13 yıl sonra Cobar’da ilk Cuma
Esed bombalarıyla ağır hasar alan Şam’ın kuzeydoğusundaki Cobar Büyük Camii, halkın seferberliği ile faal hale getirildi. Yıllar önce sürgün edilen kimi mühendis, kimi öğretmen, kimi doktor onlarca kişi moloz ve enkaz kalıntılarını temizledi. Tam 13 yılın ardından, camide ilk ezan okundu ve cuma namazı kılındı.
Suriye’de Beşşar Esed’in devrilmesiyle, 13 yıldır süren katliamların izleri de bir bir ortaya çıkıyor. Şam’ın kuzeydoğusundaki Cobar bölgesinde yeniden yaşam için çalışmalar başladı. Bombalanan Cobar Büyük Camii’nde tam 13 yılın ardından, ilk ezan okundu ve Cobarlılar cuma namazı kıldı. Duvarları, tavanı, merdivenleri enkaza dönen caminin içindeki molozların temizlenmesi için Cobar’dan yıllar önce sürgün edilen kimi mühendis, kimi öğretmen, kimi de doktor onlarca kişi kolları sıvadı. Cami içerisindeki molozlar ve enkaz kalıntıları temizlenerek, namaz için alan oluşturuldu. Kırılmış minareden bugün yıllar sonra ilk kez ezan okundu. Harabeye dönen Cobar’dan göç etmek zorunda kalan halk yıllar sonra kılınan ilk cuma namazı için camiye akın etti.
Hutbeyi okuyan İmam Hasan Aldur, “Kafir, mücrim, katil rejim bize zulmetti ancak işte bugün burada 13 yıl sonra, yıkık dökük bu mescitte namaz kılmak nasip oldu. Allah’a hamdolsun. Onlar camileri bile vurdular. Binlerce camiyi bombaladılar. Müslümanları katlettiler. Şehitlerimizin kanı bizi bugüne getirdi” dedi. Hutbede ayrıca Türkiye’ye destekleri için dualar edildi. Hutbenin ardından yüzlerce kişi cuma namazı için saf tuttu. Cemaat caminin dışına taştı. Namazın ardından halk cami önünde dualar etti, kutlamalar yaptı. Yıllarca Türkiye’de yaşadıktan sonra ülkesine iki gün önce dönen Halil Zırgafi, “Çok mutluyum. Bugünleri görebileceğimiz hayal bile edemez hale gelmiştik. Cobar çok kötü durumdaydı. Türkiye’ye ve Recep Tayyip Erdoğan’a çok teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun” ifadelerini kullandı. Caminin temizlik işininin başında bulunan ve ilk ezanı okuyan Naim Şakir, ailesinden 46 kişiyi rejim saldırılarında kaybetti. Başta anne-babası, kardeşleri olmak üzere pek çok yakını kimyasal silah saldırılarıyla yaşamını yitirdi. Kendi ve eşi de rejim tarafından hapse atılan, ilk çocuğunun hapishanede doğduğunu söyleyen Şakir, “Çok acılar yaşadık. Çok zulüm gördük. Şükür Allah’a ki yeniden vatanımıza dönebildik” diye konuştu.