34,6806
36,7281
2.960,54
Türk futbol tarihinin efsane isimlerinden birisi olan Emre Belözoğlu, futbolculuk ve oyunculuk kariyerine yönelik unutulmayacak noktalara değindi. Oyunculuk döneminde Galatasaray, Inter, Newcastle United, Fenerbahçe, Başakşehir ve Atletico Madrid gibi takımların formasını giyen Belözoğlu, teknik direktörlük kariyerinde ise Fenerbahçe, Başakşehir ve Ankaragücü gibi takımları çalıştırdı. İkonik karakter, oyunculuk ve hocalık dönemine dair çok konuşulacak ifadeler kullanırken başarılarla dolu futbol kariyerini mercek altına alıyoruz.
A Milli futbol takımımızın genel performansını nasıl buldunuz? Bu özelde Montella’nın oyun içerisindeki hamleleri ve stratejisi sizce nasıldı?
‘PUAN ORTALAMASI İYİ BİR HOCA DEĞİL ZATEN’
Montella’ya karşı rakip de olduğum için aslında Adana Demirspor’dakine benzer bir şekilde oynuyor. Bazı maçlarda 3’lü oynamayı tercih etti. Çok fazla bir değişim yok. Genelde aynı oyun tarzıyla oynuyor. Başarılı bir teknik direktör olduğunu düşünüyorum. Yüksek seviyede puan ortalaması olan bir hoca değildi zaten Montella, ama iletişimi samimiyet olsun kendisiyle tanıştığım için de bunların iyi olduğunu söyleyebilirim.
İyi bir jenerasyonumuz var. Türkiye’de her şeyde olduğu gibi iyi giderken abartılan ve biraz kötü gidince kötü anlamda abartıldığı bir durum oluşuyor. A Milli Takımımız’ı başarısız bulmuyorum. Geçmişte kazanamadığımız bazı deplasmanlarda maçlar kazandılar. Grupta 1. olma ihtimalimiz çok fazla olduğu için son maçta 2. olmamız herkesi üzdü ve üzmeli de. ama önümüzde daha bir fırsat var ve o fırsatı da değerlendirebiliriz.
‘MİLLİ TAKIM HOCALIĞI YAPMAK DAHA ZOR’
İyi bir jenerasyonumuz var dediniz. Bu kapsamda Montella’nın yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Birbirini anlamak ve tanımak süreçleri var var. Teknik direktörlük, hemen geldik haydi halı sahaya çıkalım ve oynayalım gibi bir şey değil. Milli Takımda hocalık yapmak, normal bir takımda hocalık yapmaya göre daha zor. Daha kısa bir süre oyuncularınla bir arada oluyorsun. Ben, bu süre zarfında Montella’nın başarılı olduğunu düşünüyorum. Dışardan bakan bir göz olarak da takım tarafından sevildiğini görüyorum.
Siz, kendinizi gelecekte A Milli Takım’ın hocası olarak görüyor musunuz?
Tabii ki her teknik direktörün hayali budur. Milli takımda en çok oynayan oyunculardan birisi oldum. Kaptan olarak en fazla maça çıkan futbolculardan birisiyim. Yapmak isterim ama daha öncelikli hedeflerim var. Onları yaptıktan sonra nasip olursa bunun önüne kimse geçemez.
Daha öncelikli hedefleriniz nelerdir?
Avrupa’da hocalık yapmak istiyorum. Bunu sürekli hale getirmek istiyorum.
‘ALT TAKIMLARDA DA BUNU GÖSTERDİK’
Futbola dair vizyonunuz nedir, temel felsefenizi öğrenmek istiyorum.
Oynatmak istediğimiz oyuna dair bilgi sahibi olmak isteyenler maçlarımıza geldiğinde bunu rahatlıkla görebilir zaten. Bugüne kadar hocalık kariyerimizde yüz küsür 150’ye yakın maça çıktık ve oynatmak istediğim oyuna dair bazı şeyler anlatmaya çalıştık biz. Çok güçlü bir oyun oynatmaya çalıştığımızı hep gösterdik aslında. Ankaragücü gibi hedef olarak daha alt takımlarda da bunu gösterdik. Başakşehir’de başarılı olduğumuz süreç var.
Sadece Ankaragücü döneminde istemediğimiz süreçler oldu. Bence dış etkenlerin de bunda büyük bir payı var. Bizi aşağıya çektiler. Hiçbirimizin yaşamak istemediği bir süreç yaşandı orda. Topa sahip olma planları olan ve tabii ki gücüne göre rakibine karşı karşıt planları olan hem ofansif hem de defansif olarak toplu ve topsuz farklı planları olan bir takım oluşturmaya çalıştım. Bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyorum.
‘GASP EDİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’
Ankaragücü’yle küme düştüğünüzde neler hissettiniz?
Ben bunu 4-5 hafta önceden hissetmiştim bunu çünkü orada ciddi bir düzene karşı mücadele ediliyordu. Özellikle hakemlerin burada pozisyon aldığı gerçeğini kabul ettiğimizde… O süreçte en az 10 puanımızın gasp edildiğini düşünüyorum. Ama bu da bize tecrübe oldu.
‘FATİH TERİM’DEN FARKLIYIM’
Fatih Terim ilk olarak sizi genç bir yaşta sahaya sürdü. Siz de genç oyunculara şans veren bir hocasınız. Bu kapsamda Fatih Terim’den ilham aldığınızı söyleyebilir misiniz?
Birçok teknik direktörle çalıştım ve onların metotlarından ilham aldım. Ben zaten 32 yaşından beri hocalık yapmak istediğimi hep söyledim. Çalıştığım hocalardan hep bir şeyler öğrenmeye çalıştım ve Fatih Terim de bunlardan bir tanesi. Bu ülkedeki en önemli teknik adamlardan birisi. Birçok kişinin rol modeli. Ben biraz daha farklı bakıyorum oyuna. Karşıt planlar yapmak ve farklı oyunlara karşı farklı oyun tarzları üretmeyi seviyorum. Fatih Terim çok daha pragmatik bir hoca. Biraz daha oyunun üzerine değerlendirmeler yapan bir teknik direktörüm ben. Fatih Terim olmak da bu ülkede hiç kolay değil. Başarılar ve kupalar… Şampiyonluklar. Herkesin rol model olarak gördüğü bir hocadan bahsediyoruz.
‘İÇİMDE UKDE OLARAK KALDI’
Ankaragücü – Fenerbahçe maçında Valencia’nın son dakikalarda attığı bir gol vardı ve 2-1 kazandınız maçı. Gole çok sevindiniz. Hatta Ozan Tufan’la büyük bir sevinç yaşadınız. O anda Fenerbahçe’nin gerçekten şampiyon olabileceğini düşündünüz mü?
Ben en başından beri düşünüyordum zaten. Şampiyonluk fırsatının bize bir kere de olsa gelebileceğini biliyordum. Yaşananlar da şahit buna. Ona inandıramadık kimseyi o benim içimde bir ukde olarak kaldı. Ankaragücü maçı özelinde konuşursak inanmış bir oyuncu grubunun neler yapabileceğini çok puan geriden gelerek gösterdik. Çok daha iyi olabilirdi. O mücadelenin sonunu getirebilecek gücümüzün olduğunu düşünüyorum. Olmadı. Pandeminin olması ve maçların seyircisiz oynaması… Kadıköy’de Fenerbahçe’nin en büyük gücü her zaman taraftarı olmuştur. Son 10 maçta 23 puan topladım ama Erol Hoca’nın katkısı da var. O da elinden geleni yaptı.
Sivasspor maçında tribünden size bir tepki olduğu söylendi. Ali Koç’un size doğru bağırdığı iddia edilmişti. Böyle bir şey oldu mu?
Hayır, asla böyle bir şey olmadı. Sivasspor maçında hepimiz büyük bir üzüntü yaşadık. Teknik adam olarak kimsenin benim işime karışmasına müsaade etmem.
‘TARİHİN EN DÜŞÜK BÜTÇESİYLE TAKIM KURDUK’
Alo ben Emre Abin?
Bunu ben hiçbir zaman üstlenmedim ve bu kadar popülist bakmıyorum ben olaya. Fenerbahçe, transferde çok daha bakir hareket ediyordu. Bizle beraber daha dinamik hareketler oldu ki bütçe olarak da çok iyi değildik. Vedat Muriqi transferinden gelen parayla transferleri yaptık. Fenerbahçe tarihinin en düşük bütçesiyle o takımı kurduk. 20 milyon euroluk bir takımla şampiyonluğu son ana kadar kovaladık. Bankalar birliği anlaşmasından dolayı büyük kısıtlamalar da vardı. Ali Koç’un da çok büyük katkıları oldu. Biz en iyisini yapmaya çalıştık.
N’aber abicim, ben Emre abin diye açmışımdır. Sağ olsun taraftarın benim için teveccühü oldu. Onların teveccühüne karşılık verdiğim bir durumdu. Başarının ve başarısızlığın ardından taraftar profilinin nasıl değişebileceğini bilen birisiyim.
Alo ben Emre abin döneminde Mert Hakan’ı Galatasaray da istiyordu. Siz o zamanlar Mert Hakan’ı arayıp ikna etme döneminde ekstra bir katkınız oldu mu?
Şimdi tabii ki yöneticilere göre bizim futbolcu geçmişimize binaen onları ikna etme sürecimiz daha kolay oluyor. Mert Hakan da bunlardan bir tanesi. Yabancı oyuncular da var. Bu anlamda benim tabii ki katkım olmuştur ama bu tek başına olabilecek bir şey değil. Takımın gücü, yöneticilerin gücü, ilişki ağı gibi bir sürü parametreler var transfer sürecinde.
‘İRFAN CAN, FENERBAHÇELİ DURUŞUNU GÖSTERDİ’
Bu anlamda bazı futbolcularla özel bir konuşmanız oldu mu?
İrfan Can Kahveci’nin transfer döneminde Başakşehir kulübüne gidip transferin çok zor olduğu bir dönemde oyuncuyla bire bir konuşmasaydık. O transfer olmazdı. Başka bir takıma çok rahat bir şekilde giderdi. Aslında gitmişti de gitmedi. İrfan Can Fenerbahçeli duruşunu ve taraf olduğunu gösterdi. Şu anki profiliyle de gösteriyor herkese.
Fenerbahçe’de oynadığınız dönemde çok iyi bir arkadaşlık ortamı vardı. Bu ortamdan bahsetmenizi isteyeceğim.
Mehmet Topuz takımın tutkalı. Oynasın oynamasın ki çok daha iyi bir oyuncuydu. Transfer sürecinde de çok spekülasyon olmuştu. Aziz Yıldırım’ın onu gidip alması ve arkadaki oturuşu… Mehmet çok iyi ve temiz bir çocuktur. Anadolu insanının temsili gibidir.
İngiltere’de Newcastle United’da oynadığınız dönemde Fenerbahçe’ye geldiniz. O dönemde Aziz Yıldırım’la neler konuştunuz?
Aziz başkanla eski bir dostumun evinde buluştuk. Beni istediğini söyledi ve ben de ailemle konuşmam gerektiğini söyledim. Onlarla konuştuktan sonra karar vermek zor olmadı benim için. Aziz başkanın beni cezbeden tarafı benim için hep oluştur. Onun takımının kaptanlığını yapmak da zordur. Her zaman başarıyı hedefleyen profiller olduğumuz için iyi anlaştığımız dönemler olmuştur. Benim için Aziz Yıldırım denildiğinde, durduğumuz ve yutkunduğumuz insanlardan birisi olmuştur.
‘KARŞILAŞTIK VE SARILDIK’
Ersun Yanal’la olan ilişkinizi de merak ediyorum.
Ersun Yanal’la aramızda hiçbir şey olmadı. Ersun Yanal’la oluşturulan bu suni gündem şu an Fenerbahçe’de oluşturulan suni gündem gibi. Emre Belözoğlu özelinde hep böyle gündemler oluşturuluyor. Geçen yurt dışında karşılaştık ve sarıldık. Benim 40 yaşımda Fenerbahçe’ye yeniden gelmeme vesile olan insanlardan birisidir. Teknik direktör ve oyuncu olarak anlaşamadığımız yerler olabilir. Takım kaptanı olarak her zaman bana sorduğunda kendi fikirlerimi söylemekten hiçbir zaman çekinmem. Ersun Hoca’nın değerli olan tarafı o da her zaman kazanmaya odaklıydı. Fatih Terim, Şenol Güneş ve Aykut Kocaman gibi birçok hocayla anlaşamadığım zamanlar da olmuştur.
‘EN BÜYÜK FENERBAHÇELİ BENİM DİYE GÖREVE GELMEM’
Fenerbahçe’ye tekrar dönme şansınız olsa neyi farklı yapardınız?
Hiçbir şeyi farklı yapmazdım. Her şeyi aynı yapardım. Yine inandığımı yapardım. Fenerbahçe’nin menfaati için gecemi gündüzüme kattım. Yine aynısını yapardım. Çok farklı bir şey yapmazdım. Kimse mutlu olsun diye değil ben sınırlarımı zorlayarak yaşadım. Fenerbahçe taraftarına hoş görünmekten ziyade onların mutlu olmasını istiyorum. Fenerbahçe taraftarına hoş görünmek için hiçbir çaba içerisinde bulunmam. Bu işin de cilvesi budur. En büyük Fenerbahçeliyim diyen en büyük Fenerbahçeli değildir. Fenerbahçe için ne yaptığına bakmak lazım. Fenerbahçe’nin başına gelsem bir öncekinden daha fazla yapacağımı garanti ederim. Daha fazla mücadele edeceğimi, daha fazla gecemi gündüzüme katabileceğimi vadederim. En büyük Fenerbahçeli benim diye göreve gelmem.
Bazı Fenerbahçeliler sizden nefret ediyor. Bunun nedeni sizi çok sevmelerinden dolayı mı?
Bilmiyorum. Ben, sevdiğim birisinden nefret edemem. Geçmişte yaşadığı duygulara binaen yaşamış olduğu bir nefret olabilir. Aslında benim için kapanmış bir konu bu. Fenerbahçe taraftarının beni sevmeyeceğine dair bir profil sergilemedim hiçbir zaman. Bizi bilen Fenerbahçelilerin ömürlerinin sonuna kadar seveceklerine de biliyorum.
‘OYUNU KURALINA GÖRE OYNAMANIZ GEREKİYOR’
Fenerbahçe 10 yıldır neden şampiyon olamıyor?
Sebeplerini bugün masaya yatırmak kolay değil. Bu sürecin içerisinde ben futbolcu, hoca ve yönetici olarak da bulundu. Sabırsız ve çok çabuk bir şeyleri kazanma isteği ki bu da doğaldır başarısızlıktan sonra hemen bir reaksiyon beklenir. Büyük takım refleksidir bu. Daha akil davranılırsa ve sezonun henüz başındayken bütün kartlarınızı ortaya dökmeden sezonun daha kızıştığı dinamik dönemlerinde reaksiyon gösterilerek oyunu kuralına göre oynamanız gerekiyor. Eğer bu süreçler doğru yönetilirse 10 senenin ardından Fenerbahçe’nin taraftarına bu tür dönemleri unutturacak başarılar yaşayacağına inanıyorum.
Size haksızlık yapıldığını düşünüyor musunuz?
Hayır, ben çok haksızlık gördüm ömrüm boyunca. Fenerbahçe’nin bana haksızlık yaptığını düşünmüyorum. Bana hayatım boyunca çok fazla haksızlık yapıldı ama belki de Fenerbahçe özelinde öyle hissetmek istemiyorumdur.
Jose Mourinho özelinde de düşüncelerinizi almak isterim.
Bu kadar önemli bir hocanın Türkiye’ye geldiğini ben yaşadığım tarih boyunca görmedim. Bu sabırsız ortamın değişebileceğini düşünürken böyle bir profil bile geldiğinde değişmediğini gördüğünüzde bu ülkede bazı şeylerin asla değişmeyeceğini görüyorsunuz. Demek ki problem başka bir yerde. Burada herkes futbolu çok iyi yorumlayıp çok iyi biliyor gibi bir durum var.
Buna bağlı olarak bizim ülkemizde olan oyuncular başka bir ülkeden olsa aynı oyuncu 10 milyon değil de 50 milyon euroya gider ama bizim ülkemizde böyle olmuyor. Bu yüzden herkes bu kadar iyiyse biz neden böyleyiz diye sormak lazım. Bu yüzden kendimizi bilmemiz çok önemli.
‘KİMSENİN ELİNDE SİHİRLİ DEĞNEK YOK’
Önemli bir hoca gelmiş ve kimsenin elinde sihirli bir değnek yok. Manchester City’de Guardiola’ya baktığınızda bile onun bile elindeki oyuncu kalitesi düştüğünde istediği kadar teknik taktik bilgisi olsun bazen oyun istediğiniz şekilde evrilmiyor. Özellikle Türkiye’de bu var teknik direktörlerin itibarının bu kadar yerlere indirilmesini ben kabul etmiyorum. Tek tük edindiği bilgilerle herkes futbolu yorumlayamaz. Fenerbahçe’nin başında kendisini ispat etmiş bir teknik direktör var. Ama o da Tottenham’ı ve Roma’yı çalıştırdı diyecek kadar hadsizleşecek süreçler yaşanıyor. Camianın arkasında durması gereken bir hoca olduğunu düşünüyorum. Şu an bile sezonun başlarındayız. Teknik direktörlük profili Fenerbahçe’ye oturmuş gibi görünüyor. Tabii sonunu görmek gerekiyor. Filmin sonunu beklememiz gerekiyor.
Saha dışındaki konuşmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mourinho spekülatif bir profil zaten. Teknik direktörler geldi bu ülkeye ama yıldız hoca belki de ilk defa geldi. Söyledikleri ve yaptıklarıyla oyuncularının önüne geçen bir profil kendisi. Mourinho konuştuğunda manşeti verir altını oyuncusu doldurur. Tabii ki o da Fenerbahçe ve Türkiye özelinde her şeyi öğrenecek ve görecek. Bu yüzden sabır isteyen bir süreç var.
‘ÇOK BAŞARILI’
Okan Buruk’u nasıl değerlendiriyorsunuz?
2 sene üst üste şampiyon oldu ve iç saha dış saha bütün rekorları Okan Buruk kırdı. Çok başarılı olması dışında Okan Abi için söylenecek çok fazla bir şey yok. Çok başarılı bir teknik direktör. Geçmişte yaşadığı başarılar ve başarısızlıklar bir bütün olarak tecrübe olarak elinde. Bunu da en iyi şekilde kullanıyor diye düşünüyorum.
ŞAMPİYONLUK TAHMİNİ!
Bu sezon hangi takım şampiyon olur sizce?
Kolay değil. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin arasında geçeceğini düşünüyorum. Kadro kaliteleri ligin çok üstünde.
‘FENERBAHÇE TARAFTARININ BANA KÜFRETMESİ’
Futbol hayatınız boyunca size haksızlık edildiğini düşündüğünüz en belirgin an neydi?
Ben bundan elli sayfalık, yüz sayfalık bir kitap çıkarırım. O yüzden bir tanesini sıkıştırmak çok da hakkaniyetli olmaz çektiğim acılara. En büyük acın ben miydim diye üzerime afakan gibi çöker yani. Ben, içimde ne yaşadığımı biliyorum. Hemen hemen her süreçte, içimde barındırdığım duyguların tersi duygular yaşattı insanlar ve camialar. Bir tanesine indirirsem diğer acılarıma haksızlık olur. Unutmak istediğim o kadar çok anım oldu ki.
Ama yine de Fenerbahçe taraftarının bana küfretmesini söyleyebilirim. Unutulmayacak kadar acı bir durumdu. Oyunculuğumda da yine aynı süreçler yaşandı. Kendi içinde bir doğurganlığı var bu toksik yapının özellikle Fenerbahçe’de. Fenerbahçe’nin içinde temiz olan cenahı kullanmak üzere olduğu bir yapı oldu. hedeflerinde olduk yani biz. Fenerbahçe taraftarının bize küfretmesi bizi üzerdi, üzmeliydi de. O bizim için unutulmaz oldu.
‘MELO’YLA REKLAM TEKLİFİ GELDİ’
Galatasaray – Fenerbahçe maçında Felipe Melo’yla yaşadığınız olaya değineceğim. Siz, o gün daha sakin kalamaz mıydınız?
Biz oraya zaten şampiyon takım olarak gitmiştik. Onun benim arkamdan vurması ve tükürmesi bunlar bizi tahrik etmemeliydi dersen doğru diyorsun aslında. Topla birlikte sert bir hamle yapmak istedim. Daha sonra bana Melo’yla reklam teklifi geldi. Ben kabul etmedim. Benim, hayata karşı bazı duruşlarım olduğunu düşünüyorum. O zaman şampiyonluğu yakalamış olmanın rehavetiyle ayaklarımız hantallaşmıştı. Ters bir şey yapmadım orda Melo’ya ben. Ben her zaman sahada işimi en iyi şekilde yapmaya çalışan bir profil oldum sadece.
‘DAHA ONLARI GEÇMEDİ’
Arda Güler konusundaki görüşlerinizi almak istiyorum. Arda Turan, yaptığı açıklamada benden daha iyi olacağını düşünüyorum dedi. Sizin bu anlamda görüşleriniz nedir?
Genç oyuncuların gelişimine şahit olmak çok güzel. Arda’yla ara sıra konuşuyoruz da. Bazı şeyleri söyleme gereği duyduğumda haberleşiyoruz ve sağ olsun o da beni dinliyor. Çok yetenekli olduğunu söylememe gerek yok. Sergen Yalçın, Oğuz Çetin, Tugay Kerimoğlu… Bu tür oyuncular hep geldi. Bizim jenerasyonumuz, Arda Turan ve şimdi de Arda Güler…
Yaşı itibarıyla 15-16 yaşlarındayken bizden daha iyi olduğunu düşündüğümü söylemiştim. Aynı fikirdeyim. Şu an bulunduğu yer itibarıyla da hiçbir Türk oyuncu orada olmadı zaten. Orada kalması ve orada devam etmesi bana gurur veriyor. Geçen seneye göre çok daha fazla süre alıyor. Orada kalmasını ve başarılı olması… İsterse kariyerinin son döneminde Fenerbahçe’ye gelmesi dışında benim Arda Güler’le ilgili başka bir temennim yok. Daha Arda Turan’ı, Sergen Yalçın’ı ve Oğuz Çetin’i geçmedi. Önünde bir süreci var ve hep beraber göreceğiz.
‘BEN EN İYİYİM DEMEK BENLİK DEĞİL’
Türk futbol tarihinin en iyi orta saha oyuncusu olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Benim oynadığım iki yönlü oyunu oynayan futbolcuyu, Türk futbolu çok fazla yetiştirmedi benim seviyemde. Ben 40 yaşına kadar oynadım. Kendimi herkesle aynı konuma koymaktan ziyade 1 adım geride durmak istiyorum. Benim gibi hem ofansif hem de defansif oyunu yüksek seviyede oynayan başka bir oyuncu yok. Benim anıldığım büyük oyuncuların bir tarafı hep daha baskındır. Benim gibi ofansif ve defansif oyuncu yüksek seviyede oynayabilen bir profil olduğunu düşünmüyorum Türk futbolunda. Ben en iyiyim demek benlik değil.
Şu ana kadar Türkiye’de oynamış olduğunuz 3 takımı sayacağım ve sizden bu takımları özetlemenizi isteyeceğim.
İlk olarak Galatasaray.
Galatasaray altyapısı benim için çok değerli ve önemliydi. Bugünlere gelirken Galatasaray altyapısından çok şey öğrendim. Oradaki hocalarımı çok güzel ve hep mutlu anılarla hatırlıyorum. Galatasaray benim bugünlere gelmeme en vesile olan kulüptür.
Başakşehir?
Futbolu bırakmaya yakın yaşadığım en güzel duygular futbolcu olarak Başakşehir’de oldu. Hoca olarak da 2 sene boyunca iyi işler yaptık. Başakşehir’in yeri bende iyi olabilecek kulüplerden bir tanesi.
Fenerbahçe?
Fenerbahçe, bizim çocukluğumuzun futbola karşı hayranlığımızın geliştiği dönemdeki tutkumuzdu. Sonra ben Galatasaray altyapısında oynadım evim yakın olduğu için orasını tercih ettim. Futbolculuk dönemimde de Fenerbahçe’ye her zaman farklı baktım. Saha içinde hiçbir zaman ayırt etmedim ve Galatasaray formasının hakkını vermek için sonuna kadar mücadele ettim.
Fenerbahçe benim gönlümde Galatasaray forması giydiğim dönemde bile başka bir yerdeydi. Rakip olmadığımız sürece. Fenerbahçe’yi anlatabilecek anılarım; mutlu mutsuz, sevinçli sevinçsiz, hayatımda en büyük yeri barındıran kulüp Fenerbahçe’dir.
Arda Turan, Burak Yılmaz, Selçuk İnan ve siz. Bu anlamda teknik direktörlük gelişiminizi nasıl buluyorsunuz?
Çok önemli işler yapıyorlar. Arda Turan, Selçuk İnan… Burak Yılmaz maalesef oynatmak istediği oyun güçlü ama ne yazık ki mevcut kadroyla bu tip sıkıntılar yaşadı. Selçuk İnan sezona iyi başlamadı ama şimdi baktığımızda iyi bir ivme yakaladı Gaziantep FK’da. Kendisini geliştirdiğini düşünüyorum. Arda Turan keza öyle. Geçen sene Eyüpspor’u şampiyon yaptı ve Süper Lig’in ilk 4’ünde yer alıyor. Böyle baktığınızda gelişimler var. Tecrübeler hep kazanarak olmaz kaybederek de tecrübeler edinirsiniz. Ben kendi adıma da böyle yapmaya çalıştım. İnşallah başarılı olurlar.