Beşiktaş’ın Maccabi yenilgisi sonrası çok sert sözler! ‘Teskere bekleyen asker gibi! Mert’in gözlerindeki acıyı gören…’
Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi’nin 5’inci haftasında Macaristan’da İsrail ekibi Maccabi Tel-Aviv ile karşılaştı. Nagyerdei Stadyumu’nda oynanan karşılaşma 20.45’te başladı. Müsabakayı İtalya Futbol Federasyonu’ndan hakem Simone Sozza yönetti. Sozza’nın yardımcılıklarını Alberto Tegoni ile Giovanni Baccini üstlendi.
KARTAL’A AĞIR DARBE
Macaristan'da oynanan maçı Maccabi Tel Aviv 3-1 kazandı. Beşiktaş'ın tek golü 38'de Rafa Silva'dan geldi. Maccabi Tel Aviv'in gollerini ise 23'te Kanichowsky, 45+3'te Peretz ve 80'de Patati kaydetti. Bu sonucun ardından Beşiktaş, Avrupa Ligi'nde 6 puanda kaldı. Maccabi Tel Aviv ise 3 puana yükseldi.
YÖNETİM İSRAİL HEYETİYLE YAN YANA GELMEDİ
Normal şartlarda İstanbul'da oynanması gereken mücadele UEFA'nın kararı sonrası Macaristan'ın Debrecen şehrine alınmıştı. Beşiktaş yönetimi karşılaşma esnasında, İsrail heyetiyle beraber olmak istemedi. UEFA heyetine bu yönde talepte bulunan siyah beyazlıların talebi yerine getirildi ve Beşiktaş kafilesi için ayrı bir yer oluşturuldu. Böylelikle iki kulüp yetkilileri maçı ayrı yerde takip etti. Ayrıca TFF Başkanı Hacıosmanoğlu da Beşiktaş'ı yanlız bırakmadı.
Spor yazarları da Beşiktaş’ın Avrupa’da galibiyeti bulunmayan Maccabi Tel Aviv’e yenildiği maçı bugünkü köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar…
AI’I BİLE ÜZEN MERT’İN GÖZLERİ! - ALİ ECE
Avrupa haritasının herhangi bir yerinde kimsenin bulamadığı bir şehrin takımıyla, ev sahibi Beşiktaş statüsünde Macaristan’da seyircisiz olarak maç oynamak ile başlayalım: Dünyayı yönetenlerin ne kadar şerefi varsa UEFA’nın da en fazla o kadar var! Tüm bunlar yetmezmiş gibi Beşiktaş bir de maça her şeye rağmen giydiği formaya sahip çıkmaya çalışan savunma lideri Paulista’yı kaybederek başladı.
5 dakika sonra Masuaku yine bir ilke imza attı: En son bir Beşiktaş antrenmanında cansız bir antrenman konisi bu kadar kolay bir çalımla geçilmişti, o pozisyon da gol olmuştu! Son 2 aydır maaşların yatmamış olması kesinlikle futbolcuların performans düşüşlerini %49 oranda açıklayabilir sonuçta aşırı endüstriyel futbol çağında binbir türlü milletten oyuncular öncelikle para için futbol oynuyorlar.
Neyse ki Rafa Silva var, devre sonuna doğru bu kadar yeter dercesine patladı da skoru 1-1’e getirdi. Masuaku savunmada artık teskere bekleyen askerlik döneminde gibi, ofansif özelliklerini en çok beğenenler bile artık teskereyi resmen almasını bekliyor çünkü Giovanni hocanın kanat bekli 3-5-2, 3-4-1-2’ye falan geçeceği yok. 45-70 arası ilk 30’a göre daha derli toplu oynayan Beşiktaş pozisyonları buldu, attığı gol ofsayda takıldı.
KAOS YILLARI DEĞİL DE...
Immobile penaltıyı kaçırdıktan sonra ekrana gelen kaleci Mert’in gözlerindeki o derin acıyı göreceğime keşke bu maç yerine sabah kuşağında yayınlanan leş dedikodu programlarını izleseymişim! Değil rahmetli duygusal Beşiktaşlı Ali Ece, duyguları kör edilmiş AI modundaki Ali Ece bile o gözlerdeki acıya dayanamayıp mavi ekran verdi! İki yıldır dengesiz takım savunmasının verdiği yüzlerce pozisyondaki kalecilik maharetlerin bir yana, ezeli rakibin altyapısında yetişip Beşiktaş formasının hakkını bu kadar çok vermen diğer yana. Keşke bu kaos yıllarında değil de en azından Fabri giderken gelseydin Mert kardeşim!
KAÇINILMAZ SONUÇ - CEM DİZDAR
Son ay içinde gerek saha gerek kulüp idaresinde olağandışı gelişmelerin yaşandığı Beşiktaş sahaya indi ya, bütün tuhaflıklar geçici olarak unutulacak sanıldı. Ne var ki, sahada olanlar ülkedeki maçların unutulmasına izin vermeyecek türdendi. İlk devre tıpkı ülkedeki gibi ‘’yoklardaydı’’ Beşiktaş. İlk 25 dakika savunma yapma gayreti nedeniyle o kadar enerji harcadılar ki, hücumu düşünecek haller kalmadı.
Ön alan ve orta saha geçirgenliği tüm yükü savunmaya yıkınca olması beklenenler de oldu! Savunmanın iki kanadı stoperlerle birlikte yükü kaldıramadı. İki kenardan iki gol yediler, ikinci yarıya biri sakatlıktan iki başlangıç stoperini değiştirerek başlamak zorunda kaldılar. İkinci devreye ‘’yoklar’’ arasından üç ‘’yok’’u, Joao Mario, Felix Udokhai ve Milot Rashica’yı kenara alarak başladı Giovanni van Bronckhorst. Ardından önce topu haliyle de oyunu eline geçirdi Beşiktaş ancak ön alan üretkenliği aynı oranda verimli değildi.
Nihayetinde sadece topla oynayabilen topsuz oyunda çoğunlukla yürürken izlediğim Semih Kılıçsoy’un tribüne gidecek vuruşu penaltı oldu ancak Giro Immobile onu da atamadı. Futbolun tarihi atmak isterken yenilen gollerin de tarihidir. Faul vardı yoktu, o bizim yurdun tartışması. Aslolan yenilmek değil, öğrenmek. Ancak ‘’kazanma mahkumiyeti’’ öğrenmenin elini ayağını bağlıyor ve öğrenilemediği için de sürdürülebilir kazanımlar mümkün olmuyor.
HÜSRAN...
İnşa sezonu olması gereken dönemi iç çekişmeler, eleştiriye kapalılık, geçmişin kötü bir taklidi, müsriflik, kendine ait olduğu iddia edilen meziyetlerden uzaklaşıp diğerlerine benzeme çabası vd. gerekçelerle harcayınca hayal kırıklığı ya da hüsran da kaçınılmaz oluyor. Oysa çözüm belli!… Yukarıda sayılanların tam tersi ve daha fazlasını yapmaya çalışmak...
DEREYİ GEÇİP ÇAYDA BOĞULDU - ORHAN YILDIRIM
Yönetimde büyük çalkantılar yaşayan Beşiktaş, bir darbe de Avrupa’da aldı. Lyon ve Malmö gibi güçlü takımları dize getirin Kartal, Tel Aviv önünde resmen döküldü! Gio’nun da kenardan izlemek ile yetindiği Siyah-Beyazlılar; etkisiz futbol ve farklı skor ile taraftarını üzdü. Ligden sonra Avrupa’da da düşüşe geçen Beşiktaş, İsrail temsilcisi önünde Macaristan’da hayal kırıklığı yarattı.
ŞUT ATAMADI
Beşiktaş maça tutuk başladı. Mario-Gedson ikilisi orta alanda sıkıntı yarattı. Rashica-Semih kanatlarda vasatı aşamadı. Masuaku ile Svensson çakılı oynadı. Bu ortamda pas alamayan Silva-Immobile sıkıntı yaşadı. Paulista’nın sakatlığı da gelince, plan tutmadı. Bu durumu lehine çeviren İsrail temsilcisi, baskı kurup, Kanichowsky ile öne geçti: 0-1. Beşiktaş Silva ile 38’de cevap verdi: 1-1. Uzatmanın son dakikası içinde Peretz devrenin skorunu belirledi: 1-2.
IMMOBİLE PENALTI ATAMAYINCA
İkinci yarı Ndour, Salih hamleleri orta alana dinamizm kattı. Bu da pozisyon yarattı. Gol geldi geliyor derken, penaltı oldu. Immobile gibi klas golcü, atışta topu kaleciye nişanladı. 71’de kaçan penaltı kırılma anı oldu. Rakip güven tazeledi. Yeniden oyuna ortak oldu. Her geçen dakika Kartal geri gitmeye başladı. Sete dönen oyunda kaptırılan toplar sıkıntı oldu. 81’de Emirhan’ın kaptırdığı topta başlayan atakta, Patati Mert’ten dönen topu boş kaleye bıraktı: 1-3. Son bölümde ‘maç bitse de gitsek’ havası tepki çekti.
BU HOCA VE OYUNLA ZOR - BİLAL MEŞE
Beşiktaş sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Süper Lig fotoğrafı negatif ötesi.. Yönetimde deprem oldu, yerini artçılara bıraktı! Artçılar sürecek mi, bilemiyoruz. Kartal, Süper Lig’de geri viteste! Tutanacak bir dalı kaldı, o da Avrupa Ligi... Kartal bu kulvarda da biraz sıkıntılı, biraz umutlu... Ümraniye’de sular durulmuyor, yabancılar da gelişmelere Fransız değil! Şimdi böylesi bir tabloda Avrupa’da büyük başarılar beklemek biraz hayalcilik olmaz mı? Van Bronckhorst ise kırmızı hatta! Hollandalı hocanın morali de sıfırın altında! Böylesi şartlarda Kartal, Maccabi maçına çıktı... Nitekim ilk yarıda şöyle elle tutulur, öne çıkaracağımız (golün dışında) ne pozisyon, ne de aksiyon, hak getire! Bir kez rakip kaleye gittiler, o da Rafa Silva’nın golü...
Paulista’nın ilk yarıda sakatlanıp oyundan çıkması da en büyük handikapıydı Kartal’ın kuşkusuz! Bronckhorst’un onbir tercihi tepeden tırnağa yanlış! Orta alan ilk yarıda teslim bayrağı çekince Maccabi’nin iştahı kabardı! Nitekim ilk yarıya iki gol birden sığdırdılar. Eee, Joao Mario gibi bir oyuncuyu tercih eden hocanın teknik adamlığını sabaha kadar tartışırım! İkinci yarı mı? Valla, Bronckhorst’un kafasına taş düştü herhalde! Salih Uçan sahada... Gözlerime inanamadım, ‘yok’ dedim, bir yanlış var! Yoo, yoo Salih Uçan girdi, o ilk yarıda kabuğundan çıkamayan, rakip kaleye gidemeyen Kartal, vites yükseltti, risk aldı, rakip kaleye yüklendikçe yüklendi. İzledin mi Salih’i Bronckhorst... Immobile’nin kaçırdığı penaltıya olan katkısını gördün mü?
O çanta gibi yanında taşıdığın Salih, Joao Mario ve Ndour’u ikiye katlar, sanırım hoca da jeton geç düşüyor, ya da adam ‘inatçı’, bildiğini okuyor! Kartal bir gol attı, üç yedi! Valla, Maccabi asla kadro anlamında Kartal’ın ayarında bir takım değil! Ne var ki, moral motivasyon ve özgüven duygusu yerle bir olmuş Kartal’dan öyle üst seviyede futbol beklemek, hayaldir, hayal... Hele bir hocası var! Biliyorum karamsar bir tablo çizdim, farkındayım... Keşke pozitif olabilsem! Ancak fotoğraf negatif, negatif! Tabii ki Kartal bu kulvarda umutsuz değil, altı puanı var, üç maçı kaldı... Dileriz burada kalıcı olurlar, yollarına devam ederler... Ama bu hocayla, bu moralle zor! Dilerim ben yanılırım...