Bulgaristan’dan Türkiye’ye Zorunlu Göç Edenlerin Hüzün Dolu Hikayesi

Bulgaristan'ın Türklere yönelik asimilasyon politikası nedeniyle 1989'da Türkiye'ye zorunlu göç edenlerden 67 yaşındaki Sıdıka Güneş hüzün dolu günleri unutamıyor.

Güneş, AA muhabirine, 1957'de Bulgaristan'da Kalaycılar köyünde doğduğunu söyledi.

Hem çocukluğunda hem de eğitim hayatı boyunca Bulgaristan'da baskı gördüğünü belirten Güneş, "Liseye geldiğimizde Türkçe konuşmak yasaktı ama biz kendi aramızda gizli Türkçe konuşuyorduk. 'Her yerde Bulgarca konuşacaksınız burası Bulgaristan' diyorlardı. Ben biraz dik kafalıydım, 'Türküm gurur duyuyorum Türklüğümle' diyordum. O yıllarda Türkiye 36 milyon nüfusa sahipti, 'Arkamda 36 milyon Türk var, sizden korkmuyorum' diyordum." diye konuştu.

Güneş, 1984'te pek çok konuda baskıların daha da artmaya başladığını kaydetti. O dönem Bulgaristan Türklerinin çok acılar çektiğini ifade eden Güneş, "Çocuklarıma Türk isimleriyle seslenemiyordum, yasaktı. Zor günler yaşadık. Dinimizi, dilimizi yaşayamıyorduk. Yaşlılar camiye gidebiliyordu ancak gençlere yasaktı. Orucu, namazı söyleyemiyorduk. Allah'a şükürler olsun biz hiçbir zaman unutmadık. Müslüman doğduk, Müslüman olarak öleceğiz." dedi.

"Zorunlu göç cehennemdi"

Güneş, Türkler'in 29 Mayıs 1989'da komünist lider Todor Jivkov'un açıklamalarıyla göç etmeye zorlandığını hatırlattı.

Baskı ve zulümle zorunlu şekilde göç ettiklerini dile getiren Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Küçük bir otomobilimiz vardı, eşyaları üzerine yükledik araçla Kapıkule Sınır Kapısı'ndan giriş yaptık. Herkes ağlıyordu. Eşim çocuklarıma 'buraya kadar Bulgarca buradan sonra Bulgarca yok' dedi. Araç kuyukları nedeniyle sınır kapısında adım adım ilerledik. Bulgar tarafı bir cehennemdi, mahşer yeri... Ağlayan sızlayan, aç susuz, ölen de oldu.

Rabb'ime bin kere şükürler olsun. 5 vakit ezan okunan yerde, ay yıldızlı Türk bayrağı dalgalandığı yerde ben mutluyum. İnşallah bir daha böyle bir şey yaşanmaz. Türkiye var oldukça ve Türkler güçlü oldukça Türklere hiç kimse bir şey yapamaz."

Eşi emekli öğretmen Emin Güneş'in Bulgaristan Türklerinin haklarının korunması için ömrünün sonuna kadar çabaladığını ifade eden Güneş şimdi de babasından devraldığı misyonu sürdüren oğlu Cevat Güneş'in Trakya Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği başkanlığını yaptığını kaydetti.

Güneş, Bulgaristan'ın demokrasiye geçişi sonrası sıkıntı kalmadığını, orada çok iyi arkadaşları olduğunu söyledi.