Çocuk İstismarı ve Gelişim Üzerindeki Etkileri

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Ulukol, çocukların karşılaştığı olumsuz deneyimlerin nörobilişsel beynin gelişiminde bozulmalara neden olduğunu, bunun çocuğun sosyal, duygusal, bilişsel gelişimini etkilediğini, hastalıklara ve ölümlere neden olduğunu belirtti.

Çocukların Her Türlü Şiddet, İhmal ve İstismardan Korunarak Akıl, Ruh ve Beden Sağlıklarının Gelişimi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, AK Parti Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu başkanlığında toplandı.

Aydoğdu, alınan karar doğrultusunda konuyu öncelikle üniversiteler, bilim çevreleri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla genel çerçeveye alacaklarını daha sonra kamu kurumlarını dinleyeceklerini söyledi.

İstismarın bir suç olduğunu vurgulayan Aydoğdu, çocuk istismarından herkesin sorumlu olduğunu ve üzerine düşen sorumlulukların bulunduğunu ifade etti. Komisyon, daha sonra akademisyenleri dinledi.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulukol, şiddetin psikolojik, fiziksel, cinsel ve çok farklı şekillerde tanımlanabileceğini belirtti.

Bir çocuğun örselendiğini kabul etmek için illa fiziksel bir değişikliğin olmasının gerekmediğini vurgulayan Ulukol, "Bir çocuğa hakaret etmek, bir çocuğu aşağılamak, küçümsemek, insan yerine koymamak dış görünüşte herhangi bir şey oluşturmaz ama daha sonraki yıllarda o potansiyel etki çocukta çok ciddi, kalıcı izler bırakacak noktaya getirebilir. Dolayısıyla, çocuğun örselendiğini kabul etmemiz için illa fiziksel bir görüntü, fiziksel bir değişiklik bulmamız şart değil." ifadelerini kullandı.

Çocuğa yönelik kötü muamelenin fiziksel, cinsel ve duygusal istismar ve ihmal boyutlarının olduğunu aktaran Ulubol, "Çocuğun karşılaştığı olumsuz deneyimler, nörobilişsel beynin gelişiminde bozulmalara yol açıyor. Bu bozulmalar çocuğun sosyal, duygusal, bilişsel gelişimini etkiliyor, riskli davranışlarını artırıyor, hastalıklara yol açıyor ve bu hastalıklar da ölümlere yol açıyor." diye konuştu.

"Aile dostu politikalar istismar ve ihmali önlemede önemli"

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Koçtürk, toplumsal bir sorun olan çocuk istismarı ve ihmalinin sadece bireysel veya ailesel bir konu olmadığını söyledi.

Koçtürk, çocuk istismar ve ihmalinin tek bir faktörden kaynaklanmadığını, Dünya Sağlık Örgütünün çocuğa yönelik şiddeti anlamak ve önlemek için sosyal ve ekolojik model bağlamında çeşitli değişkenler önerdiğini aktardı.

Kötü ebeveynlik uygulamaları, evlilik uyuşmazlığı, aile içi şiddet, erken veya zorla evlilikler, çocuk yoksulluğu gibi durumların ihmal ve istismara yol açan önemli değişkenler olduğunu anlatan Koçtürk, bu konuda yasal çerçevelerin güçlendirilmesine ihtiyaç duyulduğunu savundu.

İstismar ve ihmalin önlenmesinde aile dostu politikaların önemli olduğunu vurgulayan Koçtürk, "Yapılan çalışmalar; işsizlik oranındaki 1 puanlık artışın çocuk ihmalinde yüzde 20'lik bir artışa yol açtığını göstermekte." diye konuştu.