A Milli Takım’ın Galler beraberliği sonrası dikkat çeken sözler! ‘Sadece rötar yaptık! Stat sorunsalı’


A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar Ligi B Ligi 4. Grup'un 5'inci haftasında Galler'i konuk etti. Zorlu karşılaşma Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kadir Has Stadyumu'nda oynandı. Kritik mücadelede İspanya Futbol Federasyonu'ndan Juan Martinez Munuera düdük çaldı.


KAYSERİ'DE GOLSÜZ BERABERLİK

A Milli Futbol Takımı ile Galler arasındaki müsabaka başladığı gibi golsüz tamamlandı. A Milli Futbol Takımı son maçlardaki sonuçlara göre A Ligi'ne yükselecek. Bu sonucun ardından A Milli Futbol Takımı grup liderliğini sürdürdü. Türkiye, grupta puanını 11'e yükseltti. Galler ise 9 puana çıktı.


89’DA PENALTI KAÇIRDIK

87'nci dakikada A Milli Futbol Takımı'nda Yunus Akgün ceza sahasına girdikten sonra rakibinin müdahalesiyle yerde kaldı. Maçın hakemi penaltı noktasını işaret etti. 89'uncu dakikada penaltıda topun başına Kerem Aktürkoğlu geçti. Kerem’in vuruşunda top direğe çarparak yandan auta gitti.


ABDÜLKERİM BARDAKCI CEZALI DURUMA DÜŞTÜ

Mücadelenin ikinci yarısında yaşanan bir faul pozisyonunun ardından hakeme itirazlarda bulunan Abdülkerim Bardakcı, sarı kart gördü. Bu sarı kart ile gruplardaki ikinci sarı kartını gören tecrübeli savunmacı, cezalı duruma düştü. Abdülkerim, 19 Kasım Salı günü deplasmanda oynanacak Karadağ karşılaşmasında cezası nedeniyle forma giyemeyecek.


A LİGİ'NE YÜKSELME HESAPLARI

A Milli Futbol Takımı, son maçta Karadağ'ı mağlup etmesi durumunda A Ligi'ne yükselecek. Bizim Çocuklar'ın Karadağ'la berabere kalması durumunda Galler'in de kazanması halinde averaja bakılacak. A Milli Futbol Takımı'nın Karadağ'a mağlubiyeti, Galler'in de İzlanda'yı mağlup etmesi halinde A Ligi'ne Galler yükselecek.


Spor yazarları da A Milli Takım’ın Galler ile golsüz berabere kaldığı maçı bugünkü köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar…


ENES GİRDİKTEN SONRA - CEM DİZDAR

Aslında tehlikeli bir maç olduğu devre sonunda Galler’in direkten dönen topunda belli oldu. Bir “Türk futbolu folklorü” olarak “Taca çıktı hocaaamm!” derken kaleyi göremeyen rakip çerçeveyi karşıdan görüp, şutu attı! Gol olsa sadece “top çıktı!” diye itiraz edecektik, o kadar. Oysa “Johann Cruijff ilkesi” gereği, top bizimkilerdeydi ve haliyle rakip gol atamazdı! Ne var ki milliller de 12 şut atıp 15 orta yaptı ama ciddi olabilecek pozisyon bulamadı. İlk devre, bildiğimiz ‘’ikili mücadele’’ yoğunluğunda geçip gitti. İkinci devreye Hakan Çalhanoğlu yerine İsmail Yüksek ile başlayınca topu çekip, çevirmek müşkül hale geldi. Ve set oyunu yerine direkt oyuna döndü milli takım. Üstelik klasik santrforu olmadan. Ama olmuyordu belli ki, ‘’Santrforsuz da olur’’ diyen Vincenzo Montella Barış Alper Yılmaz’ı alıp memleketin başının pek hoş olmadığı “klasik santrfor” Enes Ünal’ı gönderdi oyuna! Durağana dönmüş oyun da yeniden yön değiştirdi. Fakat rakibin savunma kurgusunu bozacak hareketlilik bir türlü gerçekleşmedi.


STAT SORUNSALI!

Bir iki kırık dökük pozisyon ve gereksiz şut denemelerinin ötesine geçilemedi. Dengeli ve seri set oyunlarının icra edildiği 80 civarındaki kısa erimli girişimler de saman alevi gibi yanıp, söndü. Nihayet 88’de ceza sahası içine paslarla inince gelen penaltıyı Kerem Aktürkoğlu avuta gönderdi. Neticede bizimkiler hala bu grubun en iyisi ve büyük ihtimalle birinci olarak A Kategorisine yükselecek. Böyle kazanma ihtimali yüksek maçlar oynanacak ve kazanılamayacak ama aslolan bunlardan hem bireysel hem organizasyon düzeyinde öğrenilecek. Örneğin Arda Güler... Eksikleri neler, nerelere çalışması gerek ve tuttuğumuz takımdaki benzerlerini tamamlaması gerekenler neler? Evet bu grupta iyiyiz ama işte bunlar üzerine enine boyuna düşünmeliyiz... Ve son sorular; milli takım bu kadar saha değiştirmeli mi? Ülke içinde bu kadar deplasmana çıkan bir takımın rakip takımlardan farkı kalır mı?


SADECE BİRAZ RÖTAR YAPTIK - FAİK ÇETİNER

Önemli oyuncuları olmayınca Montella eldeki malzemeden en ideal 11’i sahaya sürmüştü. Kendi takımlarında eleştirilen 2 bek (Mert Müldür ve Eren Elmalı) formayı kapmışlardı.


Maç final havasında geçti. Kazanan işi bitirecekti. Galler’in ilk 10 dakikadaki ön alan baskısını çabuk kıran millilerimiz bu yarının mutlak hakimiydi. Arda Güler’in orta alandaki etkili oyunu ile sağdan Yunus soldan Kerem ve Barış ile girdiğimiz pozisyonlarda kale önü cömertiydik. Rakibin çok adamla kapandığı ve ani ataklar kovaladığı ilk yarıda, kale direğimizden dönen topları bizim için şans sayılırdı. Sakatlanan Hakan Çalhanoğlu’nun (İsmail Yüksek girdi) çıkması 2 yarıda orta saha etkinliğimizi azalttı.


KARADAĞ’I YENERİZ

Bu bölümde dakikalar geçtikçe fizik olarak üstün rakibimizi çözemedik. Son 25 dakikada Barış Alper yerini Enes Ünal’a bıraktı. Ancak kale önü cömertliğimiz devam etti. Kazanamıyorsan kaybetme mantığındaki rakibin hedefi ise en azından şansını son maça kadar devam ettirmekti. Maç bitmeye yakın takımın en iyilerinden Yunus Akgün bu defa bir penaltı kazandırdı. Top ağlara gitse, A Ligi’ne çıkacaktık. Kerem Aktürkoğlu topu ve kaleciyi ayrı köşelere göndermesine rağmen direk bizi engelledi. Şimdi iş son maça kaldı. Bu Milli Takım Karadağ’ı yener ve hak ettiği lige çıkar. Sadece biraz rötar yaptık hepsi bu.


GENELE BAKMAK LAZIM - UMUT EKEN

İlk yarıda planın büyük kısmının hayata geçtiğini söylemek mümkün. Banış, Arda, Yunus, Kerem dörtlüsü adam eksiltebilen, dar alanda topla rahat oynayabilen yetenekler. Arkalarındaki iki pas ustası; Çalhanoğlu ve Kökçü’nün varlığı ile yeteneklerini sergileyebilecekleri uygun koşulları da buldular. Topu ileride tutarak, Karadağ yarı alanında sürekli kalabildik. Dönen topları da toplayıp, tekrar atak tazeleyebildik.


Bu durum fazla efor sarf etmeden, rakip alanda kalabilmemizi sağladı ancak net fırsat bulabildiğimizi söylemek zor. Zira Galler çok disiplinli ve bu yetenekli oyuncu grubuna boş alan bırakmayan ısrarcı bir savunmayla karşımızda kaldı. Yapılabilecek şey, çizgiye inip Galler savunmasının dengesini bozmaktı ancak 67’de Yunus - Enes ikilisinin yaptığına kadar bunu başaramadık. İlk yarıdaki kadar dönenleri de toplayamaz olduk. Galler belli aralıklarla da olsa sahayı çabuk geçip, tehditkar olabildi.


Oyunun bu yöne evrilmesinin bizi biraz tedirgin ettiğini de söylemeli. Bu tedirginlikle tempomuzu kaybettiğimiz de bir gerçek. Grupta buraya kadar gelmişken bir kaza kurşununa gitmemiş olmak gecenin iyi tarafı. Penaltıyı kaçırmış olmak elbette kötü tarafı ama genel tabloya bakmak lazım. Gelişen bir oyunumuz var. Montella, istediklerinin büyük kısmını bu oyuncu grubuna yaptırabiliyor. En önemlisi de bu bu milli takım gelecek için hayaller kurmamızı sağlıyor.


İLK PENALTIYI ATLADI! - DENİZ ÇOBAN

Maçın tecrübeli İspanyol hakemi Munuera, ikili mücadelelerin sıklıkla yaşandığı maçta, temaslı oyuna müsaade ederek maça hız kazandırdı. Doğru ve yerinde sarı kartlar kullandı. Ancak kritik kararlarında doğruyu bulamadı. Maçta iki kez ceza sahası kararı vermek zorunda kaldı. İlkinde, maçın ilk yarısında Galler ceza sahası içinde Davies açık şekilde Kerem Aktürkoğlu’nun topuğuna bastı. Bu net bir penaltıydı. Hakem de VAR da oralı olmadı. Penaltımız verilmedi. Maçın bitimine yakın Yunus Akgün ceza sahasında yerde kaldı ve bu kez hakem penaltı düdüğünü çaldı. Bu pozisyonda da Williams’ın hamlesi topaydı ve bence penaltı yoktu.


FORZA MONTELLA - OĞUZ DİZER

Bastır Türkiye... Bu mücadelenin neticesi, ne olursa olsun, ısrarla belirtmek istediğim budur. Forza Montella, bastır Türkiye. İtalyan teknik adama emanet ettiğimiz milli takım, refahın değil; bilumum sıkıntının içindeydi. Tamamı halledildi, hatta ne diye finale erişilmedi diye Montella eleştirildi. Her turnuvada finalde boy gösterirdik ya ! Bırakın turnuvaları 73 yıllık ömrümde, Ay Yıldız’ı izleyebildiğim sadece bir Dünya şampiyonası var. Oraya da nasıl gidebildiğimizi, iyi bilirim! Galler’de oynadığımız maçta bizi tıknefes eden rakibimiz, Kayseri’de tıknefes oldu da, çocuklarımız onca şut çekip, pozisyon üretmesine rağmen işi golle bitiremedi. Bu arada Kerem’e yüzde 100 penaltı içeren darbe ; İspanyol tarafından görmezden gelindi.


BİRAZ DAHA SAKİN

VAR zaten devreye girmedi. Yazık! Ömrümce GB ülkeleri takımları karşısında geldiğimiz berbat halleri izledim. Dün gece de, GB Armada’sı Galler’in bizim elit futbolcularımız karşısında tirit olduklarını izledim. Hele hele Yunus enerjisi, kalitesi, direnci, gayreti her haliyle örnekti. Penaltımızı kazandırdı. Kerem maalesef dışarı attı. İşi Kayseri’de bitirme umudumuz yattı. Eğer takım halinde biraz daha dikkatli, sakin olabilsek ya. Olamadık umutları, aydınlığı Karadağ’a sakladık.


DENGEYİ BOZAMADIK - METİN KARABAŞ

Millilerimiz, Avrupa Ulusular B Ligi Dördüncü Grup beşinci maçında Galler ile karşılaştı. Kayseri’de oynanan mücadeleye Montella beklenen on biri ile çıktı. İlk on dakikası iki takım da risk almadı ve tempo yükselmedi. Bu bölümün ardından ise Millilerimiz rakip kaleye çok daha güçlü ataklarla gitti. Orta alanda rakibini durduran Ay Yıldızlılar sahanın da hakimi oldu. Yunus, Kerem, Barış ve Orkun ile etkili ataklarımızla golü ararken 20. ile 35.dakiklar arasında golü bulabilecek ataklar geliştirdik. Galler ise hızlı ataklarla savunmamızı eksik yakalamayı planladı. İlk kırk beş dakikada oyun olarak istediğimizi yapsak da skoru değiştiremedik ve ilk kırk beş dakika 0-0’lık beraberlikle sonuçlandı.


FIRSATI DEĞERLENDİREMEDİK

İkinci yarıya Hakan-İsmail değişikliği ile başladık. Bu devrede tempo biraz daha düşük olsa da biz yine ön bölgede kalmaya çalıştık. Konuk takım ise daha fazla hücumu düşündü. 70’ten sonra Galler oyuncu değişiklikleri ile daha fazla risk aldı. Hakan’ın sahada olmadığı anlarda orta alanda pas hatlarımız çoğalınca ileride organize olmadık. 88.dakikada Yunus rakip ceza sahası içerisinde yerde kaldı ve hakem penaltı noktasını gösterdi. Topun arkasına geçen Kerem’in vuruşu direğe çarpı auta gitti. 90 dakika boyunca 0-0’lık eşitlik bozulmazken A Ligi’ne çıkma şansımızı son maça bıraktık.