Aile sağlık merkezi çalışanları isyanda: “Sözleşmeler nedensiz feshediliyor, maaşlarda kesinti yapılıyor, asgari ücretin yarısı kadar maaş veriliyor”

Aile sağlık merkezi çalışanları isyanda: “Sözleşmeler nedensiz feshediliyor, maaşlarda kesinti yapılıyor, asgari ücretin yarısı kadar maaş veriliyor”

Sevda Kurtoğlu

Türkiye genelindeki sağlık ocaklarında çalışanlar, sözleşmelerinin feshedilmesi, maaşlarından
haksız kesinti yapılması, asgari ücretin yarısı kadar maaş ödenmesi gibi sorunlarla karşı karşıya
kaldı. 2010’da sağlık ocaklarının Aile Sağlık Merkezi’ne (ASM) dönüştürülmesinden sonra başlayan
sorunlar giderek büyüdü.

ASM’lerde çalışan tıbbi sekreter, acil tıp teknisyeni, ebe, hemşire ve temizlik personelinin haklarını
korumak amacıyla “Aile Sağlığı Merkezi Grup Elemanları Derneği” kuruldu. Dernek Başkanı Faikcan
Büyükkayaer ve Başkan Yardımcısı Duygu Tok, yaşadıkları sorunlar ve hak arayışları hakkında T24’e
konuştu.

“Bakanlık bünyesine bağlı sağlık çalışanı olmak istiyoruz.”

4A işçi statüsünde çalışan ASM grup elemanlarının en büyük talebi Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan sağlık çalışanı olmak. Aile sağlık merkezlerinde çalışmalarına rağmen sağlıkçı sıfatını taşımadıklarını söyleyen Büyükkayaer, şunları anlattı:

“Biz ASM gruplandırma elemanları olarak 4A işçi statüsünde çalışıyoruz. Her ASM’nin A B C D E
şeklinde farklı sınıfları var. Her sınıftaki grup elemanlarının, sayısı çalışma saatleri farklılık gösteriyor.
Bizim ilk isteğimiz bakanlık bünyesine bağlı ya da 4D’li işçi olarak çalışmak. Bizim şu anda sağlıkçı
sıfatımız yok. Sağlıkçı olmamıza rağmen, çalıştığımız ASM’lerde bize bir saldırı olması durumunda
beyaz kod verme hakkına sahip değiliz. Sağlıkçı sıfatını kazanmak istiyoruz.“

“İstedikleri zaman sözleşmemizi feshedebiliyorlar”

Doktorlarla “çalışma arkadaşı” değil, patron - işçi konumunda olduklarını söyleyen Büyükkayaer,
“Herkesin özlük hakkına sahip olması, iş güvencesinin olması, çalışma saatlerinin belirlenmesi
istiyoruz. Doktorlar bir çalışana sen 7’de geleceksin 6’da çıkacaksın diyebilme hakkına sahip. Bu
durumun ortadan kalkmasını ve çalışma saatlerinin düzenlenmesini istiyoruz. Bizim sözleşmemiz
süresiz 4A işçi sözleşmesi olduğu için istedikleri zaman sözleşmemizi feshedebiliyorlar. İşe dönüş
davası da açamıyoruz. Çoğu yer hukuki süreçle uğraşmak istemediği için çıkarttığı işçiye tazminat
veriyor ama vermeyenler de var” dedi.

“Kamu işçileri arasında en mağdur sınıf ASM personelleri”

Büyükkayaer, 2019’dan bu yana mücadelelerini sürdürdüklerini aktarırken, iş yükü en fazla olan kamu
işçileri arasında olduklarını da ekledi. Büyükkayaer, şöyle devam etti:

“Şu an kamu işçisi olarak çalışıp da en mağdur olan sınıf ASM grup elemanları. Hem kamuda olan hem de hiçbir hakkı olmayan sınıfız. İnsanlara birebir hizmet edip bu hizmetin dört de bir hakkını alamayan tek personeller biziz. Yeri geliyor danışman oluyoruz, yeri geliyor giriş yapamayan teyzeye giriş yapıyorsun yeri geliyor kan alıyorsun pansuman yapıyorsun iğne yapıyorsun yeri geliyor o kurumun jeneratör bakımını yapıyorsun.”

“İş barışı için; eşit işe, eşit ücret ve kadro talep ediyoruz”

Büyükkayaer, örgütlenip dernek kurmalarının mücadelelerine büyük katkısı olduğunu, siyasi partilere
ve milletvekillerine seslerini duyurmakta önemli bir yol kat ettiklerini söyledi. Meclisin yeni
döneminden taleplerine ilişkin umutlu olduklarını söylerken mücadele ve çalışma süreçlerini şu
cümlelerle aktardı:

“2010’dan beri ASM grup çalışanları bu mağduriyeti yaşıyor. 2018’de taşeronlar kadroya alındı ama
biz alınmayınca ‘artık yeter’ deyip ‘İş barışı için; eşit işe, eşit ücret ve kadro talep ediyoruz’ sloganıyla
hak arayışına başladık. 2019’dan bu yana mücadelemiz sürüyor ama 2023 yılında sesimizi duyurmaya
başladık. Derneğimiz bu yıl 20 Haziran’da onaylandı ve faaliyetlerine başladı. İlk yıllarda yetkili
birilerine gittiğimizde siz kimsiniz sorusuyla karşılaşıyorduk. ASM grup elemanlarının varlığından bile
haberdar değillerdi ancak artık sizden haberimiz var şeklinde yanıtlar alıyoruz.”

“Hem evlerini hem işlerini kaybettiler”

6 Şubat Kahramanmaraş depremleri tüm bölgeyi olumsuz etkilerken ASM grup elemanları da birçok
noktadan etkilendi. Özellikle çalıştıkları ASM binaları yıkılan zara gören personeller uzun süre işsiz
kalırken, hala işsiz olan personeller de mevcut. Bu konu hakkında açıklamalarda bulunan
Büyükkayaer, depremzede personellerin mağduriyetlerini ve dernek çalışmalarını, şu sözlerle anlattı:

“ASM grup elemanlarının yaşadığı işsizlik sorunu tüm ülke genelinde mevcut ama deprem bölgesinde
daha yoğun yaşanıyor. Hem evini hem işini kaybeden depremzede arkadaşlarımız var. Sağlık ocağı
yıkıldığı için devlet o grup elemanının maaşını bir anda kesiyor. Depremzede hem evsiz hem işsiz
kalmış oluyor. Depremden sonraki aylar bu durumu çok fazla karşı karşıya kaldık. Deprem bölgesinde
mağdur olan çok arkadaşlarımız oldu. Derneğimizde, cüzi miktarda maaş alan insanlar para toplayıp
deprem bölgesindeki mağdur olan arkadaşlarımıza yardım etti. O dönemde tek tek arayıp işsiz
kalanlara ulaştık, elimizden gelene yardımı sağlamaya çalıştık. ASM binaları yapılmadığı için hala işsiz
olan arkadaşlarımız var. Şubattan bu yana bekliyorlar. Başka illere geçici görevlendirme de verilmedi.
Binaları inşa edilse bile yeniden o ASM de işe başlayacaklarının garantisi de yok.”

Ekonomik kriz ASM grup elemanlarının kadro almasını engelliyor

Büyükkayaer, dernek açılışını yaptıktan sonra siyasilerden randevu alıp sorunlarını anlatmakta
hızlandıklarını belirtti. Her etkinliği, her yeni çalışmayı takip ettiklerini söyleyen Büyükkayaer, şöyle
devam etti:

“Tüm siyasi kanatlara sesimizi duyurmak için çabalıyoruz artık hepsinin bizden haberi var ancak
yapılan çalışmalar henüz bir sonuca varmadı. Sürekli, ‘çalışma var ama nereye konduracağımızı
bilemiyoruz’ şeklinde dönütler alıyoruz. Şu an ülkede ekonomik kriz olduğu için bu kadar çalışanı
kadroya alırsak mali olayı nasıl halledeceğiz durumundan söz ediliyor.”

“Yarısı asgari ücretin altında maaş alıyor”

ASM elemanlarının sözleşmelerinde farklılık yaşandığına değinen Tok da tüm gün çalışan personelin
bile sözleşmeleri yarı zamanlı olduğu için asgari ücretin altında maaş aldığını ifade etti. Tok,
sözleşmelere itiraz edildiğinde, işten çıkarmaların yaşanabildiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Çalışanların maaşlarının belirleme durumu doktorun vicdanına kalmış bir şey. Tüm çalışanların işe
giriş sözleşmeleri farklı. Ben tam gün imzalıyorum tam maaş alıyorum ama bir başkası çalıştığı saate
göre imzalıyor. Asgari ücret için 45 saat çalışması lazım ama doktorla yaptığı anlaşmada 30 saat olarak geçince tüm gün çalışsa bile sözleşmeye göre maaş alınıyor. Bu durumda da alınan maaş asgari ücretin altında kalıyor. Bu nedenle sözleşme imzalarken dikkatli olmak gerekiyor. Şu an ASM
gruplandırma elemanlarının yarısı asgari ücretin altında maaşla çalışıyor. Bazı hekimler yarı zamanlı
çalıştıracağız diyor ama uygulanan farklı olunca itirazlar yaşanıyor. Yapılan herhangi bir itirazda işten
çıkartmalar yaşanabiliyor.”

Tok, özellikle son dönemlerde ASM’lerde yaşanan en büyük sorunlardan bir tanesinin, “cari ödenek
yetişmiyor” denip grup elemanlarının işten çıkarılması olduğunu belirtti. “Grup düşeceğiz denilerek
arkadaşlarımız işten çıkartılıyor” diyen Tok, “Önümüzdeki 20 gün içinde irtibatta olduğumuz en az 200
tane grup elamanı işsiz kalacak” dedi. Kısa süre önce cari ödenek yetişmiyor bahanesiyle mağdur
edilen bir çalışma arkadaşlarından bahseden Tok, şunları söyledi:

“Muhammed arkadaşımız çok kısa süre önce daha düşük fiyatla çalıştırmak için sözleşmesi değiştirildi. Muhammed’in durumunda olan birçok arkadaşımız bulunuyor ancak arkadaşlarımızın bu durumu kabul etmiyorum deme hakkı bulunmuyor. Dava açmak için çalıştığımız kurumda en az 30 kişi çalışması gerekiyor. ASM’lerde 30’dan az işçi çalıştırdıkları için dava açmak gibi bir hakkımız yok.”

“Gebe olan askere giden arkadaşlarımız işsiz kalabiliyor”

ASM personelleri arasında kadınların mağduriyetinin daha büyük olduğunu ifade eden Tok, “doğum
iznine çıkan kadın arkadaşlarımız ‘işe yeniden dönebilecek miyim’ endişesi yaşıyor” dedi. Tok, benzer
sıkıntıları askere giden erkek personelin de yaşadığına da dikkati çekerek, “Doğum iznine çıkan kişi
geri dönebilecek miyim endişesi yaşıyor. Vicdanı olan doktorlar, ‘senin yerine gelecek olanla 6 haftalık
ya da 8 haftalık sözleşme yapacağız sen geri geleceksin’ derken, kimisi bunu yapmıyor. Çıkış
vermemesi gerekirken çıkışını veriyor. Sistemde hala ASM personeli görünmesi, onun yerine de geçici
personel almaları gerekirken çıkış verildiği için doğum yapan personeller işine dönemiyor, ya da kişi
geri geldiği ‘zaman senin zaten küçük çocuğun var, süt izni filan uğraşamayız, yeni eleman alıştı’ deyip
işe geri alımlar yapılmıyor. Aynı durum askere gidenler için de geçerli. Askerden döndükten sonra
erkek çalışanlardan bazı arkadaşlarımız işine devam edemiyor. Kadın personeller için doğum, erkek
personeller için de askerlik izninin düzenlenmesi istiyoruz” dedi.