Spor müellifleri Fenerbahçe – Union Saint-Gilloise maçını değerlendirdi!

GÜRCAN BİLGİÇ – KAN KOKUSU!

Saint Gilloise, kan kokusunu alan köpekbalığı üzere başladı maça. 20 dakikada nefes aldırmadan baskıyı yaptı, konumları buldu. Maçın başlamasına saatler kala hala Passo’dan isteyen bilet bulabiliyordu. Galatasaray yenilisi taraftarın hevesini de tabana çekti, heyecanını da. Bu sinerji alana da yansıdı. Oyuncuların eli – ayağı kesilmişti güya.

Belçikalılar hissetmişlerdi bu bulanık havayı. Golü attıklarında, karşı tarafı da kırabileceklerinin farkında – isteğinde oynadılar. Amrabat – Fred acemiliği orta sahayı çaresiz bıraktığında, Cengiz ve İrfan Can çabucak merkeze yaklaştılar. Fred top rakibe geçer geçmez tüm gedikleri onarmaya, her bölgeye koşmaya başladı. Toparlandılar bir anda. Duran toptan Çağlar golü de geldi.

Rahatladılar… Artık maçı kazanmanın dışında ikinci amaç de oluştu; En Nesry’i golle buluşturmak. Faslı oyuncu golle burun buruna oynamayı başardı. Bir baş şutu çizgiden de çıkarıldı. Rakibin 10 kişi kaldığı durumunda kahramanıydı. Fizik olarak kendini bulmuş, maç eksiğini ise her durumda hissediyor. “Kan kokusu” diyerek başladık. Mourinho’nun da, ekibin da galibiyete muhtaçlığı vardı. Daha dönemin altıncı haftasında “şampiyonluk” tartışılır hale gelmişti zira. “Kırılgan” taraftar psikolojisi işi “yürüyüş” yapmaya kadar abarttı. Artık her maçları “final” oldu. Mourinho ve grubu de nereye geldiklerini anlamıştır, Samandıra’nın öbür “yenileri” de…

REHA KAPSAL – GERÇEK ADRES!

Fenerbahçe’nin Avrupa mesaisinde yakından tanıdığı Belçika temsilcisi Union Saint-Gilloise, bu sene formsuz, lige uygun başlamadı ve 12. sırada şu an. Geçen yılki hocasını ve de üç değerli oyuncusunu transfer devrinde kaybettiler. Bu durumun sarı-lacivertliler lehine olduğu kesin ve bilhassa son derbi yenilgisinin makus izlerini silmek ismine da çok kıymetli bir müsabaka olacaktı elbet.

Jose Mourinho, bu maçın birinci 11’inde 5 farklı oyuncuyla oyuna başladı. Herkesin gözü hem oynanacak oyunda ve bu oyuncuların göstereceği performanstaydı. Fenerbahçe maça, rakip ön alan baskısıyla başlayınca bunu gerçek pas şablonları ile kıramadıkları üzere rakiplerine birinci 15 dakikada üç net fırsat verdi. Bu yarıda top ayağında atak etmekte problem yaşadıkları üzere topa ritim veremediler ve top ayaklarında iken az temaslı oynamadıklarından ötürü çok pres yediler.

Buna karşın duran toptan golü bulmaları ikinci yarıdaki oyunun daha uygun olmasının en temel nedeniydi. Zira kadronun motivasyonunu net bir biçimde üste çektiği alanda görüldü. İkinci yarı oyunu dengeleyen, rakibine ön alan baskısı yapan, daha top ayağındayken çabuk oynayıp oyun hareketliliği ve oyun iştahı yeterli olan Fenerbahçe’nin, Avrupa macerasına hak ettiği üç puanla başlaması, bilhassa mental manada dertli günler geçiren sarı-lacivertli futbolcular ismine özgüven ve moral açısından değerliydi. Bunun yanı sıra taraftarının gönlünü alması açısından da çok değerliydi. Fenerbahçe’nin saha içinde yaptığı gerçek şeyler olduğu üzere eksik yaptığı işlerde var. Bunu çalışarak düzeltecek iki gerçek adres; Samandıra ve Jose Mourinho.

EMRE BOL – NET OL MOURINHO!

Fenerbahçe maça inanılmaz makûs başladı. Bunun esas sebebi geride bekleyerek oynamayı tercih etmesiydi. Mourinho dediğini yaparak 3. bölgeyi büsbütün değiştirmesi aslında kâğıt üzerinde olumlu görünüyordu. Gel gör ki oyunu bu kadar geride kabul edince; santrforu beslemesi gereken kanat oyuncuları bek oyuncusu üzere rakibi kovalamak zorunda kaldı. İrfancan’ın da Cengiz’in de tesirli olabilecekleri parsel aşikâr.

Tamamen geride kalınca En- Nesyri’yi topla buluşturamadılar. Hasebiyle o da ileride çok yalnız kaldı. Lakin ikinci yarı sarılacivertliler fabrika ayarlarına geri döndü. Hal bu türlü olunca iki grup ortasındaki kalite farkı ortaya çıktı. Cengiz Ünder mental olarak yerlerde! İnsanın kendine itimadı olmayınca yapacağını da yapamıyor. Kendisini yalnızca fizikî değil baş olarakta hazırlamalı maçlara…

Yeni transfer Amrabat’ı hakikaten çok beğendim. Bilhassa savunma ataklarıyla başarılı bir iş çıkardı. Çağlar ise hiç elbet maçın yıldızıydı. Hem öne çıkarak birinci golü kaydetti hem de maçın başından sonuna rakip forvetlerle savaştı. Lakin Mourinho’nun daima kadronun ayarlarıyla oynaması inanın can sıkmaya başladı. Ekip önde olduğunda da geride olduğunda da tuhaf oyuncu değişiklikleri yapıyor.

Hep zora sokarak oynatıyor. Başını artık netleştirmesi lazım. Bilhassa birtakım mevkilerle fazlaca uğraşmayacaksın. Bu yenilgi üzere galibiyet ders olsun. Makus oynanan müsabakada alınan 3 puan hakikaten çok bedelli. Lakin uyumlu bir ekibi ne vakit izleyeceğimiz konusunda telaşlıyım. Umarım gayelerden sapmadan başarabilir.