CHP’li Dinçer, Meclis kürsüsüne kefen astı
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda başlayan bütçe maratonu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçelerinin görüşmeleri ile devam ediyor. KÜRSÜYE KEFEN İLE ÇIKTI Bütçe görüşmelerinde partisi ...
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda başlayan bütçe maratonu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçelerinin görüşmeleri ile devam ediyor.
KÜRSÜYE KEFEN İLE ÇIKTI
Bütçe görüşmelerinde partisi adına söz alan CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, kürsüye üzerinde şiddet olaylarında hayatını kaybeden kadınların isimlerinin yazılı olduğu kefen ile çıktı.
"KADINLARIN VE ÇOCUKLARIN ÇIĞLIĞINI HAYKIRMAK İÇİN BU KÜRSÜDEYİM"
Kefen bezini kürsünün önüne koyan Dinçer, şu ifadeleri kullandı: "Katledilen, şiddet gören, tacize ve tecavüze uğrayan kadınların ve çocukların çığlığını haykırmak için bu kürsüdeyim. 9 Ekim'de Genel Kurul'da bu kefeni açtığımda 2024 yılında öldürülen kadın sayısı 296'ydı. Aradan 68 gün geçti, 125 kadın daha katledildi ve ne yazık ki bu kefeni giymek zorunda kaldı. Biz de ne yazık ki bu kefen ek yapmak zorunda kaldık. İşte bu kefende, 2024 yılında öldürülen kadın sayısı şu anda 421'dir.
"BURADAN SİZİN OTURDUĞUNUZ BAKANLIK KOLTUĞUNA KADAR GİDİYOR"
Sayın Bakan, bu kefenin boyu her geçen gün artmaya devam ediyor. Buradan bakanlığınıza olan mesafe yaklaşık 4 kilometre. Bu yıl katledilen kadınların kefenlerini uç uca eklediğimizde buradan sizin oturduğunuz bakanlık koltuğuna kadar gidiyor. Bu tablodan hiç utanmıyor musunuz? Bu topraklarda katledilen tüm kadınların vebali AKP iktidarının boynundadır."
NE YAZIK Kİ SİZDE UTANMA DİYE BİR ŞEY KALMAMIŞ"
Elindenki biber gazı ve elektroşok cihazını Bakan Göktaş'a gösteren Dinçer, "Bunlar ne biliyor musunuz? Bunlar; biber gazı ve elektro şok cihazı. Sizin koruyamadığınız kadınlar, çantalarında bu biber gazını ve elektro şok cihazını taşıyorlar. Şanslı olanlar bu biber gazı ve elektro şok cihazıyla hayata tutunurken, Şanslı olmayanlar ise bu kefeni giymek zorunda kalıyorlar. Bakın 4 Ekim'de İkbal ve Ayşenur'un vahşice katledilmesinden sonra biber gazı ve elektroşok cihazları satışlarında yüzde 500'lük artış oldu. Aylardır stokta olan biber gazları saatler içerisinde tükendi. Bunlar sizin utancınız olmalıdır diyeceğim ama ne yazık ki sizde utanma diye bir şey kalmamış" dedi.
"KADININ KAZANILMIŞ HAKLARINA GÖZ DİKEN ZİHNİYETLE MÜCADELE EDECEĞİZ"
Dinçer, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde bu kefeni açtığımda gözünüzün ucuyla dahi bakmadınız, bakamadınız. Katledilenleri görmezden geldiniz. Bu isimleri tüm Türkiye gördü. Ama bir tek AKP iktidarı görmedi. Kadınları ve çocukları sahipsiz bıraktınız. Kadını toplumdan soyutlayarak şiddete davetiye çıkartan, halka hizmet etmek için açılan kreşleri kapatmaya cüret ederek, kadınları çalışma hayatından koparmaya çalışan; sokakta, iş yerinde hatta kendi evindeki kadını koruyamayan siyasi iktidarla her alanda mücadele etmeye devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkarak, 6284 sayılı kanunu hedef alan ve kadının kazanılmış haklarına göz diken zihniyetle mücadelemize devam edeceğiz.
Bir annenin çığlığı, bir çocuğun gözyaşı bizim için dayanılmaz olmalıdır çünkü kadınların ve çocukların hayalleri, bu toplumun yarınlarını şekillendirecektir. Onların hayatlarını karartan, hayallerini çalan her olay, aslında bizim de geleceğimizi karartmaktadır. Bu bütçe de en çok kim yok diye sorsalar "kadın ve çocuklar yok" derim. Türkiye'de kadına ve çocuğa her türlü istismar ve şiddet var, ama bu bütçede ne kadının ne de çocuğun adı var. Kadın ve çocuğun olmadığı herhangi bir bütçe ülkenin geleceğine döşenmiş bir dinamit niteliğindedir. Bu bütçeye evet dememiz mümkün değildir tabi ki hayır diyeceğiz."