Bakan Tunç, gündeme ilişkin konularda açıklamalarda bulundu (EK GÖRÜNTÜ VE HABER METNİ EKLENDİ)
BAKAN TUNÇ, MAHALLEDE DURUP ÇAY İÇTİ
Merkez İlçe Kongresi'nin ardından Amasra'ya hareket eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'u, Karaçay Mahallesi'nde Vali Nurtaç Arslan, il protokolü ve mahalle sakinleri karşıladı. Bakan Tunç, bir çay bahçesinde çay içerek mahalleli ile sohbet etti. Çocuklara oyuncak hediye eden Bakan Tunç, daha sonra AK Parti 8'inci Olağan Amasra İlçe Kongresi'ne katıldı. Burada partililerle bir araya gelerek konuşma yapan Bakan Tunç, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
AK PARTİ BEYLİKDÜZÜ İLÇE BAŞKANLIĞI'NA SALDIRIYI KINADI
AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanlığı'na maskeli saldırgan tarafından yapılan taşlı saldırıyı kınadığını ifade eden Bakan Tunç, "Yapılan saldırıyı kınıyoruz, lanetliyoruz. Şiddeti önlemek, teröristleri bu ülkeden temizlemek için üstün bir gayret söz konusu. Güvenlik güçlerimiz şu anda saldırganı yakalamak için çalışma yapıyorlar. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından bir soruşturma başlatıldı hızlı bir şekilde. Bu soruşturma çerçevesinde saldırganların yakalanmasıyla ilgili çalışmalar sürüyor. Kısa sürede yakalanacağını tahmin ediyoruz. İstanbul teşkilatımıza, Beylikdüzü İlçe Başkanımız şahsında tüm teşkilat mensuplarımıza, Beylikdüzü halkına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Adli soruşturmayı da takip ediyoruz" dedi.
'NE SÖYLEDİKLERİNDEN KENDİLERİNİN DE HABERİ YOK'
Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı davanın, hakiminin başka bir ile tayininin çıkmasına ilişkin Bakan Tunç, "Bunların ne söylediklerinden kendilerinin de haberi yok. Başka şeyler söyleyeceğim ama bulunduğum makam buna el vermiyor. Söylediği hakim, sürüldüğünü iddia ettiği hakim, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine 'ahmak' dediği iddiasıyla yargılandığı mahkemede 'hakimin reddi talebinde' bulundukları hakim. Yani 'bu hakim bizim davamıza bakmasın' diye dilekçe verdikleri, reddihakim yaptıkları hakimin, başka bir sebeple Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından başka bir yere tayinini, sanki 'davanın mahkeme hakimini sürdüler' diye değerlendirmek abesle iştigal. Buna cevap vermeye bile değer bulmuyorum. 'Reddihakim talebinde' bulundukları hakimi, sanki 'Hakimler Savcılar Kurulu başka bir yere tayin edip sürdü, sürgün' şeklinde yorumlamak mantık dışı bir yorumlama. Maalesef bunlar oluyor. Bu arkadaş sağa sola sataşacağına, İstanbulluların sorunlarıyla ilgilenmesi lazım. Seçildiği günden bu yana maalesef bu tür abesle iştigalleri görüyoruz. Yargıya yönelik en son söyledikleri sözleri reddediyoruz. Türk yargısına kimse hakaret edemez. Yargımız, tarafsız ve bağımsızdır. Anayasamızın 138'inci maddesi çerçevesinde yargı makamlarına hiç kimse talimat veremez, emir veremez. Yargı makamları da hiçbir talimatı dikkate almaz. Bağımsız ve tarafsız yargımız, kararlarını hukuk çerçevesi içerisinde vicdanlarına göre verirler. Son verdiği örnek, hakimi reddedeceksin, 'bu hakim davama bakmasın' diyeceksin. Reddihakim talebinde bulunduğunu unutacaksın, sonrasında hakimin tayini çıktığında, 'bu hakimi niye sürdü' diyeceksin. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bir kere ne söylediklerinden haberleri yok bunların. Aslında daha başka şeyler söylemek istiyorum ama bulunduğum Adalet Bakanı makamı buna el vermiyor" diye konuştu.
'ENDEKSLERİN MASA BAŞINDA NASIL DÜZENLENDİKLERİNİ ÇOK İYİ BİLİYORUZ'
Hukuk endeksleri üzerinden yargıya yönelik kara propaganda yapıldığı yönündeki açıklamaları sorulan Bakan Tunç, "Hukuk endeksleri maalesef objektif kriterlere göre olulşturulmuş endeksler değil, hukuka güven endeksi dediğimiz özellikle muhalefetin, ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği, Türkiye'nin hukuk endeksinde dünyanın geri sıralarında olduğunu söylemeleri, bir kere Türkiye gerçekleriyle bağdaşır bir durum değil. Bu endeskleri düzenleyenlerin, masa başında nasıl düzenlediklerini, Türkiye'de kimlerle konuştuğunu, hangi anketlere dayandıklarını biz çok iyi biliyoruz. Amerika Birleşik Devletleri Eski Barolar Başkanının oluşturduğu bir dernek, 'Dünya Adalet Projesi' bu dernek bağışlarla yürüyor. Bağışları yapanlar da ilgili kurum kuruluşlar, 1'inci bağışçı ABD Dışişleri Bakanlığı ve diğer bağışçılara, ilk 20, ilk 50'ye baktığımız zaman bağış yapanın daha ön sıralarda olduğunu görüyoruz. Parayla sıralama belirleyen bir endeksi baz alıp Türk yargısını karalamaya çalışmak bir kere hadsizliktir, biz buna müsaade etmeyiz. Türk yargısı 15 Temmuz'da da göstermiştir, nasıl milletin yargısı olduğunu. Birilerinin bazı vesayetçi anlayışın arka bahçesi olmaktan nasıl kurtulduğunu göstermiştir. O nedenle, o Yassıada yargısını özleyenler, 27 Mayıs yargısını, 12 Eylül yargısını, 28 Şubat yargısını özleyenler bu endeksleri baz alarak Türk yargısını yıpratamazlar. Aynı şekilde basın özgürlüğü, dünya basın özgürlüğü endeksinde Türkiye'nin İsrail'den daha geride olduğunu söyleyebiliyorlar. El insaf, 7 Ekim'den bu yana çocukları katleden, kadınları katleden, 50 bine yakın insanı şehit eden, 100 binden fazla insanı yaralayan, yerinden, yurdundan eden ve orada gazetecilik faaliyeti yapan 170 gazeteciyi öldüren İsrail, basın özgürlüğünde Türkiye'nin önünde olacak, öyle mi? Böyle bir şey var mı, böyle bir saçmalık olabilir mi? Bu endeksler masa başında objektif kriterlere dayanmayan, tamamen metodolojisi farklı, sadece Türkiye'yi karalamaya yönelik sıralamalar yaparak algı oluşturmaya yönelik endeksler. Biz milletimizin refahı için, milletimizin adalet hizmetlerinden daha fazla yararlanabilmeleri için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir hukuk devleti ve Türk yargısını da hiç kimse bu şekilde hadsiz sözlerle de karalayamaz, biz buna müsaade etmeyiz" ifadelerini kullandı.
'İLK DURUŞMA BU HAFTA GERÇEKLEŞECEK'
Yenidoğan Çetesi'nin soruşturmanın davaya dönüştüğünü belirten Bakan Tunç, "İlk duruşma bu hafta gerçekleşecek. Burada özellikle iddianamede ortaya çıkan bazı hususlar var. Mahkeme tarafından iddianame kabul edildi. Şimdi yargılama süreci, hep beraber yargılama sürecini takip edeceğiz. Bu hafta ilk duruşmalar gerçekleşir, savunmalar alınır ve sonrasında da yargı süreci devam eder" dedi.