Derdimiz ‘yabancı’ değil ama çarklar dönmüyor
Bir yanda yüzde 26’ları bulan işçilik maliyetleri diğer yanda ise bulunamayan işçi sorunu Türkiye’de iş yaşamının ana sıkıntısı olmaya devam ediyor. Başta üretim sektörleri olmak üzere Türk iş dünyası nitelikli ve ara eleman sıkıntısı yaşıyor. Özellikle emek yoğun sektörlerde açık yüzde 40’ları aşmış durumda. Birçok işveren çözümü ‘yabancı’ işçide ararken, düzensiz göç ve yabancı çalışan konularının ayrıştırılması ön plana çıkıyor.
Nurdoğan A. ERGÜN
Bir yanda binlerce kişi iş ararken diğer yanda da birçok sektör eleman arıyor. Başta imalat sektörleri olmak üzere hemen her alanda hem nitelikli hem de ara eleman açığı büyüyor. Özellikle tekstil-konfeksiyon, makine, turizm, inşaat gibi emek yoğun sektörlerde kalifiye ve ara eleman açığı yüzde 40’ları aşmış durumda. Yıllardır süregelen ‘yetişmiş eleman’ sıkıntısına EYT düzenlemesi ve yetersiz bulunan maaşlar da eklenince birçok iş kolunda çalışan bulmak ana sıkıntı haline geldi.
Örneğin 1.2 milyon kişinin istihdam edildiği turizm sektöründe, bu sayının en az yüzde 30 fazlasına ihtiyaç var. Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) ile Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından hazırlanan “Türkiye'nin Göç Raporu: Bütünleşik Bir Göç Politikasının Yol Haritası”na göre, Türkiye’deki işverenlerin yüzde 75’i yerli işgücü bulma zorluğu yaşıyor ve göçmen iş gücünden yararlanmak istiyor.
Global pazarlardaki durgunluğun da etkisiyle şu anda tam kapasite çalışamayan birçok sektörün endişesi, işler açılmaya başladığında üretimde çalışacak işçi bulamamak. Açıklamalara göre, firmaların birçoğu ilerleyen dönemdeki 6 ayda istihdamını arttırmayı planlıyor ancak aradığı nitelikte işgücünü bulmakta sıkıntı yaşıyor. Aradığı ‘nitelikli’ elemanı Türkiye’de bulamayan işveren uzun zamandır ‘ithal işçi’ talebini dillendiriyor. Bazı iş kollarında kendi çözümünü bulan işveren, getirdiği yabancı işçiler için ev dahi kiralıyor.
Genel talep ise devlet kanalıyla planlı bir ‘yabancı işçi’ politikası oluşturulması. Bu anlamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı işverenin sesine kulak verdi. Bakan Vedat Işıkhan, küresel işgücü hareketliliğine uyum sağlamak amacıyla yabancı çalışanlara yönelik politika değişikliği gerçekleştireceklerini kaydetti. Işıkhan, İhtiyaç duyulan nitelikte iş gücünün ülkeye çekilmesi ile göçmen işçilerin sosyal haklarının korunması, entegrasyon süreçlerinin geliştirilmesi ve istihdam verimliliğinin artırılması gibi konuların devletlerin öncelikleri arasında olduğunu belirtti.
TÜİK’in son açıkladığı verilere göre, Türkiye’de ‘dar tanımlı’ işsizlik oranı halen yüzde 8.7 oranında. Buna ‘geniş tanımlı’ işsizlikte eklendiğinde oran yüzde 26.5 oldu. Genç nüfustaki işsizlik oranı ise yüzde 16.8 olarak kayıtlara yansıdı. Resmi verilere göre, 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı III. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 20 bin kişi azalarak 3 milyon 106 bin kişi olsa da işverenin sadece ara eleman talebi ise 150 binleri aşmış durumda.
TRİSAD Başkanı Mustafa Balkuv: EYT ile iş yaşamından çıkışlar arttı, maliyeti ağır oldu
Ülkemizin ve sanayicilerimizin yaşadığı sorunlardan biri de kayıt dışı. Sığınmacı olarak nitelendirilen kişilerin yüzde 90’ı denetimsizlikten kayıt dışı çalışıyor. Bu çok önemli bir sorun.
Bunun dışında birçok alternatifimiz de var. Son bir yılda hazır giyim sektöründe işten çıkarılan kişilerin resmi rakamı 250 binin üzerinde, buna karşın kayıtlı sektörler çalışacak eleman bulmakta zorlanıyor. EYT ile başlayan süreçte ciddi bir maliyetle beraber emekli olan tecrübeli çalışanlarımızın erkeklerde yüzde 40'ı, kadınlarda yüzde 70’i sektörden çıktı. Öncelikle yapılması gereken kadınlarımızı iş gücüne çekmek olmalı.
Bunun için de öncelikle yapılması gereken her mahalleye olabildiğince çok sayıda kreş açmak olmalı. Kadınlar verimlilik ve sadakat açısından sosyal kalkınmanın temel direği. Ayrıca meslek liseleri olabildiğince özenli ve cazip hale getirilmeli. Pandemi öncesi Trisad’ın uyguladığı Denetim Serbestlik Kursları yaygınlaştırılmalı, milyonlarca hükümlünün meslek ve iş sahibi olması sağlanmalı.
ASO Başkanı Seyit Ardıç: Önce ülke içindeki potansiyel değerlendirilmeli
Göçmen işçi politikalarının uygulanması, ülkenin ekonomik ve sosyal dengeleri açısından titizlikle ele alınması gereken bir konu. Öncelikli hedef, ülke içinde var olan iş gücünün etkin bir şekilde değerlendirilmesi olmalı. Mevcut sosyal yardım politikalarımızı güçlendirerek ve iş gücü piyasasındaki kayıtlı işsizlere yönelik kapsamlı istihdam programları oluşturarak, yerli iş gücümüzü ekonomiye kazandırabiliriz. Göçmen işçilerin yoğun şekilde istihdam edilmesi, yerel iş gücü için haksız rekabet ortamı yaratabilir ve sosyal huzursuzluklara sebep olabilir.
Ülkemizde, nitelikli veya niteliksiz iş gücüne ihtiyaç duyulan sektörlerdeki açıklar, öncelikle işsiz vatandaşlarımıza eğitim ve beceri kazandırılarak kapatılmalı. Kendi vatandaşlarımızın iş gücü piyasasında aktif bir şekilde yer alması, ekonomik kalkınmayı hızlandırmanın yanı sıra sosyal dayanışmayı da güçlendirecek. Bu sebeple, göçmen işçi politikaları planlanırken, ülke içindeki iş gücü potansiyelinin öncelikli olarak değerlendirilmesi büyük bir önem taşıyor.
MOSFED Başkanı Ahmet Güleç: Yabancı işçi düzensiz göç ile karıştırılmamalı
Dünyadaki değişik işgücünü Türkiye’ye çekmek doğru bir yaklaşım ama bunun analizini, planlamasını iyi yapmak gerekiyor. Yabancı işçi konusu düzensiz göç ile karıştırılmamalı. Düzensiz göç politikasıyla yerli işçimiz de toplum da mağdur oluyor. Yabancı işçi getirmenin belirli kriterleri olmalı gerekirse o ülkeye gidip belirli bir süre eğitim verilmeli. Bu firmaların değil devletin gözetim ve denetiminde olmalı. Şu anda mobilya sektörü olarak eleman açığımız var ama işler durgun olduğu için çok etkilemiyor. 6 ay sonra işler açılınca asıl sorun başlayacak.
İHBİR Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı: İthal işçi otoritenin kontrolü altında olmalı
Şu anda vasıflı, vasıfsız ara eleman dediğimiz yani üretimde çalışacak mavi yaka dediğimiz bölümde çalışacak insanların hepsini bulmakta zorlanıyoruz. Önceden teknik eleman, vasıflı eleman derdik, şimdi vasıfsız eleman da bulamıyoruz, ara eleman da bulamıyoruz. Şu an beyaz yaka, masa başı bir pozisyonda birisini aradığımız zaman orada birçok başvuru oluyor.
Öncelikle gençlerimizi üretim alanında çalışmaları için teşvik etmemiz gerekiyor. An itibariyle sonuç alamıyoruz. Bu konuda o zaman yurt dışından vasıflı ve vasıfsız tamamıyla otoritenin kontrolü altında olacak şekilde insan getirilmesine sıcak bakıyoruz. Kendi sektörümüz için şu an iş var, sipariş var ama hatlarımızı tam vardiya çalıştıramıyoruz. Maalesef yeterli insanımız yok.
İst. Mob.Kağ. Orman Ür. İB Başkanı Erkan Özkan: Devlet ile işbirliğine hazırız
Nitelikli eleman sorunui mobilya sektöründe de büyüyor. Kalifiye elemanların yetiştirilmesi mesleki eğitimlerle doğrudan bağlantılı. Bunun için meslek liselerinin muhakkak teşvik edilmesi ve gençlerin gerek lisans gerekse ön lisans programlarına yönlendirilmesi gerekiyor. Nitelikli eleman bulma konusunda yaşadığımız sıkıntılar, sektörümüzün verimliliğini doğrudan etkiliyor. Bu sorunun çözümü için kapsamlı bir eylem planı ve iş birlikleri hayati önem taşıyor.
DEİK Başkanı Nail Olpak: Yabancı işçi konusunda devlet gözünü kapatmamalı
Yabancı işçi konusunda devletin bir politika oluşturması gerekiyor. Yabancı işçi konusunda devlet gözünü kapatmamalı. Anadolu’da bir ilçede 350 kişinin çalıştığı serada 35 Nijeryalı çalışıyorsa, yabancı işçi konusunu gözümüzü kapatarak çözmek mümkün değil. Devletin bunu kayıt ve kontrol altına alması ve kayıt dışılığı da önleyerek vergilendirmesi gerekiyor.
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı: Envanter çalışmasının çok net çıkarılması lazım
Sektörlerin eleman açığı ve yabancı işçi konusunda bir envanter çalışmasının çok net bir şekilde çıkarılması lazım. Hangi iş kollarında, hangi tür eleman açığı var bunun tespit edilmesi, sonra bunların duyurulması lazım. Bunlar sağlanamıyorsa yurt dışına düzenli iş gücü temini konusunda çağrıya çıkılması lazım. Bu konuda sanayinin talepleri çok net. Göç akarsu gibidir, iyi yönetilirse verim sağlanır. Kötü yönetilirse yıkar çeker. İçişleri Bakanlığı’nın bu konuda bir çalışma yaptığını biliyoruz. Sonuçlarını bekliyoruz.,
İKMİB Başkanı Adil Pelister: Önce beyaz yakalıya sahip çıkmalıyız
Göçmen işçi konusu, özellikle emek yoğun sektörlerde düşük ücretle ve kayıt dışı çalışmayı artırması hem ücret adaleti açısından hem de devletin vergi kaybı açısından sıkıntı yaratmaya devam ediyor. Kayıt dışılıktan kaynaklı haksız rekabet olmaması için mutlaka devletin denetimi ve kontrolü olmalı ve artmalıdır. Kimya araştırma geliştirme , üretim, çevre sağlığı ve güvenliği gibi alanlarda yüksek nitelikli işgücüne ihtiyaç duyan bir sektör. Dolayısıyla ileri teknoloji ve Ar-Ge’ye dayalı üretim süreçleri bulunan kimya sektöründe çalışanların yüksek beceriye sahip, nitelikli iş gücü olması önem taşıyor. Başta yurtdışına giden mühendis gibi nitelikli beyaz yaka kayıplarını önlemeliyiz.
İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu: İstihdamı ithal işçiyle çözebiliriz
Metal sektörü zaten ağır iş kolunda olduğu için maalesef artık gençlerimizin bu alanda çalışma isteklerinin olmadığını görüyoruz ve buna bağlı olarak da işçi bulmakta çok zorlanıyoruz. İthal işçi istihdamıyla problemi çözebileceğimiz yönünde düşüncelerimiz var. Ağır sanayi olduğu için özellikle döküm sektörü, metal şekillendirme, metal pres bu sektörlerde mecburen yapmak zorundayız. Bakanlık da bunu ön görüyor, deneyerek göreceğiz.
ÇİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler: İhtiyacımız daha teknik personel
Biz daha çok teknoloji yoğun bir sektörüz ve ihtiyacımız olan daha kalifiye, daha teknik personel. O yüzden önceliğimiz işçi maliyetleri değil. Önceliğimiz enerji maliyetimiz. Bu sebeple şu an ana konularımız kur politikası, yatırım teşvikleri gibi konular. Çelik sektörümüz iş güvenliğinin ön planda olduğu bir sektör, maliyetinden öte dil sorununun olmasını istemeyiz.