Bakın onlara neler yaptılar: Grönlandılara Danimarka zulmü
ABD Başkanı Donald Trump’ın “keşke bizim olsa” diyerek göz koyduğunu belli ettiği Danimarka’ya bağlı özerk ada Grönland bir süre daha gündeme kalacağa benziyor. Oğlunu yollayarak ada halkı arasında adeta nabız yoklayan Trump’ın Grönland’a ilişkin planları her neyse sık sık dile getireceği ihtimali hayli yüksek.
1953 yılına kadar aslında bir Danimarka kolonisi olan Grönland, o yıldan itibaren Danimarka'ya bağlı bir ilçe haline gelmişti. 1979 yılında özerklik kazanmış, 2009’da da yetkileri uluslararası ilişkiler ile savunma dışındaki tüm alanları kapsayacak şekilde genişletilmişti. Bağımsızlık ilan etme hakkı da var diye anımsıyorum. ABD’nin meseleyi kurcalamasının bir nedeni de bağımsızlığını ilan ettirerek Grönland’la Danimarka’yı devre dışı bırakıp ilişki geliştirmek.
Hatırlarsınız; Trump’ın açıklamalarına karşı Grönland ile Danimarka başbakanları ortak bir basin toplantısı düzenlemiş, toplantıda Grönland Başbakanı, “ne Danimarka’ya ne de ABD’ye bağlanmak istiyoruz” demişti. ABD’ye bağlanmak istemeyişleri anlaşılabilir, iyi de Danimarka’yı neden istemiyorlar peki? Grönland’ın Danimarka ile ilişkileri hiç de hayırla yadedilecek türden değil de ondan. Çünkü Danimarka yüzlerce yıl sömürdüğü ada halkına çok ama çok çektirdi.
Çok sayıda İnuit (küçültücü bir anlam taşıdığı için onlara artık eskimo demiyoruz, aklınızda olsun) çocuğu ailelerinden kopardı Danimarka hükümetleri. Bu çocukların akibetinin ne olduğu hala bilinmiyor. İki yıl önce Başbakan Mette Frederiksen, artık yaşlanmış olan o çocuklardan altısından, diyerek kamuoyu önünde özür dilemişti.
Danimarka’nın korkunç uygulamalarından biri de Danimarkalı doktorların, özellikle 1960 ile 70’li yıllarda binlerce kız çocuğuna, haklarında hiçbir şey bilmedikleri bir rahim içi araç takmalarıydı. Çoğu 12 yaşının altındaydı bu çocukların. Böyle yapmaktan amaç, Grönland’da nüfus artışını önlemekti. Böylelikle Danimarka’ya olan yükleri azalacaktı İnuitlerin. Yıllar sonra dava konusu yapılmış bir rezalettir bu. Yine iki yıl önce hem Danimarkalı hem de Grönlandlı akademisyenlerce konuyu incelemek için bir komisyon kurulabildi. Kurbanların kesin sayısı halen bilinmiyor bu arada.
Trump’ın ele geçirmek için gerekirse askeri güç kullanacağından söz etmesi Grönlandıları korkutmakla berbere aslında onlara Danimarka’dan tamamen kopma fırsatı da yaratmış oldu. Yani hep ilan etmekten çekindikleri bağımsızlıklarını hızlandırabilir de bu durum.
Ama yine de bu kolay olmayabilir. Çünkü Grönlandlıların çoğu bağımsızlık yanlısı ancak tıbbi bakım da dahil olmak üzere Danimarka’dan yılda yaklaşık 600 milyon avro alıyorlar. Bunu kaybetmek işlerine gelmiyor 57 bin kişinin. Bu yüzen İnuit Halk Partisi Başkanı aynı zamanda Başbakan Múte Egede bağımsızlık için tarih veremiyor. Ada petrol, gaz, altın, demirin yanı sıra elektrikli araba bataryaları, rüzgar türbini yapımı için gerekli olan nadir mineraller bakımından zengin olsa da, bu kaynaklar Danimarka tarafından her yıl sağlanan milyonlarca dolarlık yardımın yerini alabilecek şekilde kullanılamıyor. Şu anda Grönland'ın ihracat gelirlerinin yüzde 95'i ülkenin ana endüstrisi olan balıkçılıktan gelmektedir.
Şimdi yüksek derecede bir özerkliğe sahip de olsa birçok bakımdan Danimarka’ya bağlı az nüfuslu bu çok büyük ada uzun bir süre uluslararası aktörlerin iştahını kabartmayı sürdürecek.
İlk “işaret fişeği”ni Trump attı bile.