Aliyev’den Fransa’ya sert tepki: Sömürge imparatorluğunun korkunç kalıntıları
Azerbaycan'ın dönem başkanlığını yaptığı Bağlantısızlar Hareketi Dışişleri Bakanları toplantısı Bakü'de başladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, toplantıya Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov'un özel daveti ile katıldı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, açılış konuşmasında Fransa'yı 'sömürgecilik' üzerinden sert sözlerle eleştirdi.
Bağlantısızlar Hareketi Koordinasyon Bürosu'nun (NAM): Ortaya çıkan zorluklarla yüzleşmede birlik ve kararlılık" konulu Bakanlar Toplantısı Bakü Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, toplantıya Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov'un özel daveti ile katıldı.
Fransa'da yaşanan olayları ülkedeki ırkçılık ve ayrımcılığın yeni bir örneği olarak değerlendirdi.
Bakü'de Bağlantısızlar Hareketi Koordinasyon Bürosu Bakanlar Toplantısında hepinize hoşgeldiniz diyorum.
NAM ülkelerinin oybirliği ile 2019-2022 dönemi başkanlığını Azerbaycan üstlendi ve yine oybirliği ile başkanlığımız bir yıl daha uzatıldı.
Uluslararası toplumun COVID-19 salgınıyla nasıl başa çıkılacağı konusunda kafası karıştığında, bu benzeri görülmemiş zorluğa karşı küresel çabaları birleştiren NAM oldu.
Çok taraflılığın gerçek bir savunucusu ve Birleşmiş Milletler'den sonra en büyük ikinci uluslararası kurum olarak NAM, yeni yeniden şekillenen dünya düzeninde kendi yerini bulmalıdır.
Bandung ilkeleri etrafında dimdik durmalı, egemenlik ve toprak bütünlüğünün ihlali, devletlerin içişlerine müdahale durumlarına karşı sesimizi yükseltmeliyiz.
Hareketimizin dünya meselelerinde daha görünür bir varlığı hayati önem taşıyor.
Azerbaycan, neo-sömürgeciliğe yönelik yükselen eğilimden çok endişe duyuyor. Dekolonizasyon sürecinin bir sonucu olarak oluşturulan NAM, geçmişin bu utanç verici mirasıyla şiddetle mücadele etmeli ve tamamen ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmalıdır.
Halen neo-sömürgecilik peşinde koşan ülkelerden biri de Fransa'dır. Avrupa dışındaki Fransız yönetimindeki topraklar, Fransız sömürge imparatorluğunun iğrenç kalıntılarıdır.
Fransa, Komorların Mayotte adası üzerindeki egemenliğine olduğu kadar Yeni Kaledonya halkının ve Fransız denizaşırı toplulukları ve topraklarındaki diğer halkların haklarına da saygı göstermelidir.
Fransız denizaşırı topluluklarından ve bölgelerinden, yan etkinliklerini Bakü Bakanlar Kurulu'nun marjlarında düzenleyecek olan seçkin temsilcileri, haklı davalarını ve özgürlük özlemlerini uluslararası toplum nezdinde duyurmaya davet ediyorum.
Soykırımcı Fransız yönetimi sırasında yaklaşık 1,5 milyon Cezayirli öldürüldü.
Cezayirli özgürlük savaşçılarının kafatasları hâlâ Paris müzesinde savaş ganimetleri olarak saklanmaktadır.
Bu alaycı ve iğrenç. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un kahramanlarından geriye kalanları Cezayir'e teslim etmesini talep ediyoruz.
Fransa, Afrika, Güneydoğu Asya ve diğer yerlerdeki NAM üyesi ülkelere karşı sömürge geçmişi ve kanlı sömürge suçları ve soykırım eylemleri için özür dilemeli.
Birkaç gün önce, Hollanda kralı, ülkesinin sömürge geçmişi ve köle ticaretine karışması nedeniyle resmen özür diledi. Fransız meslektaşını da aynısını yapmaya çağırıyoruz. Geç olsun güç olmasın.
Seleflerinin sömürgeleştirdiği, köle olarak kullandığı, öldürdüğü, işkence ettiği ve aşağıladığı milyonlarca insanın önünde özür dilenmesi, yalnızca Fransa'nın tarihsel suçunun tanınması değil, aynı zamanda Fransa'nın içinde bulunduğu derin siyasi, toplumsal ve insani krizin sonuçlarının üstesinden gelmesine de yardımcı olacaktır.
İklim değişikliği, su kıtlığı, gıda güvensizliği, zorunlu göç sürekli dikkatimizi gerektiriyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri, iklim değişikliğinin etkilerine karşı daha savunmasızdır ve varoluşsal bir tehditle karşı karşıyadır. Akdeniz'deki göçmen tekne felaketlerinin korkunç resimleri derinden endişe verici.
Kültürler ve dinler arası diyaloğun desteklenmesi gündemimizin üst sıralarında yer almalıdır. Artan İslamofobi ve yabancı düşmanlığının yanı sıra İslam'ı şiddet ve terörle bir tutmaya yönelik girişimlerden endişe duyuyoruz.
Danimarka'da, Hollanda'da, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılması ve saygısızlık edilmesi ve bunu ifade özgürlüğü kisvesi altında meşrulaştırılması tamamen sorumsuzluktur, kabul edilemez ve kınanmalıdır.