Bahçeli’nin açıklamalarıyla gündeme gelen sürecin iki ayağı olabilir!

Cumhur İttifakı’nın milliyetçi ortağı Devlet Bahçeli’nin önceki hafta yaptığı açıklamalarla gündeme gelen ve adı henüz konmayan sürecin biri iç diğeri dış iki ayağı olabilir. İç siyasetteki gündemin riskini muhalefetteki her parti hissediyor: Erdoğan’ın bir dönem daha cumhurbaşkanı adaylığının sağlanması. Dış ayağı ise Ortadoğu’daki gelişmeler üzerinden Türkiye’nin güney sınırında Suriye’de Fırat’ın doğusunda ABD’nin korumasındaki YPG.

İç siyasetteki ayağından başlayalım. Bahçeli’nin dünkü grup konuşmasında netleştirdiği yaklaşımın siyasi hedefi muhalefet tarafından şöyle algılandı: Erdoğan’ın bir kere daha cumhurbaşkanlığına aday olmasının yolunu açmak. Bu noktada CHP’nin karşı duruşu önceden ortaya çıkmıştı. GP, DEVA Partisi, AKP’den kopan yapılar olduğu için, bir daha geri dönüp, Erdoğan’ın adaylığına destek vermeleri kategorik olarak zor görünüyor. Denemeler de pek olumlu sonuç vermedi. SP ve RP’nin milletvekili sayılarının yetmemesi bir yana bu partiler ideolojik keskinlik olarak da AKP’den ayrılıyor. Örneğin İsrail ile ticaret…

Bu ortamda, bir blok halinde karar alıp hareket etme yeteneği nedeniyle DEM Parti gözlere kestirilmiş gibi duruyor. Bu partiyle; AKP ve MHP’nin ortaklaştırılmış yaklaşımlarıyla süreç başlatılmak istenince ortaya “Öcalan Meclis’te konuşsun, örgütünü tasfiye etsin, Umut Hakkı’ndan yararlandıralım” yaklaşımı gelişti. Bu tereddütü Özgür Özel’in, Mansur Yavaş’ın taşıdığı, açıklamalarına yansıdı.

SURİYE’NİN KUZEYİ

Ortadoğu’da felakete bir adım kalmış durumda. Topal ördek Biden yönetimi Netanyahu karşısında çaresiz. Hizbullah’la çatışan İsrail gidişattan pek memnun görünmüyor. İran’ın bu cephede etkili olarak devreye girdiği izlenimleri oluşmaya başladı. ABD, İsrail’i hava savunma sistemleri ve askerleriyle koruma boyutuna geldi. Sorun her an Suriye ve İran’a sıçrayabilir, Türkiye’nin çevresi ateş çemberine dönebilir. AKP’nin İsrail konusundaki “mevcut ezberini” dinleyen yok. Esad, Erdoğan ile bir türlü görüşmüyor, Rus desteği ile İdlib’e yöneldi. Suriye’nin kuzeyinde YPG, ABD’nin korumasında. Türkiye bu konuyu müttefikiyle çözemiyor. “Örgütünü dağıtsın” söylemine Irak’ın kuzeyi açısından bakılırsa bir sorun görünmüyor gibi. Irak merkezi yönetimi, IKBY-Barzani, Türkiye ve ABD buna itiraz etmez. Tersine IKBY’nin kurumsallaşması ve güçlenmesini isteyenlere de fırsat oluşur. Ancak Suriye’nin kuzeyindeki YPG’nin dağıtılmasını kim ister, kim sağlayabilir? Sorun burada düğümleniyor.

Önümüzdeki günlerde İmralı’ya bir açıklama fırsatı sağlanır mı? Bu sağlanırsa, sonra ne olur?

Yoksa askeri açıdan yenildiği açıklanan terör örgütü, siyasi açıdan bu düzeyde öne çıkarılınca sorun nerelere varır?