Atam rahat uyu emanetinin bekçisiyiz

Büyük Önder Atatürk’ün vefatının üzerinden 86 yıl geçti. O, vatanı kurtardı, milletimizin kalbine taht kurdu. Bugün, yurdun dört köşesinde özlemle anılacak. Başkent Ankara’da 7’den 70’e yüzbinler akın akın Anıtkabir’e koşacak. Aşağıdaki sembol yapıların önünden geçerek Ata’nın huzuruna çıkacak ve minnettarlıklarını sunacak...

10 kulenin çatısında Selçuklu’nun simgesi

Anıtkabir’e girişte ziyaretçileri İstiklal ve Hürriyet kuleleri karşılıyor. Bunun yanında Mehmetçik, Müdafaa-i Hukuk, Barış, 23 Nisan, Misak-ı Milli, İnkılâp, Cumhuriyet ve Zafer kuleleri de yer alıyor. Selçuklu çadır mimarisinden esinlenilen her kulede tunç bir tuğ bulunuyor. 


Oğuz boylarını temsil eden 24 aslan

Mustafa Kemal Atatürk’ün kabrine ulaşan 262 metrelik yolun iki yanındaki 24 Hitit aslanı, Oğuz boylarını temsil ediyor. Çift aslanlar ‘birliğe’ vurgu yapıyor. Zemindeki taşların arasındaki boşluklar ise başı öne eğik yürümeyi sağlayarak bir saygı atmosferi oluşturuyor.


Millet Büyük Önder’ine koşuyor

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 86 yıl önce sonsuzluğa intikal ettiği Dolmabahçe Sarayı’nda da tören düzenlendi. 7’den 70’e vatandaşlar sabahın erken saatlerinden itibaren Dolmabahçe’ye akın etti. Uzun kuyruklar oluştu. Saatler 09.05’i gösterdiğinde ise saygı duruşunda bulunuldu. Büyük Önder’in hayata gözlerini yumduğu 71 numaralı odayı ziyaret edenler duygu dolu anlar yaşadı. Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu yatağın üzerine karanfiller bırakıldı, dualar edildi.


Milli mücadelenin sırrı iki duvarda asılı

Sakarya Meydan Muharebesi’ni anlatan kompozisyonda halkın üzerinden uçarak Başkomutan Mustafa Kemal’e çelenk sunan bir zafer meleği bulunuyor. Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni anlatan kabartmada da Türk ordusunun kahramanlıkları anlatılıyor.


Her bir köşesinde saklı Anadolu ruhu

Şeref Holü’nün zemin ve duvarları, Anadolu’dan getirilen renkli mermerlerle döşeli. İki yandaki simetrik meşaleler de naaş nöbeti tutanları temsil ediyor. Girişinkarşısındaki 40 tonluk yekpare kırmızı mermer Atatürk’ün sembolik lahdi ve Türk bayrağını temsil ediyor.


Yerin 7 metre altında Selanik ve Kore toprağı

Atatürk’ün kabri, sembolik lahdin 7 metre altındaki mezar odasında bulunuyor. Ata’nın naaşı, Suriye’deki Caber Kalesi, Kore’deki Türk şehitliği, Selanik’te doğduğu evin bahçesi, KKTC ve Türkiye’deki illerden getirilen taprağın harmanlandığı ‘vatan toprağında’ yatıyor.

Dünyada bir örneği daha olmayan yazı

İnkılaplar, Mozole’nin dış cephesindeki yazı bloklarıyla ölümsüzleştiriliyor. ‘Atatürk’ün Gençliğe Hitabı’ ve ‘10. Yıl Nutku’nun yer aldığı kitabe ise hattat Emin Barın’ın tasarladığı özel yazı tipini barındırıyor. İ harfinin noktası ve Ş harfinin kancasının emsali bulunmuyor.


İki devri anlatan iki nüfus cüzdanı

Ulu Önder’in köpeği Foks’un doldurulmuş figüründen, aldığı madalyalara kadar birçok eşyası sergileniyor. Müzede, Atatürk’ün Osmanlıca nüfus cüzdanı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği Latince nüfus cüzdanları da bulunuyor.


Anıtkabir Özel Defteri burada

Misak-ı Millî Kulesi’nde, Anıtkabir Özel Defteri bulunuyor. Ziyaretçiler, Büyük Önder’le ilgili düşüncelerini bu deftere yazıyor. Kulenin dış duvarlarında ise Atatürk’ün Mîsâk-ı Millî ile ilgili sözleri bulunuyor.


86 yıldır dinmeyen özlem

Büyük Önder Atatürk, 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yumdu. Her 10 Kasım’da her yaştan on binler Büyük Önder’in yatağının başına koşuyor. Bir büyük kurtarıcı için duyulan hasret, gözyaşlarıyla ifade buluyor.

Huzurda herkes eğilmek zorunda

Çelenk konulan nokta belli bir meyille inşa edildiği için gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin Ata’nın huzurunda eğilmesi sağlanıyor. 15 binkişilik merasim alanının zemini ise 373 adet traverten taştan oluşan kilim deseniyle bezeli. Bu alanın sırrı ise eğiminde yatıyor.


905 rakımlı tepenin ruhu 

Atatürk’ün vefatının ardından naaşının Etnografya Müzesi’nde kalmasına karar verildi. Alman Mimar Bruno Taut da bir katafalk yaptı. Ardından Anıtkabir’in, Atatürk’ün ölüm saati olan 9’u 5 geçeyi simgeleyen 905 rakımlı tepedeki ‘Rasattepe’ye yapılması kararı alındı. Tasarım için 1941’de açılan yarışmayı ise Emin Onat ve Orhan Arda’nın projesi kazandı.