34,9467
36,5761
3.020,47
Eğitimde yapay zekayı; hava yastığı teknolojisini at arabasına entegre etmek sanan beceriksiz bir güruh var.
“Okullarda telefon yasaklansın mı seviyesindeki tartışmalarımız, açıkçası Ramazan aylarındaki “sakız orucu bozar mı?” sorunsalına yaklaşmaya başladı. Ortada insan gibi düşünebilen ve çok ciddi becerilere sahip bir teknoloji var ama bu arkadaşlar yoğun bir şekilde yapay zeka ile nasıl daha hızlı çoktan seçmeli soru hazırlayabiliriz derdinde.”
“Yanıbaşınızdaki diğer toplumlar özgür bir ortamda sanat ve bilimle yeni nesillerini mayalarken, 1000 yıllık statik bilgi ile çocuklarınızı eğittiğinizi zannederseniz, onlara ve ülkenizin geleceğine en büyük yanlışı yapmış olursunuz. Öyle bir noktaya geldi ki tarihin en güçlü üretim aracı olan bilişim araçlarını çocuklarının hayatından ısrarla uzaklaştırmaya çalışan bir ülke haline geldik.”
Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Özdemir ile ülkemizin eğitimini, yapay zekayı ve bilişim araçlarını konuştuk…
Hocam sizin sürekli kullandığınız bir sözünüz var. “Bugünkü sorunların sebebi geçmişte eğitimde yapılan hatalardır, bugün eğitimde yapılan hatalar da yakın-orta ve uzak gelecekteki büyük sorunların sebebi olacaktır” sözünüzle neyi kast ediyorsunuz?
Asla durmayan ve asla durdurulamayacak olan iki şey vardır: Zamanın akışı ve öğrenme. Zamanı asla durduramayacağımızı biliyoruz. Öğrenme de benzer şekilde bir insanı kapkaranlık bir odaya uzun süre bıraksanız bile devam edecektir. Bu öğrenme, olumlu veya olumsuz olabilir veya bilginin artması veya eksilmesi şeklinde olabilir ama insanın bilgi seviyesi sürekli değişim gösterecektir. Tarih boyunca, alttan gelen yeni nesillerinin bilgi ve beceresini dönemin üretim araçlarını ve dönemim bilimsel-pratik bilgisini kullanarak artıran toplumlar sürekli gelişmiş ve zenginleşmişlerdir. Buna karşılık, yeni nesillerinin öğrenme sürecine dönemlerinin üretim araçlarını ve dönemlerinin bilimsel/pratik/sanatsal bilgisini entegre edemeyen toplumlar gerilemiş ve fakirleşmişlerdir.
“Dönemin üretim araçları” derken tam olarak neyi kast ediyorsunuz?
Tarihsel dönemde toplumları hayatta kalmak için kullandıkları araçlara göre sınıflandırırız. Avcı-toplayıcı toplum, tarım toplumu, sanayi toplumu, bilgi toplumu vb. Her yetişkin nesli, kendi yerini alacak olan nesillere döneminin en üst üretim araçlarını ve teorik ve pratik bilgisini öğretmek zorundadır. Böylece, yeni nesiller birincisi diğer toplumların yeni nesillerinden geri kalmamış olurlar ve ikincisi büyüklerinden edindikleri araçları ve bilgiyi ilerletme şansını yakalamış olurlar. Siz, yandaki köy tarım ve hayvancılığa geçip bunun teknik araç-gereçlerini çocuklarına da öğretirken inatla kendi çocuklarınıza avcılık-toplayıcılık öğretmeye devam ederseniz onların geleceğiyle oynuyorsunuz demektir. Siz, yanıbaşınızdaki diğer toplumlar özgür bir ortamda sanat ve bilimle yeni nesillerini mayalarken, 1000 yıllık statik bilgi ile çocuklarınızı eğittiğinizi zannederseniz, onlara ve ülkenizin geleceğine en büyük yanlışı yapmış olursunuz.
Yalnız burada altını çizmek istediğim nokta şu, dikkat ederseniz ”dönemin araçları” değil “dönemin üretim araçları” ifadesini kullanıyorum. Buradaki üretim mal üretiminden hizmet ve tarımsal üretimine, sanatsal üretimden düşünce üretimine bir toplumun ihtiyaç duyacağı her şeyin sıfırdan üretilmesi sürecinde kullanılan tüm araç-gereç ve yöntemleri ifade etmek istiyorum. Bunu neden söylüyorum, bugün toplumumuz öyle bir noktaya geldi ki tarihin en güçlü üretim aracı olan bilişim araçlarını çocuklarının hayatından ısrarla uzaklaştırmaya çalışan bir ülke haline geldik çünkü bilişim denildiği zaman akıllı telefonlardaki sosyal medya araçları ve oyunlar dışında aklımıza hiçbir şey gelmiyor. Gelişmiş ülkeler bilişim araçları ile tüm sektörlerde zenginliklerine zenginlik katarken ve yeni nesilleri bunu daha da ileriye taşıyacak arayışlar içine girerken, bizim hala okullarda telefon yasaklansın mı seviyesindeki tartışmalarımız, açıkçası Ramazan aylarındaki “sakız orucu bozar mı?” sorunsalına yaklaşmaya başladı.
Gelişmiş ülkelerin yeni nesillerinin bilişim araçlarını daha da ileriye taşımalarına örnek verebilir misiniz?
Charles Babbage’ın Analitik Makinesi’nden başlayıp son 200 yıldır bilgisayar dünyası her yeni nesille beraber öyle bir mesafe katetti ki Rönesans’dan itibaren özgür düşünceye, sanata ve bilime hakettiği değeri veren toplumlarda tarihte ilk defa “insana gerek bırakmayan” akıllı teknolojiler çıkmaya başladı. Bu 200 yıllık süreçte baktığımızda her gelen nesil bir önceki neslin bıraktığı bilginin üzerine koyarak bugün artık “Genel Yapay Zeka” denile bir noktaya geldik. Bu noktanın anlamı ne biliyor musunuz? Bundan sonra ortalama insanların ve bu tür insanların çoğunlukta olduğu toplumların sonu geldi. Bakın toplumların fakirleşmesinden gerilemesinden bahsetmiyorum. Bu toplumların bundan sonra kendi kimlikleri ile varlıklarını korumada büyük sorun yaşayacaklar.
Esas korkum, 13 sene önce ülkenin gündemine getirdiğim ve sadece belli okullarda bir avuç öğrencinin değil, tüm öğrencilerin matematik gibi ana dil gibi temel bir beceri olarak öğrenmesi için büyük çaba sarf ettiğim çocukların üretim odaklı teknoloji eğitimi alması konusunun beceriksiz ve kötü niyetli insanların elinde sulandırılması gibi yapay zekanın eğitimde kullanılması konusu da ne yazık ki aynı yola girmiş görünüyor. Yapay zekayı çok güdük bir bakış açısı ile var olan 150 yıllık geleneksel öğretmen odaklı sınıf modelinin desteklenmesi ve güçlendirilmesi için kullanmaya çalışan bir güruh çıktı ortaya. Ortada insan gibi düşünebilen ve çok ciddi becerilere sahip bir teknoloji var ama bu arkadaşlar yoğun bir şekilde yapay zeka ile nasıl daha hızlı çoktan seçmeli soru hazırlayabiliriz derdinde. Bunu, hava yastığı teknolojisini at arabasına entegre etmeye çalışmaya benzetebiliriz.
Son sözlerinizi alabilir miyiz?
Bugün hepimizi korkutan Genel Yapay Zeka şu haliyle Prof. Dr. Stephen Hawking gibidir. Yani, beyin çalışıyor ama o beynin ürettiği bilgiyi alıp kullanacak, işe koşacak bir anlamda o bilgiyi eyleme geçirecek organlardan mahrumdur. Bu şu demek, daha yapay zeka çağının çok ama çok başındayız. Yapılacak çok iş var. Yapay zekanın hayatımızı oluşturan beslenmeden barınmaya, güvenlikten eğitime, eğlenceden sosyalleşmeye ve sağlıktan iletişime tüm sektörlerde çok farklı organlara akıllı teknolojilere ihtiyacı var. Bu anlamda yapay zeka belki bir dönemi sonlandırıyor ama yepyeni bir çağı başlatıyor. Tek dileğim bu çağın başlangıcında ülke olarak doğru adımlar atarak yeni nesillerimizi eski eğitimi güçlendirerek değil, yepyeni ve doğru bir paradigma ile geleceğe hazırlamaktır.
Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…