlanamıyor. Bu durum da ekonomiyi giderek daha fazla zorluyor. Böyle giderse durum kötü olacak. Hükümetin görev zararları giderek büyüyecek ve daha fazla para basmakla sonuçlanacak. Enflasyonla mücadele programına sürdürülebilir bir gelir programı koymadan, kamu harcamalarında ve yeniden belirlemelerde kayda değer düzenlemeler yapmadan enflasyonun düşeceğine kimseyi inandıramazsın."

Citi: TCMB yeterince desteklenmiyor

Yalnızca yurt içinde değil, uluslararası piyasalarda da Türkiye'nin enflasyonla mücadelesinde Merkez Bankası'nın yalnız kaldığına dair yorumlar yapılmaya başladı.

Uluslararası finans kurumu Citi'nin ekonomistleri İlker Domaç ve Gültekin Işıklar tarafından yayınlanan notta, Türkiye'de hükümetin maliye ve gelirler politikalarının TCMB'nin enflasyonu düşürme çabalarını yeterince desteklemediğine vurgu yapıldı.

Para politikasına aşırı bağımlılığın ekonomik zorlukları büyütebileceği uyarısında bulunan Citi ekonomistleri, yayınladıkları enflasyon notunda, "Yetersiz mali politika desteği, Merkez Bankası'nın sıkı duruşunu 'gerekenden daha fazla süre' sürdürmesine yol açabilir veya indirim döngüsü başladığında erken gevşeme algılarına yol açabilir" değerlendirmesine yer verdi.

Merkez Bankası 8 Kasım'da ne mesaj verecek?

Peki, hükümet ve TCMB enflasyon hedeflerinde baş gösteren bozulmayı tersine çevirebilir mi?

Bu noktada TCMB'nin 8 Kasım'da yayınlayacağı yılın son "Enflasyon Raporu"nda hükümete ve piyasalara verilecek mesajlar büyük önem taşıyor. DW Türkçe'ye konuşan Ekonomist Güldem Atabay'a göre, enflasyonla mücadelede başarılı olmak konusunda henüz "iş işten geçmiş" olmasa da, işler giderek zorlaşıyor.

Hem 2024 sonunda hem de 2025 sonunda gerçekleşecek enflasyonun ekonomi yönetiminin beklentilerinin çok üzerinde olacağına işaret eden Atabay, "Son 15 ayda Merkez Bankası'nın para politikasını değiştirmiş olmasının elbette enflasyon üzerinde etkisi var. Ancak tek başına yeterli olamıyor. Bundan sonra Merkez Bankası hükümete ya 'bana destek vermiyorsun, ben de enflasyon hedefimi yukarı çekiyorum' diyecek, ya da 'senin beklediğin faiz indirimini geciktireceğim' diyerek bir uyarı yollayacak" şeklinde konuşuyor.

"Erken faiz indirimi olursa, savaşı kaybederiz"

Enflasyonda giderek "korkulan senaryo"nun yaşanmaya başladığına dikkat çeken Güldem Atabay, şunları dile getiriyor:

"Henüz enflasyon kontrolden çıktı diyemeyiz ama enflasyonun düşeceğine dair güvensizlik, hükümet politikalarına dair güvensizlik sürüyor. Bu nedenle 2025'de Türkiye'de enflasyonun yüzde 30'lara saplanıp kalma ihtimali artıyor. Ekonomi yönetimi beklentileri yönetemiyor. Çünkü enflasyonla topyekun savaşıldığına dair bir algı yok. Ben Merkez Bankası'nı çok yalnız görüyorum. Bu süreçte bir de hükümetin zorlamasıyla bir faiz indirimi olursa, işte o zaman enflasyon kontrolden çıkar ve biz bu savaşı kaybetmiş oluruz."

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?