Beyincik sapı sinsice sarkıyor

Baş ağrısı, ses kısıklığı, koordinasyon sorunlarıyla kendini gösteren Chiari Sendromu, hastaları bakıma muhtaç hale getirebiliyor. Doç. Dr. Murad Asiltürk, genetik faktörlere bağlı gelişen hastalığın bazı durumlarda hiç bulgu vermediğini söyledi.

Beyinciğin alt bölümündeki yapıların, omurga kanalına doğru değişen derecelerde yer değiştirdiği hastalık (Arnold) Chiari Sendromu olarak adlandırılıyor. Hastalık tedavi edilmezse omurilikte oluşan bası nedeniyle hasta bakıma muhtaç hale gelebiliyor. Solunum ve kalp durması gibi riskleri beraberinde getiren hastalığın bazı durumlarda hiç bulgu vermediğini söyleyen Medicana Ataköy Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Murad Asiltürk, hastalığın bazen de yaşam boyu süren bir hastalık olarak ortaya çıktığını vurguladı.

GENETİK FAKTÖRLERE BAĞLI

Beyinciğin omurilik kanalı içine doğru kaymasıyla birlikte beyin sapı olarak adlandırılan beynin alt kısmına baskı yapmasıyla ortaya çıkan hastalığın, beynin normal fonksiyonlarına engel olduğunu anlatan Asiltürk, “Genetik faktörlere bağlı olarak gelişen bu hastalık, baş ağrıları, özellikle boyun hareketleriyle ilgili olarak daha da kötüleşebilir. Öksürme ve hapşırmayla uyuşmalar, göz kararması. Yutma zorluğu veya ses kısıklığının yanı sıra dengesizlik ve koordinasyon sorunları, bulantı, kusma, nefes zorluğu, kol ve bacaklarda uyuşukluk hissi, halsizlik, baş dönmesi ile bayılma gibi belirtilere yol açıyor” dedi.

HER HASTA AMELİYAT OLMAZ

Teşhisin genellikle muayene ve filmlerden faydalanarak konulduğunu anlatan Asiltürk, “Ancak hasta bazlı ve hastanın şikâyetleri ile doğrudan ilgili oluyor. Her Chiari sendromu ameliyat edilmemeli. Bu sendromu olan hastaların ancak yüzde 10-15’i ameliyata gerek duyuyor” diye anlattı. Bu hastalığın beyin ve omurilikteki yapısal anormalliklerle ilişkili nadir bir durum olduğunu hatırlatan Asiltürk, “Belirtiler genellikle baş ağrısı, koordinasyon bozuklukları ve yutma güçlüğü gibi beyin sapının işlevlerini etkiliyor. Bazen tabloya hidrosefali bulguları eklenebiliyor. Tedavi seçenekleri semptomların ciddiyetine ve hastanın genel sağlığına bağlı olarak değişebiliyor. Chiari sendromlu hastalar uzman bir nörolog veya beyin cerrahının bakımı altında olmalı” ifadelerini kullandı.

HIZLA TEŞHİS KONULABİLİR

Beyincik sarkmasının artan görüntüleme sayesinde daha hızlı teşhis edilebildiğini ifade eden Asiltürk şöyle anlattı: “Manyetik rezonans görüntüleme (MRG): Beyin ve omurilikteki yapısal anormallikleri görselleştirmek için kullanılır. BT taraması kemik yapısı ve beyin sapı arasındaki ilişkiyi görmek için kullanılırken, X-ışınları ise omurga ve kafa kemiklerinin yapısını değerlendirmeye yardımcı oluyor."

CERRAHİ TEDAVİ SEÇENEĞİ

Chiari sendromunun cerrahi tedavisinin belirtilerin şiddeti ve hastanın genel durumu dikkate alınarak belirleniyor. Asiltürk sözlerini şöyle sürdürdü: “Posterior Fossa Dekompresyon Cerrahisi: Bu prosedürde, beyin sapı üzerindeki baskıyı hafifletmek için kafatası kemiklerinin yaptığı bası kaldırılır. Bu, beyin sapının içinde bulunduğu kanalın genişlemesine ve baskının azalmasına izin verir.Duramater Genişletme Cerrahisi: Bu prosedürde, Posterior Fossa Dekompresyon Cerrahisine ek olarak omurilik zarını (duramater) genişletmek için bir yama (greft) kullanılır. Bu, omurilik zarının içindeki basıncı azaltabilir ve semptomları daha da hafifletebilir.

Chiari-ilişkili Siringomyeli Cerrahisi: Chiari sendromu ile birlikte siringomyeli adı verilen, omuriliğin içinde dolanan sıvının sıkışarak birikmesine yol açan bir durum varsa, siringomiyelinin cerrahi olarak tahliyesi veya boşaltım bölgesinin yerleştirilmesi de gerekli olabilir, ancak genellikle dekompresyon sonrası sirinx kavitesinde düzelme görülür.

Hidrosefali bulguları (dengesizlik, unutkanlık, idrar kaçırma) varsa hastanın durumuna göre hidrosefali cerrahisine öncelik verilmesi gerekebilir.”